Paylaş
Hangi anlatımın doğru olduğu çok mu önemli? Çayan Birben bugün hayatta değil. Ve ölümüyle sonuçlanan bu olayın çok önemli bir ayrıntısı var.Cihan Haber Ajansı, olayın görgü tanığı Emre K.’nin şu sözlerini aktarıyor: “Çayan’ın olayla ilgisi yoktu. Polise ‘Abi ben astım hastasıyım, biber gazı sıkma’ dediğini duydum. Polis yine de sıktı...”
Biber gazıyla fenalaşan Birben koşarak yakındaki bir internet kafeye gitti, burada yüzünü yıkayarak kendine gelmek istedi. Su fayda etmedi. Kendini kaybederek yere düştü. Kavga nedeniyle dışarı çıkmış olan internet kafenin sahibi döndüğünde yerde yatan Birben’i buldu. Birben bir daha kendine gelemedi ve önceki gün yapılan bütün müdahalelere rağmen kaldırıldığı Yalova Devlet Hastanesi’nde hayata veda etti. Birben’in ölümü anne ve babasına kendilerine sakinleştirici iğne yapıldıktan sonra söylendi.
AİHM MAHKÛM ETMİŞTİ
Yalova’daki üzücü olay, bir yıl içinde ölümle sonuçlanan ikinci biber gazı vakadır. Geçen yıl 31 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hopa’da yapacağı seçim mitingi öncesinde çıkan olayları yatıştırmak isteyen emekli öğretmen Metin Lokumcu da polisin sıktığı gazdan etkilenerek hayatını kaybetmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile ilgili son insan hakları raporunda, Türk Tabipleri Birliği’nin Lokumcu’nun biber gazından öldüğüne ilişkin saptamasına hatırlatma ihtiyacı duyuyor.
Bütün gazete arşivleri, polisin son dönemde biber gazını kontrolsüz, ölçüsüz bir şekilde kullandığı konusunda haberlerle dolu.
İşin vardığı nokta, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde biber gazı nedeniyle aldığı mahkumiyettir. AİHM, 2004 yılında İstanbul’da NATO zirvesini protesto amacıyla düzenlenen bir gösteriye katılan öğretmen Ali Güneş’in yakalandıktan sonra yüzüne biber gazı sıkıldığı ve daha sonra olayın üstü örtüldüğü gerekçesiyle ihlal kararı vermiş, ayrıca Türkiye’yi 10 bin Euro tazminat cezasına çarptırmıştı.
AİHM’nin geçen ay aldığı bu kararın önemi, biber gazının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulaması, bu çerçevede Avrupa İşkence ve İnsanlık Dışı Muameleyi Önleme Komitesi’nin (CPT) bu gazın kullanımıyla ilgili çekincelerini de kayda geçirmiş olmasıdır.
TORAKS DERNEĞİ: HAYAT İÇİN TEHLİKELİ
Biber gazının sakıncaları konusunda bilim ne diyor? Akciğer sağlığı alanında uzman doktorların bir araya geldiği Türk Toraks Derneği’nin dün biber gazı konusunda yaptığı ve bu gazın “ölümcül olabilen astım atakları”na yol açtığı yolundaki uluslararası bilimsel literatürü de hatırlattığı açıklama karşımıza çok düşündürücü bir tablo çıkartıyor.
Açıklamada, Prof. Peri Arbak’ın biber gazıyla karşılaşmış 120 denek üzerinde geçen mart ve nisan aylarında yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına yer veriliyor. Bu araştırma, deneklerin yüzde 60’ında hışıltılı solunum, yüzde 45’inde nefes daralması ve yüzde 35’inde göğüste sıkışma sorunu yaşandığını ortaya koyuyor.
Türk Toraks Derneği’nin açıklamasında, “Bu çalışmanın bulguları gazla karşılaşmanın solunum fonksiyonları üstünde neredeyse sigara kadar olumsuz ve kalıcı etkileri olduğunu göstermiştir” deniliyor ve halk sağlığı ve koruyucu hekimlik açısından kullanımından kesinlikle vazgeçilmesi isteniyor.
DEMOKRASİNİN ÜZERİNDE GAZ GÖLGESİ
Meseleyi demokrasi ve insan hakları bağlamında ele aldığımızda, Türkiye’de ifade ve gösteri özgürlüklerinin karşılaştığı ciddi sorunlara ek olarak özellikle polisin aşırı güç kullanımı konusundaki sicilinin giderek kötüleştiğini görüyoruz.
Son AB ve ABD raporları da dahil olmak üzere Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının durumu konusunda kaleme alınan pek çok değerlendirmeden, polisin vatandaşlara kaba davrandığı, orantısız güç kullandığı sorunlu bir ülke görüntüsü yayılıyor. Bu raporlarda önümüzdeki dönemde Çayan Birben’in adına da sıkça rastlayacağız.
Türkiye için utanç verici bir durum yaratan biber gazına artık son verme zamanı gelmiştir.
Paylaş