Paylaş
Amerikan yapımı. Üstündeki yazıya göre, imalatçı şirketin adı “Combined Tactical Systems”. Adres: 388 Kinsman Road, Jamestown PA. En sondaki P ve A harfleri, Pennsylvania eyaletinin kısaltılmış kodu.
Polis görevlisinin kullanırken uyması gereken kurallar kapsülün üstünde Türkçe yazılmış. En üstte “Bu ürün sadece bu konuda eğitimli personel tarafından kullanılmalıdır” notu var genel bir uyarı olarak.
En önemli uyarı hemen birinci sırada yer alıyor: “Direkt olarak kişilerin üzerlerine atış yapmayınız. Ciddi yaralanmalara ve ölümlere sebebiyet verebilir.”
Bir başka uyarı: “Sadece açık alanlarda kullanımlara uygundur. Kapalı alanlarda yangına sebebiyet verebilir.”
* * *
Geçen haziran ayında Berkin Elvan’ın kafasına çarpıp komaya girmesine yol açan gaz fişeğinin üzerinde de muhtemelen benzer uyarılar yazılıydı.
Aslında bir yoruma gerek de yok. Gerçek kapsülün üstünde yazıyor. “Ciddi yaralanmaya ve ölüme sebebiyet verebileceği” üzerinde belirtildiği halde Berkin’in üzerine ateşlenebilmiştir biber gazı fişeği.
Burada her şeyden önce insanlıkla ilgili bir mesele var. Nasıl olur da 2013 yılında Türkiye’de ölümcül bir silah –göz göre göre- bir kamu görevlisi tarafından vatandaşın üstüne ateşlenebilir?
* * *
Biber gazı kapsülünün üzerinde yazılı hususlar, Emniyet Genel Müdürlüğünün resmi talimat ve genelgelerinde de yer almaktadır. Bu konudaki kuralların ana çerçevesi 2008 yılında çizilmiştir. “Göz Yaşartıcı Gaz Silahları ve Mühimmatları Kullanım Talimatı” başlıklı bu belge, önemli eksiklikler içermekle birlikte “olması gereken” pek çok kuralı da düzenlemiştir.
Bu talimata baktığımızda, aslında polisin sahada biber gazı kullanırken yaptığı ne kadar tartışmalı uygulama varsa, bunların çoğunun talimatta “yapılmaması gerekenler” hanesinde sıralandığını görüyoruz. Örneğin, “göz yaşartıcı gaz silahları ve mühimmatlarının amacı dışında ve gerekli tedbirler (sağlık ekibi gibi) alınmadan kullanılmaması gerektiğini” yazıyor bu talimat.
Biber gazı kullanılan yerin civarında muhakkak bir sağlık ekibinin bulundurulması, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) getirdiği katı bir kuraldır ve AİHM içtihatlarında da içselleştirilerek Avrupa hukuk sistemi içindeki bütün ülkeler açısından bağlayıcı hale getirilmiştir. Türkiye’deki uygulamada polisin biber gazı kullandığı mahallerde civarda ambulans olup olmadığına bakarak bu talimatın uygulamasını denetleyebilirsiniz.
Talimatın belki de en önemli noktası şu ifadede karşımıza çıkıyor:
“Göz yaşartıcı gaz fişekleri doğrudan insan vücudunu hedef alacak şekilde atılmaz.”
Emniyet’in belgesinde gaz fişeğinin bir gösteriyi dağıtırken en son çare olarak “üçüncü kademe” kullanılması da isteniyor. Ayrıca, “kullanıcının vücuduna 45 derece açı ile atılabileceği” belirtiliyor. Yani “Göstericiyi hedef alıp üstüne sıkmayın, havaya doğru ateşleyin” deniyor.
* * *
Özellikle geçen haziran ayında Taksim Gezi Parkı direnişi sırasında patlak veren olaylar sırasında biber gazının kuralsız kullanımının yol açtığı büyük tepkiler üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü biri 26 Haziran 2013, diğeri 22 Temmuz 2013 tarihlerinde olmak üzere teşkilata kuralların sıkılaştırıldığı iki ayrı genelge yayımlamıştır.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’in geçen kasım ayında hazırladığı Türkiye raporundan, Emniyet tarafından kendisine iletilen resmi bilgiler çerçevesinde özellikle ikinci genelgenin içeriği hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Temmuz genelgesinde “biber gazı tüfeklerinin hiçbir zaman göstericilere doğrultularak ateşlenmemesi” kuralı tekrarlanıyor.
Bir bu kadar önemlisi, biber gazı tüfeklerinin kullanımı için ilk kez 40 metre sınırının getirilmiş olmasıdır. Genelgeye göre, polis biber gazı fişeğini göstericilere ancak 40 metre uzaklıktan atabilir. Daha yakından ateşleyemez. Ayrıca “Çevreye veya güvenlik güçlerine karşı fiili olarak saldırı veya direniş olmadıkça gaz kullanılmamalıdır...” Yani, göstericiler barışçıl bir şekilde duruyorsa biber gazının kullanılmaması gerekiyor.
Geride bıraktığımız günlerde meydana gelen toplumsal hadiselerle polisin biber gazı tüfeklerini kullanırken bu kurallara ne ölçüde uyduğunu kontrol etmek için akşam televizyondaki haber bültenlerini izlemeniz yeterlidir. İzlerken bu kuralların aslında buza yazılmış olduğunu fark edebilirsiniz.
Paylaş