Paylaş
Çocuk Eğitim Birimi ne zaman kuruldu?
Çocuk Eğitim Birimi 1935’lerden beri Şehir Tiyatrosu’nun bir parçası ve çocuklara iki yıllık ücretsiz eğitim veren özel bir birimdir. Eskiden konservatuvar yokken kurulmuş, birçok sanatçı yetiştirmiş, usta çırak ilişkisiyle birçok ismi Türk tiyatrosuna kazandırmış… Bu isimler arasında Perihan Savaş, Selma Kutluğ gibi isimlerin yanı sıra günümüzden Tuğçe Açıkgöz, Özge Borak gibi oyuncular var. Aslında bu liste çok uzun. İki yıl ücretsiz olan eğitimimizde 8, 9 ve 10 yaş çocuklarına eğitim veriyoruz. Diksiyon, dramaturgi, sosyal beceri, tasarım, müzik, sahne, doğaçlama ve dans derslerinden oluşan bir eğitim bu.
Burada eğitim alacak çocukları nasıl belirliyorsunuz peki?
Ücretsiz eğitim verdiğimiz için iki yılda bir mülâkat yaparak seçiyoruz. Mülâkatta çocuklardan bir şiir okumalarını ve bir şarkı söylemelerini istiyoruz. Bu çalışmaları da pedagog eşliğinde yürütüyoruz. Böylece hem çocuklara hem de velilere motivasyon sağlamaya çalışıyoruz.
Ancak öncelikle çocuğun istemesi çok önemli, öyle değil mi?
Tabii… Bir keresinde bir çocuk geldi. Pek isteksiz görünüyordu. Biraz sohbet ettik. Bize “Annem gelmemi o kadar çok istiyor ki, onun zoruyla geldim” dedi. “Peki, sen nelerden hoşlanıyorsun?” diye sorduğumuzda ise “Ben futbol oynamayı seviyorum” diye yanıtladı. Onunla keyifli bir sohbet yaptıktan sonra pedagogdan yardım alarak durumu anneye açtık ve tatlılıkla süreç tamamlandı. Yani bu tür olaylar da olabiliyor ve biz burada her şeyi profesyonel bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Aileler buraya eğitim ücretsiz olduğu için değil kaliteli eğitim olduğu için geliyor. İki yıl süren bir disiplinimiz var. Meselâ bir öğrenci sadece üç kez devamsızlık yapabilir, başka devamsızlık hakkı yok. Burada oldukları sürece herhangi bir dizide veya oyunda rol alamıyorlar. Önce eğitim olmalı çünkü… İlk yıl teorik eğitim veriyoruz, ikinci yıl ise provalar başlıyor. Yani önce eğitim, eş zamanlı olarak da uygulama şeklinde ilerliyor… Geleneksel Türk tiyatrosu, ustalarla sohbet gibi çalışmalarla da çocukları işin ehli olan sanat insanlarıyla buluşturuyoruz. Eğitim verdiğimiz Kerem Yılmazer Sahnesi Üsküdar’da, ama buraya Avrupa Yakası’nın bir ucundan, ta Beylikdüzü’nden sabah saat 5’te uyanıp otobüslerle gelen ve tam saatinde, saat 09.00’da burada olan öğrencilerimiz var.
Peki, çocuklardaki değişimi nasıl gözlemliyorsunuz?
Çocuklar buraya ilk geldiğinde fotoğraflarını çekiyoruz, sonra onlara bir mektup yazdırıyoruz. İki yıl boyunca o mektup bizde kalıyor, iki yılın sonunda mektubu onlara veriyoruz. Sene içinde fotoğraflar çekiyoruz ve veliler mezuniyet oyununa geldiklerinde o fotoğraflardan oluşturduğumuz sergiyi dolaşıp öyle izliyor oyunu. Çocuğun özgüveni geliyor, eskiden hiç konuşamazken kendini ifade edebilir hale geliyor, kendine güvenmeye başlıyor. Bu çok önemli bizim için. Ayrıca aramızda bir evin tek çocuğu olan öğrencilerimiz var. Kardeşleri yok ve o duyguyu çok merak ediyorlar. Burada o duyguyu da tadıyorlar. Çünkü burada güvenli bir ortamdalar ve kendi özgürlüklerinin tadını çıkarıp birbirleriyle dostça sıcak ilişkiler kurabiliyorlar. Biz de buna aracılık ediyoruz.
Peki, yeni dönem için başvurular ne zaman?
Başvurular iki yılda bir yapılıyor. Yeni başvuru dönemini ise Kasım sonu Aralık başı gibi internet sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan duyuracağız. Önceki dönemde 500’e yakın başvuru oldu ama yalnızca 32 öğrenci alındı. Bu yılki başvuruları hep birlikte göreceğiz. Yaş dilimine uyan ve tiyatroya meraklı çocuklarımızı bekliyoruz. Üstelik daha önce başvuru yapan ama listeye giremeyen çocuklar tekrar başvuru yapabiliyor. Örneğin 8 yaşında denemiştir olmamıştır, 9 veya 10 yaşındayken de tekrar deneyebilir. Seçmelere gelen her çocuğumuza kurumuzun onlara özel sürprizi oluyor, bunun için aileler bizi takip etmeyi unutmasınlar… Şunu da eklemek isterim ki, Çocuk Eğitim Birimi kamu kurumu olup da bu yaş grubuna ücretsiz eğitim veren tek yer. Bu sebeple, çocuklarında tiyatro heyecanı gören anne babaları çocuklarıyla beraber, seçmelerimize bekliyoruz. Son olarak Genel Sanat Yönetmenimiz Ayşegül İşsever, birime ayrı bir özen gösteriyor ve destekliyor.
‘TİYATRO SAYESİNDE SOSYAL MEDYA BAĞIMLISI DEĞİLİM’
Eda Mina Kakaliçoglu (Öğrenci, 10 yaşında): Tiyatro bana yeni arkadaşlar kazandırdı. Burada eğleniyorum, öğreniyorum, keyifli zaman geçiriyorum, mutlu oluyorum. Tiyatro bana zamanımı doğru kullanmam konusunda da yarar sağladı. Arkadaşlarımla keyifli zaman geçirmek telefonu gereksiz yere kullanmamı da engelledi.
Yağız Şengüler (Öğrenci, 13 yaşında): Bu yıl LGS’ye hazırlanıyorum ve tiyatro sayesinde stresimi atıyorum. Tiyatro sayesinde sosyal medya bağımlısı değilim. Kitap okuyorum, sohbet ediyorum, müzik dinliyorum, kaliteli zaman geçiriyorum. Ayrıca burada müzik yeteneğimi de keşfettim. Bağlama dersleri almaya da başladım.
Sertuğ Sezgin Turp (Öğrenci, 14 yaşında): Özgüvenim arttı, ekipçe çalışmayı öğrendim ve bu bana büyük bir mutluluk veriyor. Eskiden bireysel çalışmaları deneyimlerken şimdi grup çalışmasını deneyimleme şansına eriştim ve bu bana büyük bir mutluluk veriyor.
Eda Eliz Ilgaz (Öğrenci, 12 yaşında): Ben eskiden tiyatroya gitmeyi çok seviyordum, ama tiyatroda oyun sahnelemek daha da mutluluk veren bir şey. Tiyatro bana genel kültür de kazandırdı. Kitap okuyorum. Replik okumak da okuma hızımı artırdı. Herkese tiyatro yapmayı ve tiyatro izleyicisi olmayı öneriyorum. Tiyatro yaşatır.
‘BURADA SADECE ÇOCUKLAR DEĞİL VELİLER DE SIKI DOSTLUKLAR KURUYOR’
Ezgi Turp (Veli): Çocuklarımızın özgüveni vardı ama tiyatro perçinledi. Diksiyon, teatral ve müzikal beceriler, duruş ve hitabet konusunda da çocuklarımızda çok ciddi bir gelişme gördük. Çocuk güzel arkadaşlıklar edindiler. Aynı şey bizim için de geçerli… Biz veliler de çok sıkı dostluklar kurduk. Hatta artık bir sloganımız var; “ÇEB’de kardeş olur tüm çocuklar!” diyoruz.
Fotoğraflar: Ozan Güzelce
Paylaş