Paylaş
Sındırgılı Nuri’nin (Nuri Balaban) ayakkabı boyacılığı yapması...
Yadigar Ejder’in (Adnan Ayberk) ölmeden önce Taksim Parkı’nda sabahlamaları...
Bayan Bacak’ın (Serpil Örümcer) kirasını bile ödeyememesi...
En son Necdet Kökeş’in sokağa düşmesi... 6 gündür kafede sabahladığı için fenalık geçirip hastanelik olması...
Örnekler öyle çok ki. Hepsi onlarca filmde oynamış sinema emektarları. Sefalet içinde hayatta kalmaya çalışıyorlar ya da çoktan yorgun düşüp gittiler.
Şimdikiler gibi bölüm başına bavulla para almamışlar. Belli ki kazandıklarıyla ancak günü geçirebilmişler, ne bir birikim yapabilmişler ne de bir ev alabilmişler.
Hepimizin bayıldığı Yeşilçam’ın karanlık yüzü bu.
Kendi öz evlatlarını çarkların arasında ezip bir kenara attı. “Mutlu sonlarını” onlardan esirgedi.
Bari biz esirgemesek. Keşke bir fon falan oluşturabilse, muhtaç durumdakilere yardım edilebilse.
Aldatılmak ne zaman terbiyesizlik oldu?
Sinan Akçıl’la birlikteyken aldatıldığı ve bu yüzden ayrıldığını açıklayan Hadise’ye futbol yorumcusu Ahmet Çakar yüklendi de yüklendi: “Kezban, varoş, terbiyesiz, görgüsüz!”
Neymiş efendim, aynı şeyi bir erkek yapsa ortalık ayağa kalkarmış. Mesela deseymiş ki o erkek, “En büyük zevki, sevişirken kırbaç yemekti...”
Neresinden tutsan dökülüyor. Her şeyden önce aldatılmanın, bu yüzden ayrılmanın suç olduğunu, görgüsüzlük veya terbiyesizlik olduğunu ilk kez duyuyorum hayatımda.
Yahu Sinan bile olayın üstünde bu kadar durmadı, Ahmet Çakar’a ne oluyor?
Hem sonra aldatıldığını açıklamakla, yatak odasını ifşa etmek aynı şey mi?
Hele kırbaç detayı beni benden aldı. Nasıl bir hayal gücüyse artık...
Icardi’ye müstahak
Bir aldatma vakası da Mauro Icardi-Wanda Nara cephesinden.
Wanda Yenge’nin GS’li futbolcuyu Arjantinli rap’çi L-Gante ile aldattığını biliyorduk, şimdi bir de Sivassporlu Keita Balde ortaya çıktı.
Balde’nin eşi, Wanda’nın kocasıyla yattığını, sonra da kendisine fotoğraflar gönderdiğini açıkladı.
Icardi de bu durumu biliyormuş, hatta kendisine Icardi haber vermiş.
Oy oy oy... Bunlar gündüz kuşağı programlarına katılsalar reyting rekoru kırarlar.
Icardi’ye de üzülmüyorum artık.
Bunca yıl böyle bile bile lades dediyse ona da müstahak.
Şenol Hoca-Volkan Hoca
Bodrum FK’nın hocası Volkan Demirel’in, Trabzonspor karşılaşmasında rakibi Şenol Güneş’in elini sıkmadan havada bırakması tartışılıyor.
Sebep, depremin daha 12, 13’üncü gününde Şenol Hoca’nın “Hatayspor maça çıkabilir” açıklaması.
Daha Christian Atsu enkaz altından çıkarılmamış bile... Volkan’ı da haklı bulan var, Şenol Güneş’i de.
Depremde bölgede görev yapmış bir gazeteci olarak ben elbette hiç düşünmeden Volkan’ı haklı buluyorum.
Şenol Hoca’nın cevap günü de şimdiymiş.
Yanlış anlaşıldığını söyleyebilirdi.
Aslında maçtan sonraki basın toplantısında söyledi Şenol Hoca.
Neyse benim çok bildiğim bir alan değil futbol ama iki hoca arasında çözülemeyecek gibi durmuyor mesele.
Tam bir aile faciası
SMA hastası İkbal Bebek’in babası Umut Kardeş, gece kulübünde para saçtığı görüntüler ortalığa serilince yardım paralarını yemediğini anlattığı bir video bırakıp intihar etti.
Yardım paralarını yemese bile, “Madem o kadar parası vardı, kızının kampanyasına katsaydı ya” diye düşünmeden edemiyor insan.
Olayı duyan herkes, şimdi İkbal ne olacak diye evhamlanıyor, çünkü anne de evi terk etmiş.
Biz yine de umudumuzu kaybetmeyelim, sadece İkbal için değil, bütün diğer SMA’lı çocuklar yardımlarımıza, desteklerimize devam edelim: www.sma.org.tr
Neyse ki gemi çarpmamış
Sosyal medya fenomeni ve oyuncu Elvin Levinler, Boğaz’da ses terapisi etkinliği düzenledi.
Ne demekmiş ses terapisi? Belirli frekans ve ritimdeki sesleri dinleyerek rahatlamak, gevşemek anlamına geliyormuş.
Altı kadın binmişler sörf tahtalarına, kıyıdan açıkta, terapi yapmışlar.
Gevşediler mi bilmem ama neyse ki gemi memi çarpmamış bunlara.
Bayılıyorum bu zengin işi heveslere. Tonla da para döküyorlar ha bu zerzevat işlere.
Ben de köşeyi döneceğim ama bu kadar saçmasını bulamıyorum bir türlü...
Paylaş