Paylaş
Okurlarımızın da çok iyi bildiği gibi, Hürriyet haberdeki öncülüğünü kimseye kaptırmadan sürdürüyor. Geçen hafta yayınlanan haberlerin pek çoğu özel, kitle haberleriydi. Kendi başlarına haber değeri taşıdıkları gibi, başka olayları da etkileyerek habere dönüştürme potansiyelleri vardı.
Alaattin Çakıcı olgusu; çeteleri, devlet ve yeraltı ilişkilerini sorgulayan yeni iktidarı çok yakından ilgilendiriyor.
Bu yüzden de onunla ilgili her yeni haber araştırmaya, soruşturmaya yeni bir yön kazandırıyor.
Bantlardan birinin içeriğinin daha geçen pazartesi günü Hürriyet'te açıklanması, hiç kuşkusuz soruşturma için önemli bir belgenin gazetemiz aracılığıyla yetkililere sunulması anlamını taşıyor.
Bu tür özel haberler, sadece gazetecilik açısından değil, çetesiz bir ülkeyi özleyen kamuoyu için de önemlidir.
İstiklal Marşı'nı ilahi gibi okuyan bürokrat haberi, Cumhuriyet Türkiyesi'nde hâlâ bazı kişilerin cumhuriyeti içine sindiremediklerini sergilemesi bakımından üzerinde durulmaya değer.
Gerçekten de bürokrasideki bu davranış, hepimiz için sıkıntı vericiydi.
Hürriyet bunu yazdı ve Bakan da gereğini yerine getirdi.
İstihbarat fiyaskosu haberi de zaman zaman bazı emniyet yetkililerinin zehir hafiye zihniyetiyle çalıştıklarının ilgi çekici bir öyküsüydü.
Bu aksaklık, yanlış anlaşılma Hürriyet'in yayını ile ortaya çıktı. Bir üst düzey emniyet yetkilisinin de söylediği gibi, olay maalesef tam bir istihbarat fiyaskosuydu.
Milli Görüş'ü savunanların, onu yurtdışında çalışmalarına kalkan yapanların ardındaki iktidar hırslarını gösteren bir haber de Mehmet Erbakan'ın CDU'ya müracaatıydı.
Siyasi amaçlar için her şeyin mübah olduğu anlayışının bir göstergesiydi bu haber .
Hürriyet, geçen hafta da haberdeki öncülüğüyle basının amiral gemisi olduğunu bir kez daha ispatladı.
Çünkü herkes biliyor ki, haber Hürriyet'te okunur ve doğru haber ancak Hürriyet'ten öğrenilir.
Mutlu haftalar dileğiyle.
Paylaş