Türkonot mu, gökmen mi, göktegezen mi?

Siz bu satırları okurken ilk Türk astronot Alper Gezeravcı uzaya çıkmış olacak.

Düşünsenize, tarihte ilk kez bu toprakların bir evladı atmosferden çıkıp yerçekimsiz ortamda olacak.Amerikalılar uzaya giden insanlarına “astronot” diyor. Ruslar “kozmonot”. Çinliler “taykonot”. Bizim de Türk uzay insanlarına bir isim bulma vaktimiz geldi galiba.

Çünkü size şöyle bir örnek vereyim:

1969’da Amerikalılar Ay’a ilk indiklerinde, Fransızlar “Ay’a inmek” eylemine bile isim buldular. “Ay’a konmak” anlamına gelen “alunir” fiili. Türk Dil Kurumu, Türk astronotlar için 2005’te “gökmen” ve “uçman” sözcüklerini önermiş ama pek sarmadı, “gazman” gibi olmuş.

Benim aklıma ilk gelen “Türkonot”...

“Göktegezen” de olabilir. Aslında en güzeli “uzayadamı” ama sonra kadın-erkek eşitlikçileri ona hemen itiraz ederler, “uzayinsanı” olsun diye.

85 milyon insanız. Çalıştırın saksıları, güzel bir isim bulalım uzaya giden ve gidecek Türklere.

Bu akşam soluksuz izleyeceğim fırlatma töreninden önce bir uzay duası ediyorum:

Allah’ım o mekik sorunsuz, kazasız uçsun; ilk uzay insanımıza hiçbir şey olmasın, sağ salim yerleşsin yörüngeye.

Allah’ım el alemin araçlarıyla gideceğimize bize de en yakın zamanda kendi mekiklerimizle çıkmayı nasip et göklere.

İnci Taneleri akımı

25 Ocak’ta Kanal D’de başlayacak “İnci Taneleri” dizisinin tanıtım ekibini tebrik ederim.

Daha başlamadan fenomen haline getirdiler diziyi.

Fragmanda Hazar Ergüçlü’nün pavyon dansını kullanılması, sonra o dansın kamera arkası görüntüleri...

Sosyal medyada “İnci Taneleri” akımına dönüştü resmen.

Zaten kapı gıcırtısında oynayıp, çekip paylaşmaya bayılan bir milletiz, al sana şahane bahane.

Millet çekip çekip kendi pavyon danslarını paylaşıyor.

Tam bu konsepte uyar mı bilmiyorum ama benzer bir dansı da Berrak Tüzünataç paylaştı.

Fakat dansından çok o sırada giydiği dar, siyah kıyafet konuşuldu.

Biraz revü kızı gibi olmuş ama isteyen istediğini giyer.

Beni tek ilgilendiren simetri.

Kızım o yıldızları çekiştirip tam oturtsana olması gerektiği yere!

Biri Hanya’ya bakıyor, biri Konya’ya...

Düşenler neden hep kadın?

26 yaşında, su gibi güzel bir kadın Özlem Akman. Zaten güzellik uzmanıymış. Şarkıcı Esra Akman’ın kardeşiymiş. Bursa’da 20 katlı bir rezidansın 11’inci katından düşerek hayatını kaybetti. Ablası olaydan hemen önce erkek arkadaşıyla kavga ettiklerini söylüyor. Şüpheli bir durum olup olmadığı araştırılıyor.

Kimsenin günahını almak istemem, o yüzden bu olay özelinde konuşmuyorum ama binanın bilmem kaçıncı katından düşüp ölen insan sayısındaki artışın farkında mısınız?

Ne hikmetse hepsi de rezidans.

Ve ne hikmetse dengesini kaybedip düşenler hep kadın!

Hiç rezidanstan düşen erkek haberi hatırlıyor musunuz?

İki ihtimal var:

Ya bu ülkenin erkekleri dünyanın geri kalanından farklı olarak, kadınlardan daha dengeli ve balkondan-camdan düşmüyorlar...

Yahut da bu kadınlara birileri bir şeyler yapıyor, ya itip öldürüyor ya da öldürüp sonra intihar, kaza süsü falan vermeye çalışıyorlar.

Pancake gözleme ve intikam

Yayın yönetmenimiz Ahmet Hakan, “pancake”in Türkçeye “gözleme” olarak çevrilmesini eleştirmiş:

“Amerikan filmlerinde ne zaman ‘pancake’ kelimesi geçse altyazıda mutlaka ‘gözleme’ diye çevrildiğini görüyoruz. Pancake ile gözleme arasında lezzet, görüntü, mantalite açısından herhangi bir alaka olsa hiç mesele etmeyeceğim.

Ama yok. Hem de hiç yok...”

Hiddet buyurmayınız, intikamımızı acı aldık. Fotoğrafını çekmişimdir mutlaka ama aradım bulamadım. Bizim yol kenarındaki gözleme tezgâhlarından birinde şöyle bir şeyle karşılaştım bu yaz...

Turistlere de gözleme satabilmek isteyen zeki gözlemeci, sözlükte gözlemeye en yakın İngilizce kelimeyi yazmış asmış tezgâha:

Observatory.

Yani gözlemevi!