Paylaş
“Ceren, her zaman doğru bildiğini yapan, kurallara uyan, işini dört dörtlük yapmaya çalışan bir insandı. Hiçbir zaman kimseye iftira atmazdı, kimse hakkında kötü konuşmazdı”.
Fakültenin akademik kadrosunda araştırma görevlisi olan 27 yaşındaki Ceren Damar Şenel, gerçekten de eşinin dediği gibi doğru bildiğini yapmış, kuralları uygulayarak gözetmen olarak girdiği sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrenci hakkında tutanak tutarak işlem başlatmıştı.
“Başıma şimdi hiç iş almayayım” deyip tanık olduğu kopya hadisesini görmezlikten gelmeyi ya da sessiz bir uyarıyla işi kapatmayı tercih etmedi genç akademisyen. Ve kuralları uygulamanın bedelini bu öğrenci tarafından öldürülerek ödedi. Kopyacı öğrenci, odasına girdiği Ceren Damar’a önce iki kez ateş etti, ardından vücudunu 10 kez bıçakladı.
Ceren Damar’ın ölümü, Türkiye’de işini doğru yapmaya çalışan, kurallara uyulmasını önemseyen düzgün vatandaşların bunun için sıkça bir bedel ödemek zorunda kaldıklarını anlatan bir olaydır. O, bu bedeli olabilecek en ağır şekliyle, hayatıyla ödemiştir.
Kuralara uygun davrandıklarından dolayı kaybeden, aptal yerine konan, itilip kakılan, zorbalık gören, şiddete maruz kalan ve bütün bunlardan daha yüksek maliyetlerle de karşılaşan ve sayıca hiç de bir küçük azınlık olmayan Türkiye’deki pek çok insanın ortak kahramanıdır Ceren Damar. Bu tür olaylarla -değişen derecelerde- çevrenizde her an karşılaşmanız mümkündür.
Bu hadise, Türkiye’de vatandaş olmanın en büyük açmazlarından birini, zor bir soru olarak önümüzde asılı tutuyor. İşlerini düzgün yapmaya çalışanlar, sıkça karşılarına muhtelif şekillerde boy gösteren kötülükle nasıl mücadele edebilirler?
Dışişleri Bakanlığı’nda görevli 28 yaşındaki meslek memuru Levent Şenel, eşini vahşice işlenen bir cinayette kaybettikten sonra yaşadığı acının derinliğine, muhtemelen o an içinde yükselen bütün infiale rağmen aslında zor olan yolu gösteriyor:
“Bu tarz olaylar, bu benim şahsi fikrim, kötülüğü kötülükle yenemeyeceğimizi bana hissettiriyor. Her zaman iyi olmalıyız, her zaman iyilikle hareket etmeliyiz”.
Konuşmasının daha sonraki bölümünde bu sözlerini biraz daha açıyor Şenel:
“Arkadaşlar bunu söylemek belki benim haddime düşmez ama iyi bir hukukçu, iyi bir mühendis, iyi bir doktor değil, iyi bir insan olmaya çalışın arkadaşlar. En önemlisi bu. İyi bir insan olmaya çalışın, insanları sevin ve hiçbir zaman kötülüğe kötülükle cevap vermeyin.”
Bu ülkede artık giderek daha az duyduğumuz bir mesajı veriyor eşinin cenazesi önünde Levent Şenel.
Şenel’in mesajı, başka zor soruları da beraberinde getiriyor. Silaha el sürmeyen insanlar eli silahlı zorbalara karşı kendilerini nasıl koruyabilirler? Yasalara, kurallara saygılı davranan insanlar, genel bir kuralsızlık kültürünün başını alıp gittiği, hukukun sıkça düzgün işlemediği bir ortamda yasaları, kuralları orasından burasından baypas edenlerin hileleriyle, sahtekârlıklarıyla nasıl baş edebilirler?
Onların bütün kötülüklerine her şeye rağmen iyilikle karşılık verildiğinde, kötülük yine kazançlı çıkıyorsa bu ne kadar etkili bir yol olabilir ki? Kötülüğü yenebilmek için bazen kötülerin yöntemlerini de onlara karşı kullanmak gerekmez mi?
İşte ‘iyiler’in çoğunluk kaybettikleri nokta burasıdır. Çünkü kötülükle kendilerini ilişkilendirmek istemezler. Kötülüğe aynı yöntemle karşılık verdiklerinde kötülüğün kendi üstlerine de sıçramasından çekinirler. Yetiştirilme tarzları, vatandaşlık sorumlulukları ve insan olma anlayışları da buna uygun değildir zaten.
Her şeye rağmen biz yine de genç diplomatın mesajını dinlemeliyiz. Levent Şenel’in bu sözleri eşinin tabutu başından bütün bir ülkeye yayılan iyiliğin bir çığlığıdır.
Dün YouTube’de izlediğim Ankara Kazan’da Mustafa Hakan Güvençer Fen Lisesi öğrencilerinin hazırladığı bir video, bu çığlığın pekâlâ bir yerlere ulaştığını göstermesi bakımından beni çok umutlandırdı.
Lise öğrencileri “Ben iyi bir hukukçu değil, iyi bir insan olmak istiyorum” ya da “İyi bir mimar değil iyi bir insan olmak istiyorum” şeklindeki mesajlarla “iyi insan olma” taahhütlerini tekrarlıyorlar. Video, öğrencilerin okul bahçesinde topluca “Önemli olan iyi bir insan olmak...” diye ant içmeleriyle bitiyor.
Ceren Damar Şenel, işini doğru yapmak adına ödediği büyük bedel üzerinden şimdi hatırasıyla iyiliğin çağrısını yayarak ülkesine hizmet etmeye devam ediyor. Hatırasında da fotoğrafında olduğu gibi tebessüm etmeye devam ediyor üstelik.
Paylaş