Paylaş
BALYOZ İDDİANAMESİ (8)
Bu amaçla bir dizi darbe planı hazırlandı ve tam 4 ay sonra 5-7 Mart 2003 tarihlerinde Birinci Ordu Karargâhı’nda gerçekleştirilen önceden programlanmış bir seminer çalışması da senaryosu değiştirilerek bu darbenin bir provası olarak kullanıldı. Bu seminere katılan 25 general ile 121 subayın büyük bir bölümü, bizzat bu darbe organizasyonunun içinde yer aldı.
Savcılar, toplam 967 sayfa tutan iddianamede ortaya koydukları bu tezi bir dizi delil üzerinden kanıtlama çabasına girişiyor.
Bu tez üzerine kurgulanmış olan bir iddianameyi tahlil etmek üzere yola çıkarken öncelikle delillerle ilgili çok temel bir ayrım yapmamız gerekiyor.
BAZI DELİLLERİN GERÇEKLİĞİ SU GÖTÜRMÜYOR
İddianamedeki delillerin önemli bir bölümü, gerçekliği hiçbir şekilde su götürmeyen orijinal belgeler. Bunlar arasında 5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapılan plan seminerine ilişkin hazırlık çalışmaları, muhtelif yazışmalar, bu seminerin üzerinde cereyan ettiği dış ve iç tehdit senaryoları, üç gün boyunca burada yapılan sunumlar, bu sunumlar üzerinde yürütülen bütün tartışmaların ses kayıtları, seminer sonrasında Birinci Ordu’nun gizli harekât planlarında yapılan değişikliklere ilişkin belgeler sayılabilir.
Sahiciliği tartışılmayan bu belgeler öbeği içinde söz konusu seminere ait dosyaların yanı sıra Birinci Ordu’nun başka faaliyetlerine ilişkin belgeler de var. Birinci Ordu Komutanlığı bünyesinde istihbarat alanında yapılan bazı çalışmalar bunlar arasında gösterilebilir. Ve ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait çok sayıda belge de var. Bunlar içinde bir dizi resmi yazışma, istihbarat belgesi olduğu gibi, bazı şahısların özel amaçlar için hazırlamış olabilecekleri özel notlar ve çalışmalar da olduğu anlaşılıyor; Deniz Kuvvetleri’nde 2000-2014 yılları arasında kimlerin Kuvvet Komutanı olabileceğine ilişkin bir belge gibi...
Bu belgeler de Taraf Gazetesi’ne gelen bavulun içinden çıkmış ve buradan Savcılığa intikal ettirilmiş.
Bu kategori içinde yer alan, özellikle de seminer çalışmasıyla ilgili olan yüzlerce belgenin gerçekliği sorgulanmıyor. Dolayısıyla bunların her birini sağlam birer delil olarak kabul etmek durumundayız.
BAZI DELİLLER ÜZERİNDE GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR
İkinci grupta ise sahiciliği sorgulanan belgeler yer alıyor. Metinleri hazırladığı iddia edilen sanıkların “Hayır, bunları biz hazırlamadık, başkaları imal etmiş” dedikleri kategorideki belgeler bunlar. Sanıklar ya imzalarının monte edildiği ya da bilgisayar çıktılarında dosyayı oluşturan kişi olarak gözükseler de bu dosyaları hazırlamadıklarını ileri sürüyorlar.
Bu dosyaları kimin oluşturduğu konusunda bilirkişiler de bölünmüş durumda. TÜBİTAK ve Emniyet kökenli bilirkişiler “belgelerde sahtecilik olmadığını” ifade ederken, asker kökenli bilirkişiler “belgelerin üstkimlik bilgileriyle kolaylıkla oynanabileceğini, dosyaların sahtecilik ürünü olduğunu” öne sürüyorlar.
Aslında iddianame içindeki en kritik, en hassas belgeler bu kategoridekiler. Bunlar arasında en önemlisi, hükümeti darbeyle devirmeye dönük bir plan olan “Balyoz Harekât Planı”. Balyoz’u tamamlayan bir hükümet programı, muhtemel bir milli mutabakat hükümeti listesi de bu gruptaki belgeler arasında.
Bir de doğrudan darbe ortamını hazırlamak amacıyla hazırlanmış provokasyon amaçlı planlar var. Hava Kuvvetleri içindeki darbeci bir grubun yürüteceği ileri sürülen “Oraj Planı”, Deniz Kuvvetleri içinde bir grubun üstleneceği öne sürülen “Suga Planı” ve Jandarma içindeki birimlerin sorumlu olduğu iddia edilen “Çarşaf” ve “Sakal” eylem planları gibi.
Özellikle “Çarşaf” ve “Sakal” planları, insanı dehşete düşürecek bir içerik taşıyor. Çünkü biri Fatih Camii, diğeri ise Beyazıt Camii’nde bir cuma namazı sırasında gerçekleştirilecek olan ve doğrudan sivil halkı hedef alan tedhiş eylemleri öngörüyor.
HER İKİ KATEGORİ İÇ İÇE GEÇİNCE
Savcılık makamı, ikinci kategoride yer alan Balyoz, Suga, Oraj, Çarşaf, Sakal gibi belgelerin tümünü sanıkların hazırladığı gerçek belgeler olarak kabul ederek, iddianameyi birinci kategoriyle birlikte önemli ölçüde bu metinler üzerine kurgulamış bulunuyor.
İddianameyi okuduğunuzda her iki kategorideki belgelerin iç içe geçtiğini görüyorsunuz. Davanın seyrini de büyük ölçüde iddia makamı ile savunma arasında bu iki kategori delil üzerinde yürütülecek tartışmanın çizeceğini söyleyebiliriz.
Bu ana çerçeveyi çizdikten sonra yarın biraz daha detaya inebiliriz.
Paylaş