Paylaş
Ankara merkezinin yaklaşık 20 kilometre batısındaki Güvercinlik’te bulunan bu komutanlığın 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişiminde çok stratejik bir yeri var. Güvercinlik, darbenin helikopter üssüdür. Ankara üzerinde saldırı, yıldırma ve adam kaçırma eylemleri bu üsteki helikopterlerle yapılacaktır. Komutanlığın envanterinde Kobra, Süper Kobra ve Atak gibi taarruz helikopterleri ile makineli tüfek yerleştirilmiş Sikorsky ve Cougar gibi genel maksatlı olup saldırı amaçlı da kullanılabilen helikopterler bulunuyor.
15 Temmuz gecesi kalkışmayla birlikte bu üssün envanterinde bulunan helikopterlerle Ankara’da Beştepe, Genelkurmay Başkanlığı civarı, Emniyet Müdürlüğü, MİT Müsteşarlığı yerleşkesi, Oran’da TRT binası civarı, Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı, TÜRKSAT yerleşkesi gibi bölgelere saldırılar düzenlenmiştir. İddianamedeki tespite göre bu helikopter saldırılarının sonucu olarak 28 kişi ölmüş, 276 kişi yaralanmıştır.
Keza, buradaki genel maksatlı helikopterlerle darbeci askerler operasyon merkezlerine sevk edilmiş, darbecilerin kullandığı mühimmat taşınmış, rehin alınan komutanlar Akıncı üssüne yine bu helikopterlerle götürülmüştür.
Bütün bu faaliyet ciddi ve kapsamlı bir planlamanın sonucuydu.
*
Savcı Alpaslan Karabay’ın hazırladığı 2 bin 489 sayfalık iddianame, darbenin Güvercinlik üssüyle ilgili bölümünün planlama evresini sistematik bir şekilde analiz ediyor. Genel planlama ile birlikte helikopterlerin uçuş hattına çıkarılması, uçuş için hazırlanması, yakıt ikmali yapılması, mühimmat yüklenmesi, helikopterlerin uçurulması, ayrıca üsse mühimmat temini gibi pek çok aşaması var bu sürecin.
Dikkate almamız gereken önemli bir nokta, tümgeneral düzeyindeki üs komutanı Hakan Atınç’ın kendisinin altındaki darbeci tuğgeneral Ünsal Coşkun tarafından derdest edilmiş olmasıdır. Keza Tümgeneral Atınç’ın kurmay başkanı olan Yarbay Mehmet Şahin de darbecilerin kilit aktörleri arasındadır. İddianamede “Komutanlıktaki tüm kritik kadrolar bunların elinde” dediği aktarılan Tümgeneral Atınç’ın ne kadar haklı olduğu, üsteki kritik kadroların büyük bir bölümünün Gülenci olup darbeye katılmasıyla ortaya çıkıyor.
Güvercinlik’teki darbecilerin çekirdek kadrosunun 13 ve 14 Temmuz’da akşam saatlerinde cemaatin abilerinden Muhammet Baran’a ait Yahyalar Mahallesi, 978. Cadde, Saray Sitesi, No: 10/29 adresindeki evde toplanarak kendi komutanlıkları üzerinden yapılacak faaliyetleri konuşup koordine etmeleri, darbe öncesindeki önemli bir dönemeç noktasıdır.
Ancak iddianamedeki tespitlere göre, Güvercinlik üssündeki darbe görevlendirmeleri için düğmeye 8 Temmuz’da basılmıştır. Planlamada taarruz helikopterlerinin pilot ve teknisyenleri için ayrı (Özcan Karacan), genel maksat helikopterlerinin pilot ve teknisyenleri için ayrı (Mehmet Şamcı) olmak üzere iki subay görevlendiriliyor. Bu iki subay saldırı helikopterleri için 15 pilot, genel maksat helikopterleri için 24 pilot ve teknisyen olarak yararlanmak üzere 22 askerin ismini belirliyor.
Ardından işin en hassas kısmına geliniyor. Darbe gecesi kışlada bulunan herkes cemaatten olmalıdır ki, içeride bir direnişle karşılaşılmasın. Bu amaçla darbeciler 12 Temmuz’da nöbet çizelgesinde değişiklik yaparak, 15 Temmuz akşamı bütün nöbetçi subay ve astsubayların cemaatçi olmasını sağlıyor. Bu şekilde 15 Temmuz gecesi görev yapacak sekiz nöbetçi subay ya da astsubay darbe girişiminden dört gün önce değiştiriliyor.
Çarpıcı bir örnek verelim. Kışlanın 15 Temmuz tarihindeki nöbetçisi önceden Yarbay Serkan Çolak olarak belirlenmiştir. Ancak darbeci Kurmay Başkan Mehmet Şahin yaptığı değişiklikle Çolak’ın yerine FETÖ’cü olan Özcan Karacan’ı görevlendirir.
Buna karşılık bazı nöbetçi subay ya da astsubaylara dokunulmaz. Örneğin, Acil Durum Bekleme Nöbetçisi Birinci Pilot değiştirilmez ve kendisi 15 Temmuz gecesi darbe faaliyetine katılır.
Burada üzerinde durmamız gereken bir husus, bu toplu nöbet değişikliklerinin nasıl olup da kimsenin dikkatini çekmemiş olmasıdır. Burada renkli bir ayrıntı verelim. Önceden 15 Temmuz gecesi Kara Havacılık Harekât Merkezi Nöbetçisi olarak belirlenmiş olan Mehmet Kaya, “Fetullahçı olduğu için nöbet tutmasının sakıncalı olacağı” şeklinde bir gerekçe ile nöbetten alınır.
İddianamenin önemli bir tespiti, bu şekilde 12 Temmuz’da nöbetçi çizelgesine adı sonradan giren herkesin fiilen darbe girişiminde yer almış olmasıdır.
*
İş bununla bitmedi. Bir de cemaatçi olmayan subay ve astsubayların darbe girişimi sırasında üste bulunmalarının önlenmesi gerekiyor. Bunların bir bölümün 15 Temmuz günü, bir bölümünün ise daha önceden kendilerine izin verilmek suretiyle mesaiyi terk etmeleri sağlanır. Örneğin 1. Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Halil Gül, saat 14.00-15.00 arasında tabur personeline hava sıcak olduğu için uçuş görevi yapılamayacağını belirterek izin verir. Gül, ayrıca çocuğunun rahatsızlığı nedeniyle kısa süreliğine izin alan kısım amirine (İlker Teker) “Gelmene gerek yok” şeklinde telefon mesajı gönderir. Bu tür başka örnekler de var.
Şimdi daha düşündürücü bir bölüme geliyoruz. Bu da mühimmat teminidir. Burada da hummalı bir faaliyet karşımıza çıkıyor. Örneğin Taarruz Tabur Komutanı Yarbay Özcan Karacan, Malatya’daki 1. Hava Karacılık Alay Komutanı Albay Mustafa Özkan’dan 14 Temmuz günü eğitim için Malatya’dan Güvercinlik’e gelecek bir helikoptere 1500 adet 20x102 mm mühimmat yüklenmesini ister. Bu tarihte gelen mühimmat depoya konur ve ertesi günü darbe girişiminde kullanılır. Buna karşılık yapılan beyanlarda mühimmatın “gösteri amaçlı” getirildiği belirtilir.
Yine Karacan, ilgili personelden jandarma ile ortak bir tatbikat yapılacağını belirterek kışla envanterinde “beton delici mühimmat” olup olmadığını sorar, 800 adet 20 mm’lik top mühimmatı bulunduğunu öğrenir. Bu mühimmat verilen bir emirle Ankara dışı görevde olan pilot Fatih Tiftik’in odasına konur ve darbe girişiminde kullanılır.
Bunun gibi darbecilerin depodan cephane çıkarmaları ve helikopterlerin o gece icra edilecek operasyona hazırlanmasıyla ilgili pek çok çarpıcı ayrıntı var iddianamede.
*
Ayrıca, darbe gecesi pilot ve teknisyen olarak kullanılmak üzere İstanbul, İzmir, Afyon ve Malatya gibi başka illerden ve Ankara’daki başka karargâhlardan da Güvercinlik’e 15 Temmuz’da personel kaydırması yapılmıştır. Buna ek olarak dünkü yazımızda aktardığımız gibi başka illerden Güvercinlik’e helikopter de getirilmiştir.
İddianame, hem darbede kullanılacak helikopter sayısını, hem de personeli arttırmak, ayrıca cephaneyi kuvvetli tutmak için çok ciddi bir mesai sergilendiğini gösteriyor. Talihin cilvesi, darbe faaliyeti ile ilgili MİT’e bilginin Güvercinlik’te görevli Gülenci bir helikopter pilotu tarafından sızdırılmasıdır.
Davadaki toplam 155 darbeci sanığın önemli bir bölümü Güvercinlik üssünde görevli muvazzaf personeldir. Bu durum bizi daha kritik bir soruya götürüyor:
2016 yılı temmuz ayında Güvercinlik’teki kritik noktaların çoğunda ve helikopterlerin pilot koltuklarında Gülenci bu kadroların olmasını sağlayan tasarım hangi planlamanın eseriydi?
Paylaş