Paylaş
Ne de olsa Beyoğlu’nun başkenti sayılır.
Ne zaman içimde bir şeye ihtiyaç duysam, Masumiyet Müzesi’ne giderim.
Kendinizi iyi hissedersiniz, buraya ya yalnız giderseniz ya da sevdiğiniz birisiyle.
Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” romanını okumadıysanız önce okumanızı sonra da buraya gitmenizi öneririm...
Çünkü müzeyi anlamak için romanı biraz olsun bilmeniz gerekiyor.
“Sevginin en gerçekçi ve sahici hali sevdiğiniz bir romanın izinden gitmektir” cümlesine inanlardanım...
Sanat Dünyamız
Sanat Dünyamız dergisi mart-nisan sayısında kapağına Orhan Pamuk’un Dresden’de izleyiciyle buluşan ve b Sanat Dünyamız
uradan Münih’e, sonra da Prag’a seyahat edecek olan “Eşyaların Tesellisi” sergisinden “Rilke’nin Melekleri” eserini taşıyor. Dergide bu vesileyle Pamuk’un Dresden sergisi kataloğunda yayımlanan yazılarından bir seçki yer alıyor.
Abdülmecid Efendi Köşkü’nde devam eden “Mâzîden Âtîye Zarâfet, Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminden Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Kadın Kıyâfetleri” sergisine dair Amira Akbıyıkoğlu’nun Sadberk Hanım Müzesi müdürü Hülya Bilgi ile yaptığı söyleşi de dergide.
Özgün bir çocuk romanı
Çocuk edebiyatının ödüllü yazarı Burcu Aktaş’ın romanı “İstasyonda Vals”, herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, heyecanların, sevinçlerin ve küçük dertlerin taşındığı bir istasyon meydanında olan bitenlere odaklanıyor.
Lunaparkı, pastanesi, berberi, çiçekçisi, sessiz filmler gösteren sineması ve orkestrasıyla birbirinden renkli karakterle dolu bu meydanın ritmi ve huzuru günün birinde, orkestranın, şehir merkezindeki alışveriş merkezinden teklif alması ve meydanı terk etmesiyle bölünüyor. “İstasyonda Vals”, alıştığımız ve benimsediğimiz değerlerin hayatımızdaki yerini, sevdiklerimizi ve korumak için mücadele verdiklerimizi özgün ve renkli karakterlerle anlatıyor.
Dikkatimi çekti
Yazar Atillâ Şenkon’un yeni romanı “Hepimizin Yarasında” okurlarıyla buluştu. Yılın en kısa gününde, yolları Ankara’daki bir köşkte kesişen Emsile ve Heval’in öyküsünün peşine düşen kitap, yersiz yurtsuzluğa, ırkçılığa, toplum baskısına içten bir tanıklık.
Şenkon, tüm parçaları zamanla yerine oturan bir yapboz misali kurguladığı anlatıda, hangi evde, mahallede, coğrafyada geçtiği fark etmeksizin ortak yaralara sahip olduğumuzu bize
anımsatırken, herkesi usulca kendi yarasını düşünmeye çağırıyor.
Wim Wenders ve Koji Yakusho İstanbul’a geliyor
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 43. İstanbul Film Festivali, 17-28 Nisan’da sinemaseverlerle buluşacak. Festival, 12 gün boyunca, film gösterimlerinin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşiler, özel gösterimler ve etkinliklerle sinema dolu günler yaşatacak.
Wim Wenders festivalin onur konuğu olarak ilk kez İstanbul’a geliyor.
Festivalde Wenders’in üç filmi gösterilecek: Büyük ustanın Alman sanatçı Anselm Kiefer’in yaşamını ve sanat yolculuğunu mercek altına alan, Cannes’da prömiyerini yapan son filmi “Anselm”; 50. yılında restore edilen kopyasından gösterilecek “Alice Kentlerde” ve Koji Yakusho’nun başrolünde harikalar yarattığı, Japonya’nın Oscar adayı Perfect “Days / Mükemmel Günler”. Wenders, ayrıca festival kapsamında bir festival sohbeti gerçekleştirerek izleyicilerle buluşacak.
Hayat En Çok İyileri Kırar
Türkiye’de en önemli psikologlarından Prof. Dr. Acar Baltaş’ın, 50 yıllık mesleki birikim ve hayat yolculuğunu anlattığı “Hayat En Çok İyileri Kırar” adlı kitabı yayımladı. Kronik Kitap’tan çıkan 320 sayfalık nehir söyleşi tarzındaki kitapta iş yaşamı, eğitim, aile, gençlik, evlilik, cinsellik, çocuklar, toplum, ruh dünyamız, mutluluk ve geleceğin dünyasına ilişkin geniş bir yelpazede bilgiler içeriyor. Baltaş, yeni kitabında anlamlı ve mutlu yaşama ilişkin ipuçları verirken, “Hayat sadece amaçlarının peşinde olmaktan ya da sadece mutluluktan ibaret değildir. Hayat her yaşta, her zaman fırsatlar sunar. Yaşamımızı her yaşta değiştirmek mümkündür” diyor.
Kim ne okuyor?
∆ Ekin Koç, Honore de Balzac’ın “Bilinmeyen Başyapıt” adlı eserini okuyor.
∆ Serra Arıtürk, Erich Fromm’un “Sevme Sanatı” adlı eserini okuyor.
∆ Ozan Güven, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı eserini okuyor.
∆ Hande Ataizi, Antoine De Saint Exupery’nin “Kale” adlı eserini okuyor.
∆ Burak Yörük, John Berger’in “Görme Biçimleri” adlı eserini okuyor.
Paylaş