Paylaş
Naim Süleymanoğlu, Müslüm Gürses, Dilber Ay, Bergen gibi isimlerden sonra etçi Nusret’in de hayatı film olacakmış.
Alex de Souza’nınkinin fragmanını gördüm, o da mart sonunda geliyormuş.
Bülent Ersoy için zaten bir proje var, telif ücreti pazarlığı devam ediyor bildiğim kadarıyla.
Milli huyumuz zaten:
Bir şey bir kere tuttu mu, artık tut tutabilirsen...
Çember daralıyor, sıra bana gelecek diye korkuyorum.
İyisi mi yapımcıları oyalayacak birkaç öneri atayım ortaya.
Mesela bir Kemal Sunal filmi çok güzel olabilir.
Hababam’dan başlayacaksın... Hatta sesi de tipi de benziyor, keşke oğlu Ali Sunal oynasa.
Sonra Muazzez Abacı...
Kabadayı sevgilisi Hasan Heybetli’nin peşinden şehir şehir gezmesi, yattığı hapishanelerin camına bakan ev kiralamaları...
Başka?
Barış Manço çok iyi gider. İnsanlar hâlâ ölüm yıldönümünde bir araya gelip anıyor, adına vapur falan kaldırıyor. Bakın onun oğulları da Manço’ya çok benziyor. Olur mu olur vallahi...
Ajda Pekkan’ın filmini merakla izlerim. Ama onun hiç acelesi yok bence.
Sonra Dario Moreno... Hem de hazır Erkan Özerman “İzmirli Dario” diye hayatını kitap yapmışken.
İş dünyasını da es geçmemek lazım: Sakıp Sabancılar, Vehbi Koçlar...
Bir de Hüsnü Özyeğin’e koştura koştura giderdim.
Sporculardan milli atlet Süreyya Ayhan...
İlk madalyayı kazanması, hocasıyla evliliği, dopinge giden o tuhaf yol...
Düşününce dedim voleybolcu Ebrar da olabilir.
Ama biraz geçsin.
Siyasilerin hepsi ayrı ayrı muhteşem olur: Özal, Demirel, Ecevit... Kıbrıs Barış Harekatı falan... Sonra Menderes...
Of of of!
Diyeceğim o ki “Bergen” filmini reddedip büyük hata yapan Serenay Sarıkaya hiç üzülmesin, bizde portre, otobiyografi bitmez.
Kimleri atladım? Siz başka kimin filmini görmek istersiniz?
Biz araba kullanamayanlar
Nurgül Yeşilçay sette rol icabı kullandığı aracın frenine basayım derken gazına basınca önce ağaca, sonra direğe çarptı. Çene bölgesine dikiş atıldı, tedavisi 3 ay sürecek.
Normalde de pek araba kullanmıyormuş zaten. Bazıları doğuştan sürücü. Ama araba kullanmak benim için de eziyet mesela.
Aynı anda debriyaja basarken vitesi değiştireceksin, bir gözün dikiz aynasında, diğeri yan aynada olacak.
Nasıl beceriyorsunuz bilmiyorum, sırf bunun için bile bukalemun olmak lazım.
O sırada üstüne gelen hafriyat kamyonundan kaçıp önüne süren kuryeye çarpmayacaksın.
Bütün bunları becersem zaten ne araba kullanacağım? Astronot olurdum.
Ehliyetim yok mu? Var. Ama onu da üç kerede aldım.
Avantajı çok:
Mesela uzun yolda arabayı başkasına kitlemek çok kolay. “Yalnız ben araba süremiyorum” diyorsunuz, bitiyor mevzu.
Ama dezavantajları da var:
Mesela bu yaşıma kadar hiçbir sevgilimi evinden alamadım ya da evine bırakamadım.
Ya hep onlar beni bıraktı ya da arabada hep bir taksici vardı. İlk buluşma gecesi bile.
Yine de halimden memnunum. Bence siz de olmalısınız, trafikte benim gibi biri direksiyon sallamıyor diye.
Öncelikle geçmiş olsun Nurgül. Sonralıkla da şunu bil ki yalnız değilsin!
Paylaş