COVID-19 salgınında neredeyiz (2) - Dikkat, aşı kampanyası irtifa kaybediyor

Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı aşı bilgilerini düzenli bir şekilde her sabah saat 09.00’da bir excel dosyasına işlediğimiz bir veri tabanımız var. Bunu “aşı sayacı” olarak adlandırıyoruz.

Haberin Devamı

Bu sayaç, geçen ocak ayından bu yana bütün doz aralıklarında günlük, haftalık ve aylık olarak aşı kampanyasının nasıl bir seyir izlediğini yakından okuyabilmemi mümkün kılıyor.

Sayaçta bu sabah saat 09.00 itibarıyla bütün dozları içerecek şekilde toplam aşı sayısı 118 milyon 578 bin 52 olarak görünüyordu. Önceki gün yine saat 09.00’daki toplam aşı sayısı 118 milyon 378 bin 772’ydi. Yani 24 saat içinde 199 bin 280 doz aşı yapılmıştı.

Peki bu toplam dozlara göre nasıl bir dağılım gösteriyor? Yuvarlayarak ifade edersek, bu toplamın 44 bin dozu birinci, 84 bin dozu ikinci ve 70 bini dozu ise üçüncü ve dördüncü dozlar. Bir başka anlatımla, ağırlığı ikinci ve sonrasındaki dozlar oluşturuyor.

Daha önceki dönemlere bakıldığında, aşılamada kuvvetli bir temponun yakalandığı geçen temmuz ayında bir ara 24 saat içinde 1.5 milyona yaklaşan sayılara ulaşıldığı hatırlanabilir. Örnek vermek gerekirse, 30 Temmuz’dan 31 Temmuz’a geçen 24 saat zarfında 1 milyon 422 bin 127 aşı yapılmıştır.

Haberin Devamı

Önceki gün itibarıyla kayda geçen bir günde 199 bin aşıyı, temmuz ayı sonunda bir günde uygulanan 1 milyon 422 bin aşıyla kıyaslarsak, temponun ne kadar düşmüş olduğunu kolaylıkla görebiliriz.

BİR AYDA YARI YARIYA GERİLEDİ

Bundan bir ay önce 13 Ekim tarihinde yayımlanan “Aşı Kampanyasının Hız Kesmesi Kaygı Verici” başlıklı yazım bu olumsuz yönelişe dikkat çekiyordu. Bu yazıda, COVID-19 vakalarının yüksek bir eşikte seyretmesi kanıksanmaya başlarken, buna paralel bir şekilde aşı kampanyasının hızının da ciddi ölçülerde gerilemekte olduğunu somut rakamlar üzerinden ortaya koymaya çalışmıştık.

Özellikle üçüncü dozun devreye girdiği temmuz ayında bir hafta içinde 7 milyon dozun üzerine çıkıldığı durumlar yaşanmıştı. Buna karşılık, özellikle sonbahara girilmesiyle birlikte ciddi bir yavaşlama belirmişti. Örneğin, 4 Ekim’de başlayan hafta içinde toplam 2 milyon 52 bin dolayındaydı yapılan toplam aşı miktarı.

Geçen haftanın toplamına baktığımda, bir milyonun biraz altına (988 bin) inmişti uygulanan doz sayısı. Yani bir ay öncesine kıyasla neredeyse yarı yarıya azalmıştı. Zaten eylül ayı ile ekim ayı toplamlarında da yarı yarıya bir gerileme söz konusudur.

Haberin Devamı

Bugünkü yazımızı tamamlayan grafiğin çarpıcı bir şekilde gösterdiği üzere, aşı kampanyası, bir uçağın irtifa kaybetmesi gibi düşme yönelişini sürdürüyor, kaygı verici ölçülerde...

COVID-19 salgınında neredeyiz (2) - Dikkat, aşı kampanyası irtifa kaybediyor

SURİYELİLERİ HESABA KATARSAK ORAN DAHA DA DÜŞÜYOR

Gelgelelim Sağlık Bakanlığı’nın web sayfasına girdiğinizde, ilk izlenim olarak bir hayli iyimserlik yayan rakamlarla karşılaşabilirsiniz. Birinci doz aşı oranı “18 yaş üstünde” yüzde 90.01, iki doz aşı oranı yine bu yaş kategorilerinde yüzde 80.08 olarak beliriyor. Bugüne dek uygulanan birinci doz aşı toplamı 55 milyon 887 bindir.

Buna karşılık 18 yaş üstü ölçütünü kaldırıp aşı rakamlarını toplam nüfusa (TÜİK rakamı 83 milyon 614 bin) oranladığımızda, birinci doz aşı olanların oranı yüzde 66.8’e iniyor.

Haberin Devamı

İkinci doz uygulanan aşı toplamı 49 milyon 707 bin dolayındadır. İkinci doz aşı olanların toplam nüfus içindeki oranı da bu durumda yüzde 59.4’e geriliyor. Üçüncü (ve dördüncü) doz olanların toplamı dün itibarıyla 11 milyon 685 bindi.

Bu noktada hesaba katmamız gereken çok kritik bir kategori daha var: Başta Suriyeliler olmak üzere Türkiye’deki yabancılar... Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı aşı rakamları ülkede yaşayan yabancılara yapılan aşıları da kapsıyor.

Geçici koruma altında 3.7 milyonun üstünde Suriyeli var. Bu arada, ikamet izniyle Türkiye’de yaşamakta olan yabancıları da bu denkleme dahil etmeliyiz. İçişleri Bakanlığı’nın web sayfasına göre toplamları 1 milyon 251 bine ulaşmış. Ayrıca, uluslararası koruma altında olan (mülteci) 31 bin yabancı bulunuyor.

Haberin Devamı

Özetle, vatandaş olmayan bütün bu kategorileri de nüfusa eklediğinizde, 88.6 milyon gibi bir toplama geliyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın aşı rakamlarını bu “genişletilmiş toplam”a göre hesapladığınızda, oranlar daha da aşağı iniyor.

TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIKTA HEDEF YÜZDE 83, TÜRKİYE HENÜZ YÜZDE 53’TE

Şimdi meselenin en kritik kısmına, toplumsal bağışıklık hedefine gelelim. Türkiye’nin COVID-19 salgınını aşabilmesi için yakalaması gereken bir toplumsal bağışıklık eğişi var. Ülkeler bu eşiğe geldiklerinde virüs toplumda çoğalabileceği bir boşluk bulamıyor.

Bağışıklık eşiği, bulaşıcı hastalığın üreme sayısına (R sayısı) göre belli bir formülle hesaplanıyor. Bu eşik, salgının ilk döneminde yüzde 67 olarak hesaplanıyordu. Buna karşılık, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Kayıhan Pala, Delta varyantının çıkmasından sonra bütün hesaplamaların değiştiğine ve toplumsal bağışıklığın artık yüzde 83 olarak kabul edildiğine dikkat çekiyor. Prof. Pala’nın vurguladığı husus, bu durumda toplam nüfusun yüzde 83’ünün bağışıklık kazanması zorunluğudur.

Haberin Devamı

Bu noktada Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da “Toplumsal bağışıklık için de daha önce yüzde 70 denildi, varyant ile birlikte yüzde 80-85 deniliyor” diyerek bu hedefi telaffuz ediyor.

Peki kimleri aşılanma anlamında tam bağışıklık kazanmış sayacağız?” Bu noktada yine Sağlık Bakanı’na kulak verelim. Koca, bu ölçütleri 1) “İki doz inaktif (Sinovac) olup ikinci dozdan üç ay sonra hatırlatma dozunu yaptıranlar” veya 2) “İki doz mRNA aşısı olanlar” diye açıklamıştı.

Koca’nın getirdiği kriterleri esas aldığımızda bugün gelinmiş olan toplumsal bağışıklık eşiği hangi oranda çıkıyor? Prof. Pala, yaptığı hesaplamada yüzde 56 gibi bir oran buluyor. Bunu hesaplarken Koca’nın üçüncü dozu yaptırmamış 3 milyon kişi faktörünü de toplamdan düşüyor. Suriyelileri ve ikamet izni almış diğer yabancıları da hesaba kattığında, toplumsal bağışıklık eşiğinin yaklaşık bir değerle yüzde 53’e gerilediğini belirtiyor.

Sonuçta, Türkiye yüzde 83 hedefine (73.5 milyon kişi) ulaşabilmesi için kat etmesi gereken uzun bir mesafe söz konusu. Mevcut aşılama temposuyla bunun yakalanabilmesi doğrusu çok güç görünüyor.

KORUYUCULUĞUNU KAYBEDENLER DE EŞİĞİ DÜŞÜRÜYOR

Ayrıca, şu nedenle de güç görünüyor. Özellikle iki doz Sinovac olanlardan üçüncü aşıyı olmadıkları için koruyuculuklarını kaybedenler de hedeflenen bağışıklık eşiğini aşağı çekiyorlar.

Bu noktada Koca’nın, meselenin bu boyutuyla ilgili kritik bir açıklamasını hatırlatmalıyız. Sağlık Bakanı, 30 Ekim’deki bir paylaşımında “Yaklaşık 3 milyon kişi zamanı gelen üçüncü doz aşısını yaptırmadı. Üçüncü doz aşınızı yaptırın” çağrısında bulunmuştu.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan da, uzunca bir zamandır yaptığı paylaşımlarda, verdiği mesajlarda ısrarla bu soruna dikkat çekiyor.

Prof. Ceyhan, geçenlerde bir sosyal medya paylaşımında “Her gün iki doz (inaktif/Sinovac) aşı olmuş 200-300 bin kişi bağışıklığını kaybediyor. Oysa biz günde bundan daha az kişiye ikinci ve üçüncü doz aşıyı yapabiliyoruz. İnaktif aşı olup şimdi bağışıklığını kaybedenlerin günlük sayısı daha fazla. Yüzde 80 aşıyla korunma hedefinden giderek uzaklaşıyoruz” uyarısını yapmıştı.

Görüleceği gibi, aşı sorunu mevcut yönelişler ters yüz edilemediği takdirde sıkıntılı bir mecraya doğru gidiyor.

Yazarın Tüm Yazıları