Paylaş
Sokak lambasının aydınlattığı sokakları, kışın dondurucu soğukta, yazın da çöpten yükselen pis koku ve sineklere rağmen temizliyorlar. Gece boyu çalışarak bize temiz bir kent hazırlayan çöpçülerden Abdullah Sevil, “Bazılarının bize acıyarak baktığını hissediyorum ama bu işi de birileri yapmak zorunda” diyor. Abdullah Sevil, biz uykudayken çalışanlardan yalnızca biri. Diğer meslektaşları gibi O da, ertesi güne temiz bir kent hazırlamak için her gece sokak sokak dolaşarak evsel atıklarımızı topluyor. Filmlere, şarkılara konu olmuş ‘çöpçülük’ mesleğini 12 yıldır yaz-kış demeden layığıyla yapan Sevil, “Kar da yağsa, çamur da olsa bu işi yapacağımız için buna (hava şartlarına) hazırlıklı giyiniyoruz” diyor. Biri şoför, biri süpürgeci, ikisi de konteyner dökücü toplam dört kişiden oluşan ekipler, her gece 8 saat çalışıyor. Kar yağdığında kendi arabalarımızla girmeye cesaret edemediğimiz dik yokuşlu sokakları temizleyebilmek için insanüstü bir çaba gösteriyorlar. Buzlanmış yollara kamyonlarıyla giriyorlar ve dizlerine kadar yükselene karın içine atlayıp, ite kaka sürükledikleri konteynerlerdeki çöpleri boşaltıyorlar.
HIZ DEĞİL, GÜVENLİK ÖNEMLİ
Her ekibin kendi bölgesi olduğundan mesai saatleri içinde aynı zamanda zamanla da yarışıyorlar. Ancak bu zamanla yarış, riskin önüne geçmiyor elbette. Riskli bölgelerde alamadıkları çöpler için bir raporlama sistemleri olduğunu belirten Sevil, “Bu işte hız değil, güvenlik önemli. Çünkü yaşanabilecek en ufak kaza sakatlanmamıza, hatta ölümümüze sebep olabiliyor. O yüzden araçtan inerken, binerken, şoför arkadaş geri geri gelirken dikkatli oluyoruz” diyerek dikkat çekiyor bu risk faktörüne. Dondurucu soğukta, çöp aracının arkasında demirlere tutunarak yolculuk ederken birbirlerini kolladıklarını söyleyen Sevil, şöyle özetliyor mesleğini:
DAĞILMIŞ ÇÖP ÇOK ZORLUYOR
“Bir iş bölümü olduğundan herkesin sorumluluğu var. Bazen insanların bize acıyarak baktığını hissediyorum ama bu işi de birileri yapmak zorunda. Yaptığımız iş kesinlikle temiz olmalı ama bazen çöpleri alırken zorlanıyoruz. Bunun sebebi de kâğıt ve plastik toplayıcıların, kendi ekmek paraları için konteynerleri karıştırıp, çöpleri dağıtması. İşte bizi en zorlayan şey bu. Aslında geri dönüşümü evde başlatabilsek; yani vatandaş kâğıt, plastik ve camı evde ayrı ayrı torbalayabilse bu iş daha kolay olur. Kışları soğukla boğuşuyoruz ama yaz aylarında da çok pis kokuyor.”
ÇÖP DİYE ATILAN ROMAN VE TABLOLAR
Temizlik işçileri etrafa saçılmış atıklar ve hava şartlarıyla mücadele ederken, bazen çöplerin arasından çıkan şeyler de yüzlerini güldürüyor. Sevil’in, “Muhitten muhite değişiyor” dediği bu ‘değerli şeyler’ arasında köşesi kırıldığı için atılan masa, sandalye ya da lambalar ile taşınırken bırakılan romanlar, kalemler ve eski tablolar var.
Çankaya Belediyesi’nin temizlik işçileri, servislerle getirildikleri Mühye’deki merkezde üzerlerini değiştirdikten sonra saat 20.30’da araçlara binerek, bölgelerine sevk ediliyorlar.
Sokak lambalarının aydınlattığı karanlık mesaide dizlerine kadar kara batsalar da konteynerleri ite kaka taşıyarak, çöpleri kamyona boşaltıyorlar.
Topladıkları çöpleri Yenikent ve Mamak’taki çöp döküm alanlarına götüren işçiler, boşaltım sırasında içtikleri çayla içlerini ısıtmaya çalışıyorlar.
Paylaş