Danıştay Kariye ile Ayasofya arasında sıkışınca...

Ayasofya’da izlediğimiz, yolu Danıştay’a kadar uzanan temanın birebir benzeri var karşımızda...

Haberin Devamı

Projektörler bu kez yine Bizans’tan kalan, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden bir süre sonra camiye çevrilen, ancak Cumhuriyet döneminde müzeye dönüştürülen, ardından UNESCO’nun ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan bir eski kiliseye çevrilmiş durumda.

Tarihi mekânın adı Kariye Müzesi... Geç Bizans döneminden bugüne kalan en önemli eserlerden biri. Bizans mozaik ve fresklerinin dünyadaki en zengin ve en iyi korunduğu kültür varlıklarından biri kabul ediliyor. İstanbul’da Topkapı Sarayı ve Ayasofya’dan sonra en çok ziyaretçi çeken müzelerden biri.

Osmanlı döneminde camiye çevrilen bu kilise, tek parti zamanında 1945 yılında çıkartılan bir Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilerek müzeye dönüştürülmüştü. Yani tam 75 yıldır müze kimliği taşıyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin 1983 yılında UNESCO’nun ‘Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmesi’ne taraf olmasından sonra ‘İstanbul’un Tarihi Alanları’ 1985 yılında ‘Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmişti. Bu adımın bir sonucu olarak tarihi surlar bölgesinde Edirnekapı ile Balat arasındaki Kariye Müzesi de ‘Dünya Mirası’ statüsü kazanmıştı.

*

Yaklaşık 15 yıldır Ayasofya’yı camiye çevirme girişimlerinin başını çeken ‘Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’, 2010 yılında Kariye konusunda da bir hamle yapıyor. Daha önce bu derneğin Ayasofya konusundaki başvurusuna ‘ret’ kararı veren Danıştay Onuncu Dairesi, 12 Mart 2014 tarihinde aldığı bir kararla Kariye ile ilgili başvuruyu da reddediyor.

Onuncu Daire, bu kararını ağırlıklı olarak Türkiye’nin uluslararası alandaki yükümlülükleri çerçevesinde gerekçelendirerek, eserin UNESCO’nun ‘Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığına dikkat çekiyor. Kararda, Kariye’nin İnsanlık tarihinin bir veya birden fazla anlamlı dönemini temsil eden yapı tipinin... değerli bir örneğini sunması ve bir veya birden fazla kültürü temsil eden önemli bir örnek olması nedeniyle tüm dünyaya tanıtılma işlevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi amacıyla müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” belirtiliyor.

Haberin Devamı

Başvurucu dernek, Onuncu Daire’nin ret kararını bir üst itiraz makamı olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda temyiz ediyor. Ayasofya’dakine benzer süreç temyiz aşamasında da tekrarlanıyor ve Kurul 26 Nisan 2017 tarihinde aldığı bir kararla başvuruyu reddederek Onuncu Daire’nin kararının onanmasını kararlaştırıyor.

Başvurucunun kullanabileceği bir itiraz aşaması daha var. O da Kurul’a bu kez ‘karar düzeltme’ talebinde bulunmak. Örneğin Ayasofya dosyası, Kurul’dan ‘karar düzeltme’ aşamasını da geçerek kesinleşmişti.

Peki Kariye dosyası ‘karar düzeltme’ talebiyle İdari Dava Daireleri Kurulu’nun önüne geldiğinde ne oluyor?

Kurul, 19 Haziran 2019 tarihinde aldığı bir kararla iki yıl önceki kararından ayrılarak, başvurucunun talebine olumlu karşılık veriyor ve Onuncu Daire’nin kararını bu kez bozuyor. Böylelikle, Kariye’nin statüsünün yeniden camiye çevrilmesine yeşil ışık yakmış oluyor.

Haberin Devamı

Karar Kurul’da 5’e karşı 6 oyla çıkmıştır. İki yıl sonra bu karar alınırken Kurul’un üye yapısında da bazı değişikliklerin meydana geldiği not edilmelidir.

*

Kararda, Kariye Camii Şerifi’nin Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait hayrat taşınmazlarından olduğu, Vakıflar Kanunu’na göre vakfın belirlediği kullanım şekli dışında bir kullanım amacına tahsis edilemeyeceği belirtiliyor. Kararın bu bölümünde “Devlet, sadece vakıf mallarının amacı doğrultusunda kullanılmasını teminen kendisine emanet edildiği varlık konumundadırdeniliyor. Bu çerçevede Bakanlar Kurulu’nun 1945 yılındaki kararının “yetki, şekil, sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduğu” kaydediliyor.

Haberin Devamı

Burada karşımıza bir hukuk bilmecesi çıkıyor. Çünkü, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun vakıf hayratı olan camilerin yürütme tarafından müzeye çevrilmesi tasarrufları ile ilgili verdiği iki ayrı doğrultuda karar söz konusu.

Birincisi, Bakanlar Kurulu’nun Ayasofya’yı müzeye çevirme kararına onay veren ve takdirin yürütmede olduğunu belirten 2012 yılındaki kararı... Kurul’un bu kararını perşembe günkü yazımızda geniş bir şekilde işlemiştik.

İkincisi, Bakanlar Kurulu’nun Kariye’nin statüsünün müzeye çevirmesini hukuka aykırı bulan 2019’da -karar düzeltme aşamasında çıkan- kararı...

*

Başvurucu dernek, Kariye dosyasında aldığı nihai sonucu bu kez Ayasofya’da da kullanmak istiyor. Dernek, Ayasofya konusunda Danıştay’da 2016’da yeni bir dava açtığı için dosya önceki gün bir kez daha Danıştay Onuncu Dairesi’nin önüne geldi. Duruşmada derneğin avukatı, Kariye ile ilgili son kararın Ayasofya açısından da emsal oluşturduğu tezini savundu.

Haberin Devamı

Gelinen noktada Onuncu Daire’nin nasıl bir yol izleyeceği büyük bir merak konusu haline gelmiş bulunuyor. Kararını 15 gün içinde açıklamak durumunda olan Onuncu Daire, tutumunu Kurul’un 2012 Ayasofya kararına mı yoksa 2019 Kariye kararına mı dayandıracak?

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı olan ve 2011-2014 yılları arasında Danıştay üyeliği görevinde de bulunan Prof. Ali Ulusoy’a göre, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararlarında iki farklı çizginin belirmesi yargısal istikrar açısından arzu edilen bir durum olmasa da zaman zaman karşılaşılabilen bir tablo.

Şöyle diyor Prof. Ulusoy: “Onuncu Daire bakımından Kurul’un her iki kararı da bağlayıcı değildir. Çünkü yeni bir dava söz konusudur. Burada belirleyici olan Onuncu Daire’nin vereceği karar olacaktır. Ancak son karar doğrultusunda hareket ettiği takdirde kendi içtihadını 180 derece değiştirmiş olacaktır”.

*

Onuncu Daire’nin hangi yöne gideceği sorusunun Ayasofya’nın statüsü bakımından kritik bir sonucu da olacak. Onuncu Daire, Kurul’un 2012’deki Ayasofya kararı doğrultusunda hareket ederse top idarenin, Cumhurbaşkanlığı makamının sahasına girecektir. Zaten Danıştay Savcısı, önceki günkü duruşmada “Ayasofya hakkındaki karar geçmişte Bakanlar Kurulu tarafından alınmıştır. Ayasofya’yı açmak Bakanlar Kurulu’nun, yani Cumhurbaşkanlığı’nın takdirindedir, bu nedenle davanın reddi gerekir” şeklinde bir mütalaa vermiştir.

Onuncu Daire, Kurul’un geçen yılki Kariye kararı doğrultusunda hareket edip kendi içtihadını değiştirir, yani Ayasofya’nın ‘cami kimliği’ yönünde tutum alırsa, bu takdirde Ayasofya’da eski statüye dönülmesi yolundaki kararı idare değil yargı vermiş olacaktır. Önceki gün Danıştay Onuncu Daire’sindeki duruşmada ‘davalı’ taraf durumundaki Cumhurbaşkanlığı avukatı, bir tutum almadan konuyu “mahkemenin takdirine sunduğunu” belirtmekle yetinmiştir.

Kültür politikalarından Türkiye’nin uluslararası alandaki konumuna kadar uzanabilecek çok geniş bir alanda yol açacağı sonuçlar itibarıyla, Danıştay tarihinin en kritik kararlarından biri için geri sayım başlamıştır. 

Yazarın Tüm Yazıları