Paylaş
Yetmedi kimi yazarlar da öykülerini okuyacak. Bitmedi bir de ücretsiz....
Düş değil kurmaca değil, 1970’lere kadar aşağı yukarı 40 yıl boyunca böyle etkinlikler olmuş. Adına da “Edebiyat Matineleri” denilmiş, sinemanın matineleri olur da edebiyatın olmaz mı?
İnanılacak gibi değil ama h2o kitap tarafından yayımlanan “Türkiye’de Edebiyat Matineleri” adlı araştırma kitabında bu tarihimiz anlatıyor.
Kitabın yazarı Erol Gökşen gecesini gündüzüne katmış, arşivlerde yaşamış özverili bir akademisyen. “Edebiyat Matineleri” üzerindeki kalın toz tabakasını üflemekle kalmamış bu olguyu “hafıza mekânı” olarak boyutlandırmış.
Toplumsal hafızanın oluşumunda “mekân”ların büyük önemi var.
Salt bu yüzden toplumun hafızasında yer etmiş mekânların yaşatılması gerekli.
Bu yolla şairlerimize ve yazarlarımıza da sahip çıkabilir onları yaşatabiliriz. Kim bilir belki “Edebiyat Matineleri”ni de tekrar canlandırabiliriz.
Şairlerimizin bu yönde küçük ama cesur girişimleri var.
Türkiye’de Edebiyat Matineleri kitabı böylesine kutlu haberleri çoğaltabilecek gayretli bir çalışma...
Polisiye edebiyatı yükselişte
Geçen ay sonu Taksim Sofitel Hotel’deydim. Nasıl Bir Ekonomi (NBE) Kitap Yılın En İyi Polisiye Roman Ödülü’nü bu yıl Algan Sezgintüredi ve Mesut Demirbilek’in yazdığı “Kavgaz Çantacı” kazandı.
Ödülü polisiyenin en önemli isimlerinde Erol Üyepazarcı yazarlara takdim etti. Algan Sezgintüredi daha önce aynı ödülü 2014’te “Maktulün Şansı” ile kazanmıştı.
Polisiye Birliği başkanlığını yürüten Algan Sezgintüredi “Katilin Şeyi”, “Katilin Meselesi”, “Katilin Uşağı”, “Katilin Şahidi”, “Maktulün Şansı”, “Süperben” ve “Kavgaz” serisiyle tanınan bir yazar.
Sezgintüredi aynı zamanda Kurt Vonnegut, Kevin Wilson, Jeffrey Moore, Ned Bauman gibi modern edebiyatın önemli isimlerini Türkçeye kazandıran bir çevirmen.
Polisiye edebiyatın üstadı Algan Sezgintüredi, suç araştırmaları uzmanı ve emekli emniyet müdürü Mesut Demirbilek ile Kavgaz’ı başrole alarak bir dönemi anlatıyor. Gerçek olaylara dayanan ve serinin ilk kitabıyla Yılın Polisiye Romanı ödülünü kazanan Kavgaz, ikinci roman “Pilot” ile hızlanarak yükselmeye devam ediyor.
Dikkatimi çekti!
“Tersine Giden Yol”, zenginleştirilen baskısıyla okurla buluşuyor.
Nahid Sırrı Örik’in, 1948 yılında Tasvir-i Efkâr gazetesinde tefrika edilen ve yazar hayattayken kitaplaş-mayan romanı “Tersine Giden Yol”, Bahriye Çeri ve Sevdagül Kasap’ın özenli çalışmalarıyla yeniden okur karşısında.
Çeri’nin; roman tefrikasını, yazarın notlarını, ölümünden sonra yayımlanan kitapları karşılaştırarak ve notlandırarak hazırladığı bu baskıda, yazarın kitaba dair el yazılarından örnekler de yer alıyor. Nahid Sırrı’nın, Ankara üzerine kaleme aldığı düzyazıları ve öyküleriyle metinlerarası bağlantılar da kuracaksınız.
La Bohème operası
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneleyeceği “La Bohème” Operası, 14 Aralık ve 4-25-31 Ocak 2024 tarihlerinde, Atatürk Kültür Merkezi-Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverlerle buluşacak. “La Bohème” Operası, Besteci Giacomo Puccini’nin (1858-1924) başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
Puccini’nin muhteşem müziği ve gerçek bir öyküye dayanan konusu ile bu dramatik ve romantik opera, dünyada en çok sahnelenen ve sevilen operaların arasında sayılır. Librettosu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa tarafından kaleme alınmıştır. La Bohème Operası; Fransa’daki 1830 ve 1848 devrimleri arasındaki dönemde siyasal ve toplumsal yaşamın, özellikle de bohem yaşamın tüm izlerini taşıyan bir reji anlayışı ile sahneleniyor.
Büyükada tarihi
Mimar ve yazar Büke Uras’ın Büyükada’nın siyasi ve sosyal tarihiyle kendine özgü uluslararası kimliğini ele alan kitabı “BÜYÜKADA: Moris Danon Koleksiyonu”, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. Türkçe, İngilizce ve Türkçe koleksiyoner nüshası olmak üzere üç bağımsız edisyon halinde yayımlanan kitap, Büyükadalı Moris Danon’un koleksiyonundaki Ada’ya ait nadir ve zengin görsel belgelemeden yola çıkarak hazırlandı. Ada’nın eksikliğinin yoğun bir şekilde hissedildiği İstanbul kent tarihi yazımının güçlendirilmesi amaçlanan bu kapsamlı çalışmanın editörlüğünü Müge Cengizkan, çevirisini ise Melis Şeyhun Çalışlar yaptı. Büyükada tarihi, kahramanlar ya da askeri dehalar tarafından ortaya konmaz. Tersine, tarihine yön verenler sürgünler, muhalifler ve kaybedenlerdir. İstanbul’un yanı başındaki konumu, Ada’yı tarih boyunca pek çok kez dünya sahnesine çıkarmıştır.
Kim ne okuyor?
◊ Ahmet Mümtaz Taylan, Annie Ernaux’ın “Babamın Yeri” adlı eserini okuyor
◊ Ece Uslu, Engin Geçtan’ın “İnsan Olmak” adlı eserini okuyor.
◊ Mine Tugay, John Zerzan’ın “Gelecekteki İlkel” adlı eserini okuyor
◊ Zeynep Alasya, Zadie Smith’in “ İnci Gibi Dişler” adlı eserini okuyor.
◊ Yüksel Aksu, George Rudé’un “Fransız Devrimi” adlı eserini okuyor.
Paylaş