Cumhurbaşkanı Gül’ün rektör tercihleri

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi’nin rektörlüğüne seçim sandığından üçüncü çıkan adayı ataması, dikkatlerin yeniden YÖK sistemine ve Çankaya Köşkü’nün tarafsızlığı tartışmalarına kaymasına yol açtı.

Haberin Devamı

Eskişehir demek, biraz da Anadolu Üniversitesi demek. Eskişehir’in son yerel seçimde yüzde 51.5’luk kuvvetli bir çoğunlukla bir kez daha merkez solun adayı ve üniversitenin eski rektörü Prof. Yılmaz Büyükerşen’e itibar ettiği dikkate alındığında, bu atama pek çok çevrede hükümet partisinin bir yanıtı gibi da algılandı.

EN AZ OY ALANI SEÇERSE

*Gül’ün kararının ne anlama geldiğini bütün boyutlarıyla görebilmek için önce sandıktan çıkan sonuca ve YÖK’ün bu sonuç üzerinde yaptığı tasarrufa bakalım.

Üniversitede 26 Ekim’de yapılan seçimde 778 akademisyen oy kullandı. Mevcut rektör Prof. Fevzi Sürmeli 334, Prof. Hasan Mandal 295 ve Prof. Davut Aydın 96 oy aldı.

Haberin Devamı


*
YÖK, bu sonuçlar üzerinden yaptığı değerlendirmeden sonra Cumhurbaşkanı Gül’e gönderdiği listede oyların ancak yüzde 12’sini alabilmiş olan Prof. Aydın’ı birinciliğe çıkartırken, Prof. Mandal’ı yine ikincilikte tuttu; oyların yüzde 43’ün almış olan mevcut rektör Prof. Sürmeli’yi ise üçüncülüğe düşürdü.


*
Anayasa, Cumhurbaşkanı’na bu üç adaydan hangisini isterse onu seçme hakkını veriyor. Cumhurbaşkanı da YÖK’ün önerdiği listedeki en az oy almış adayı rektör atamakta bir tereddüt göstermedi.

KARMA SİSTEM UYGULUYORDU

*Gül, rektör atamaları konusunda en azından ilk dönemde, tek tip bir atama kalıbı izlemiyordu. Cumhurbaşkanı olduktan sonra bu konudaki ilk önemli sınavını 2008 Eylül ayında veren Gül’ün görev süresi dolan 21 rektör için yaptığı atamalardaki tercihlerinde karma bir durum ortaya çıkmıştı.

Bu çerçevede aralarında Ankara, ODTÜ, Boğaziçi’nin de bulunduğu 12 üniversitede, Cumhurbaşkanı, öğretim üyelerinin sandığa yansıttığı tercihi esas alarak seçimin birincilerini rektörlüğe atamıştı. Gül, İstanbul Teknik, Gazi ve Akdeniz de dahil olmak üzere 6 üniversitede sandıktan ikinci çıkan adayları görevlendirmiş, Dicle, 19 Mayıs ve Uludağ üniversitelerine ise sandık üçüncüleri üzerinde karar kılmıştı.


*
O dönemde Gül, seçimde ikinci ve üçüncü gelen adaylar üzerinde kullandığı tercihlerde AKP’ye yakın duran ve türban serbestisini savunan isimleri kolladığı eleştirileriyle karşılaştı. Örneğin, Gül’ün Dicle Üniversitesi’ne atadığı Prof. Ayşegül Jale Saraç, 2007 seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olmuş bir isimdi.

Haberin Devamı

Gül’ün tartışma yaratan bir başka ataması da İstanbul Üniversitesi’ne oldu. Gül rektörlüğe sandıkta 483 oy alan Prof. Ali Akyüz’ü değil, 467 oy alıp ikinci gelen ancak YÖK’ün listede birinciliğe çıkardığı Prof. Yunus Söylet’i atadı.


*
Prof. Akyüz ile Prof. Söylet arasında çok az bir oy farkı olmasına karşılık, Anadolu Üniversitesi’ndeki atamada sandığın galibi ile rektör olan adayın aldığı oylar arasında çok büyük bir fark var. Prof. Sürmeli de “En az oy alanın atanması üniversitemize ve demokrasiye yapılan en büyük haksızlıktır” diyor.

GÜL’ÜN DEMOKRASİ ANLAYIŞIYLA TUTARLI MI?

*Bu konuda en sert çıkışı yapanlardan biri de “Burada ciddi otoriter bir müdahale söz konusu. Bu, üniversiteyi, öğretim üyelerini aşağılamaktır. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı da YÖK’ün bu aşağılamasını doğrulamaktır. Ya seçim yapılmasın ya YÖK kendi atasın” diyen Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ahmet İnsel oldu.

Haberin Devamı


*
İlginçtir ki, Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisi de bu sistemden şikayetçi. Gül, geçen yıl yaptığı bir açıklamada “Rektör seçimlerinin üniversitelerde çok derin yararlar açtığını görüyorum. Bu tip konuların nihayetinde cumhurbaşkanına bırakılmasının doğru olmadığı kanaatindeyim” diye konuşmuştu.


*
Ancak, rahatsız olmasına karşılık, Eskişehir’de sandıktan üçüncü geleni atamakta tereddüt göstermedi Cumhurbaşkanı. Burada kullandığı tercih, kuşkusuz Gül’ün tarafsız bir cumhurbaşkanı olmadığı, Çankaya Köşkü’nde daha çok AKP’nin tercihlerini yansıttığı yolundaki eleştirilere zemin kazandıracaktır.Ayrıca Gül’ün kararının bugüne dek kuvvetle savunduğu demokrasi anlayışı açısından ne ölçüde tutarlı olduğu da ayrı bir tartışma konusudur.

Yazarın Tüm Yazıları