Gitgide insanlığımızı kaybediyoruz galiba

Gitgide insanlığımızı kaybediyoruz galiba… Ben, şahsen, etrafımızda yaşananları gördükçe ya da yazılanları okudukça derin bir acıyla sarsılıyor ve olanlara inanmak istemiyorum…

Şimdi sizlere son bir hafta-on gün içinde karşı karşıya kaldığımız, kendimizin dahli olmasa da, yaşanan utanç verici olaylardan söz etmek istiyorum:

Mardin’in Mazıdağı ilçesinde bir anaokulunun bahçesinde nöbetçi öğretmen Yusuf E., ‘kapı açma’ nedeniyle tartıştığı biri amatör boksör iki kardeş tarafından darp edildi. Okulun iki giriş kapısı vardı ancak ana giriş kapısı, okul saatleri dışında bulunulduğu için kapalıydı. Nöbetçi öğretmen kardeşlerden, sadece, iki kapılı okulun kapalı olmayan kapısını kullanmalarını rica etmişti. Ama kardeşlerden biri öğretmene yumruklarla saldırırken, diğeri de pantolonundaki kemeri çıkartarak darp etti O’nu. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Mardin İl Başkanı ve üyeleri olayın yaşandığı okulun önünde basın açıklaması düzenlediler. Açıklamada; eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun haline geldiğini belirterek, ‘şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Bu saldırıyı ve kamu çalışanlarına yönelik tüm şiddet eylemlerini kınıyoruz ve lanetliyoruz.’ diyerek üzüntü ve kaygılarını ifade ettiler.

Adana’da aile sağlık merkezine giden Seracettin D., Doktor Can Cevher Gürler’e gelerek işe giriş raporu almak istedi. Doktor Gürler’in kendisinde kayıtlı olmayan kişiye sadece durum bildirilir raporu verebileceğini söylemesi üzerine çıkan tartışmada; Seracettin D.  odadaki elektrikli çaydanlık ile doktora saldırdı. Saldırı sonucunda Gürler’in sol omzunda çıkık, kafatasında çatlak ve açık yaralar oluştu. Sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Gürler yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Ben, şahsen,�sağlığımızı emanet ettiğimiz Değerli Doktorlarımız’a yapılan bu saldırıların bir an önce sonlanabilmesi için, faillere olabilecek en üst sınırdan ve kesinlikle hapis cezası verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Muammer-Zeynep Çokyaşar çifti iki yaşındaki çocukları Hanife Çokyaşar ile Ordu’daki baba evine fındık toplamaya gittiler. Üvey babaanne Şerife Çokyaşar çocuğun balkondan düştüğünü söyleyince mağdur bebek sağlık ekipleri tarafından ambulans ile hastaneye götürüldü. Ancak evdeki güvenlik kamerası görüntülerini izleyen anne Zeynep Çokyaşar, çocuğunun kayınvalidesi Şerife Çokyaşar tarafından itildiğini gördü. Ailenin ihbarı üzerine adrese sevk edilen jandarma ekipleri Şerife Çokyaşar’ı gözaltına aldı. Yapılan soruşturmanın ardından, üvey babaanne 7 Eylül’de çıkarıldığı mahkemede ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Haziran ayında İstanbul Bakırköy Florya’da bir vatandaş Paşa Türk adlı bir kişiyi ‘Alice’ isimli köpeğe tecavüz ederken suçüstü yakaladı. Geçtiğimiz günlerde köpeğe tecavüz ettiği iddiası ile yargılanan Paşa Türk, avukat eşliğinde savunma yapmak istediğini belirtti. Mahkeme hemen bir avukat tayin etti kendisine, ancak gelen avukat, olayın konusunu öğrenince dosyadan çekildi. Köpeğin sahibi Özlem Sönmez sanığın 2020, 2021 ve 2024’de ‘Alice’i üç kez kaçırıp tecavüz ettiğini beyan etti. Mahkeme sanığın avukat eşliğinde savunmasının alınması ve görüntülerin incelenmesi için, duruşmayı 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’ne erteledi.

9 Eylül tarihinde Mehmet E. yabancı uyruklu kız arkadaşı Maıa A.’yı Beyoğlu’nda bir otele götürdü. Öğlen saatlerinde iki sevgili tartıştı ve tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile Mehmet E., Maıa A’yı darp ederek ağır yaraladı. Bu olayın ardından hızla olay yerinden kaçmaya çalışan Mehmet E., peşine düşen otel görevlisi Hakan Karaçal tarafından yakalandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaralı Maıa A.’yı, olay yerinde yaptıkları ilk müdahalenin ardından, ambulansla hastaneye sevk etti. Ancak Maıa A., doktorların tüm çabasına rağmen hayatını kaybetti. Olay sonrası yapılan incelemelerde otelin ruhsatsız olduğu öğrenildi ve otel mühürlendi.

Antalya’da bir sitenin yöneticisi olan Fadim Temirhaneoğulları’nın, üç ay uzaklaştırma kararı aldırdığı boşanma aşamasındaki eşi Savaş Temirhaneoğulları 11 Eylül günü saat 05.00 sıralarında Fadim’in evine gelerek eşine tabancayla beş el ateş ettikten sonra evden ayrıldı. Bu sırada odasında uyuyan ve silah seslerini duyunca uyanan çiftin kızları, lise öğrencisi İ.T. kabus gördüğünü düşünerek yeniden uyudu. Genç kız sabah saat 08.30 sıralarında okul arkadaşından gelen telefonla uyandı ve odasından çıkınca annesini kanlar içinde yatarken gördü.  Karşı komşusu Bertan Torunoğlu’na durumu anlatan İ.T. komşusu ile eve döndü. Torunoğlu’nun ihbarı ile adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlileri Temirhaneoğulları’nın yaşamını yitirdiğini belirledi.

Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde anne Bakiye Yeniçerili iki yaşındaki kız bebeğini, televizyon ünitesinden düştüğünü ve uyanmadığını belirterek, 8 Eylül tarihinde hastaneye götürdü. Muayene eden doktor bebeğin vücudunda ısırık izleri, genital bölgesinde ise morluklar görünce, durumu polise bildirdi ve soruşturma başlatıldı. Malkara Devlet Hastanesi’nden, beyin kanaması şüphesiyle, Tekirdağ Doktor İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’ne sevk edilen Sıla Bebek burada beyin ameliyatı oldu ve yoğun bakım ünitesine alındı. Soruşturma kapsamında tutuklanan annenin savcılıkta verdiği ifadede ‘5 Eylül ‘de komşularımın oğlu K.A.’nın makarna yaptığını belirterek kendilerini yemeğe davet ettiğini; yemekten sonra minik Sıla’yı komşularının 13 ve 14 yaşlarındaki iki oğluna bırakarak eve döndüğünü; akşam gidip aldığı bebeği banyo yaptırmadan önce bezinde gördüğü kan sonrası kızına zarar verildiğini anladığını ancak bu durumu kimsenin duymaması için örtbas ettiğini’ söylediği öğrenildi. Bakiye Yeniçerili ile birlikte yaşadığı Sanlı Ö., bebeği bıraktığı komşuları Kani A. ile 13 ve 14 yaşlarındaki oğulları gözaltına alındı. Şüpheliler çıkarıldıkları hakimlik tarafından tutuklandı. Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcü, darp nedeniyle hastaneye getirilen ve yoğun bakımda tedavisi süren 2 yaşımdaki kız bebeğe cinsel istismarda bulunulduğunun adli tıp raporuyla belgelendiğini ifade etti. Hastanede yaşam savaşı veren Sıla Bebek ise, ne yazık ki, evvelsi gün entübe* edildi.

Ve Türkiye’yi ağlatıp günlerdir ekran başına kilitleyen 8 yaşındaki güzeller güzeli Narin… 21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan çocuk, 19 günlük çok yoğun bir arama çalışması sonunda; 8 Eylül tarihinde Eyertutmaz Deresi kenarında, çuval içerisinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette ve maalesef ölü olarak bulundu. Katil ya da katiller küçük kızın cesedini öyle profesyonelce kamufle etmiş ya da etmişlerdi ki, ancak aynı yerde yapılan üçüncü aramada bulunabildi. Ve hiçbir suçu ve günahı olmayan bu küçük kızın kim tarafından ve niçin öldürüldüğü hâlâ kesin olarak belirlenebilmiş değil.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'ndaki konuşmasında; Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabının yargı önünde sorulması, döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için gereken her türlü adımın hukuk çerçevesinde atılacağını"; ayrıca, "Tekirdağ'daki Sıla Bebek’e yapılan alçaklığın da hesabının mutlaka adalet karşısında sorulacağını, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edileceğini" beyan edişi yüreklerimize biraz olsun su serpti.

Şiddet olayları yalnızca bizim ülkemizde yaşanmıyor. Şimdi Sizler’le paylaşacağım olay, İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşandı. Üniversitede okul öncesi bölümünden mezun olan Sophie, bir arkadaşı Fransızca konuşan dadı ilanını gösterdiğinde hem deneyim kazanmak hem de İngilizcesini geliştirmek için işe başvurdu. İlanı veren Sabrina Kouider ve Sam Medouni çifti, çocuklarının dadısı olması için 21 yaşındaki Fransız Sophie ile anlaştı. Ancak bir süre sonra Sophie üzerinde hakimiyet kuran Sabrina; önce genç dadının yemek yemesini engelledi, daha sonra ise türlü türlü işkenceler yapmaya başladı. Maddi zorluklar yaşayan Sabrina, daha sonraları da Sophie’ye maaş vermeyi kesti ve onun annesini ziyaret etmek için Fransa'ya dönmesine engel oldu. Sophie’nin annesi Catherine Devallone, eve dönmek istediğine dair mesajlar aldığı kızının banka hesabına para yatırdı. Ancak Sabrina, Catherine’i arayarak “Sophie'yi alıkoyduğunu çünkü aralarında anlaşmazlıklar ve çözmek istediği sorunlar olduğunu” söyledi. Sabrina daha sonra, Sophie’nin elmas yüzüğünü çaldığını ve aileye karşı komplo kurduğunu iddia etti.

Sonunda, Sabrina Kouider ve Sam Medouni Sophie’yi işkenceyle öldürdüler ve bir bavula koyarak bahçede yakmaya çalıştılar. Bir yandan da çıkan insan eti kokusunu gizlemek için mangalda tavuk pişiriyorlardı. Çiftin yan binasında yaşayan bir komşu, ateşin eve çok yakın olduğu endişesiyle itfaiyeyi çağırdı. Bir itfaiyeci alevleri söndürmek için küllerin üzerine bastığında, ceset parçalarının üzerinde durduğunu fark etti. Cesedin bulunmasının ardından eve çağrılan polisler; dadının dövüldüğü ve işkenceye maruz kaldığı, cep telefonu ile çekilmiş, görüntülere ulaştı.

Cesedinin yakılması nedeniyle tam olarak nasıl öldüğü bilinmeyen Sophie’nin; dört kaburgasında ve çenesinde kırık, göğüs kafesinde çatlak tespit edildi. Sabrina Kouider ve Sam Medouni, Sophie’nin önce yüzündeki gülüşü, ardından da canını almıştı…

Sabrina Kouider ve Sam Medouni, her ne kadar suçu birbirlerine attıysalar da, ömür boyu hapisle cezalandırıldılar.

Şimdi söyleyin: Haksız mıyım acaba, ‘gitgide insanlığımızı kaybediyoruz galiba’ derken?

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

* Aynı zamanda entübe olarak bilinen entübasyon herhangi bir nedenden dolayı oluşan bir solunum sorununun aşılması için endotrakeal tüp adı verilen bir cerrahi borunun ağızdan veya burundan solunum yoluna yerleştirilmesi işlemidir.

Not: Bu yazıya konu olan haberler Gazetem Hürriyet’ten alınmıştır.