BALYOZ GEREKÇELİ KARAR (III) Beraat ile mahkûmiyetin sınırı nereden geçiyor?

BALYOZ davasının gerekçeli kararını değerlendirirken “görevlendirme belgeleri”nde adları geçtiği için darbe girişiminde yer almakla suçlanan, ancak mahkeme heyetinin haklarında farklı kanaatlere vardığı iki sanığın durumunu karşılaştırmak istiyoruz.

Haberin Devamı

Bunlardan birincisi, davanın 125 numaralı sanığı Deniz Kurmay Albay Bora Serdar. Sanık, iddianamede üç ayrı belgede adı geçtiği için Balyoz darbe organizasyonuna katılmakla suçlanıyor.

* * *

Bunlardan birincisi, Deniz Kuvvetleri bünyesinde hazırlandığı ileri sürülen SUGA Harekât Planı çerçevesinde oluşturulan bir word dosyası. Serdar’ın adı bu dosyada “Gölcük Bölgesi Koordinatörleri” arasında yer alıyor.

İddianameye göre, ikinci belge “ÖNCELİKLİ VE ÖZELLİKLİ GÖREVLENDİRME LİSTESİ” başlıklı ve 111 kişinin isminin geçtiği ve Deniz Kuvvetleri personeline ait isim ve mesleki bilgilerin olduğu bir liste. Buradaki sıralamada şüphelinin adı 20’nci sırada geçiyor.

Üçüncüsü, “2002-2003/Dz. KK./Amiral Listesi” isimli bir excel belgesinde, 2000-2014 yılları arasında Deniz Kuvvetleri’ndeki komuta kademesinde görev alacak amirallere ait bir listede yine adı geçiyor sanığın.

Bora Serdar, savunmasında “SUGA planı hakkında bilgisinin bulunmadığını, kendisine bir görev verilmediğini, bu belgeleri kimin ne amaçla hazırladığını bilmediğini” belirtmiştir. Savcılık, buna karşılık, her üç belgede adının geçiyor olmasını darbeye teşebbüs girişiminde yer aldığını göstermesi bakımından yeterli delil olarak değerlendirmiştir.

Mahkeme heyeti de, iki hafta önce açıkladığı gerekçeli kararında her üç belgeye atıf yaptıktan sonra bakın ne diyor:

“... bu şekilde sanığın Suga Harekât Planı kapsamında faaliyet göstermek suretiyle atılı suça iştirak ettiği sonucuna varılmış, delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılan gerekçeler ve mevcut yukarıdaki belgeler karşısında savunmasına itibar edilmemiştir.” (Sayfa 1217)

 Bora Serdar, 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Haberin Devamı

* * *
 
İkinci örneğimiz, iddianamenin 175 numaralı sanığı Jandarma Yüzbaşı Levent Güldoğuş. İddianameye göre, Güldoğuş’un adı iki belgede geçiyor. Bunlardan birincisi, Balyoz çerçevesinde planlandığı öne sürülen suikast planlarıyla ilgilidir. İddianameye göre, Yüzbaşı Güldoğuş “TESTERE” operasyonunun “Tim Komutanı”dır. Maiyetindeki üç kişilik jandarma timinin “Hedef Tanımı”, “Darbe Karşıtı Liberaller” olarak gösteriliyor. Hedefler şöyle sıralanıyor:

“Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Barlas, Taha Akyol”.

İddianameye göre, Yüzbaşı Güldoğuş, ayrıca Balyoz hazırlıkları çerçevesinde Kırklareli’nde “Operasyon Tim Komutanı” olarak da görevlendirilmiştir. Bunun delili, adının bu şekilde geçtiği bir word dosyasıdır.

Güldoğuş, kendisini savunurken “Testere adlı operasyonda görevli personel kısmında isminin yazılması ile ilgili bilgisinin bulunmadığını, kendisine bu kapsamda herhangi bir tebliğ yapılmadığını, operasyonun hedef kitlesini bilmediğini” belirtmiş, aynı savunmayı ikinci belge için de tekrarlamıştır.

Ancak, savcılık bu savunmayı kabul etmeyerek kendisini darbe girişiminde yer almakla suçlamıştır. Bakın mahkeme heyeti, gerekçeli kararında Yüzbaşı Güldoğuş hakkında nasıl bir karara varmış:

Sanığın ‘TESTERE’ kod adlı operasyonda görevlendirildiği, (ayrıca) ‘KIRKLARELİ İLİNDE GÖREVLENDİRİLECEK PERSONEL LİSTESİ’ başlıklı belgede tim komutanı olarak görevlendirildiği belirtilmiş ise de, sanığın bu görevlendirmeden haberdar olduğu ya da bilgisi dahilinde görevlendirildiği, Balyoz Harekât Planından haberdar olduğu, bu plan dahilinde Jandarmanın eylem planları kapsamında görev kabul ettiği yönünde delil bulunmadığından beraatine karar vermek gerekmiştir”. (Sayfa 1276)

Görüleceği gibi, mahkeme heyeti, Yüzbaşı Güldoğuş örneğinde belgelerde sanığın isminin yazılı olmasını yeterli görmemiş, “görevi kabul ettiği yönünde delil bulunmadığından” beraat vermiştir. Balyoz’da beraat eden toplam 36 sanıkla ilgili gerekçeler bu ifadelerle büyük benzerlik gösteriyor.

Buna karşılık, toplam 365 sanık içinde salt bu tür belgelerde adı geçtiği için mahkûm edilen çok sayıda hükümlü var. Bora Serdar örneğinde olduğu gibi, üç ayrı belgede isminin geçmesi sanığın mahkûmiyeti açısından yeterli delil olarak değerlendirilmiştir. Kurmay Albay Serdar, 11 Şubat 2011 tarihinden bu yana Hasdal’da tutukludur.

(Devam edecek)

Yazarın Tüm Yazıları