Paylaş
Biliyorsunuz, Serenay Sarıkaya bir süredir Maldivler’de.
Masmavi plajlarda atmak ne kelime, fink sektiriyor. Bunları da sosyalden paylaşıyor.
Bence gayet güzel kareler. Zaten Maldivler’le Serenay bir araya gelir de ne kadar kötü olabilir ki?
Ama Demet Akalın fotoğrafların ışık, filtre, pürüzsüzlük/selülit ayarlarını beğenmemiş olacak ki buradan Maldivler’e ulaştırdı mesajını: “Telefonunu değiştir baby”...
“Kıtalararası teasing” mi dersiniz, “Demek benden daha çok kıskandı” mı dersiniz?
Ama “Karışmadığı bir o kalmıştı” diyeceksiniz, o kesin.
Haklısınız.
Ama kendi açısından Demet Akalın da haklı değil mi?
Serenay Sarıkaya’nın Maldivler’de kaldığı villaların en ucuzunun geceliği 30 bin lira diye haberler çıktı.
Madem “sosyalde paylaşmayı” da bu kadar seviyorsun...
Bari fotoğrafı, filtresi, ışığı da ona göre olsun.
Seren’e şah mat
Seren Serengil, “Cemal Can’ı tanımıyorum” dedi.
Cemal Can “Nasıl tanımaz, beni Instagram’da takip ediyor” diye cevap verdi.
Seren Serengil’e söyleyecek çok bir şey bırakmadı zaten: Şah mat.
Serengil de aynı cümlenin içinde iki kez özür kullanıp özür dilemeden kapattı konuyu: “Zaten isim özürlüyüm, ameliyattan sonra hafıza özürlülüğü falan da başladı.”
Hatta Cemal Can’a destek verdiğini de hatırladı sonradan.
“Sıkışınca işi deliliğe vurdu” da diyebilirsiniz...
“Hangimizin başına gelmiyor ki, dün ne yediğimizi unutuyoruz” da diyebilirsiniz...
Hayata nereden baktığınızla alakalı.
Gel Alpay, gel şöyle Özdemir’in yanına geç
Önce Özdemir Erdoğan, şimdi de Alpay.
Tecrübe heybelerini de yüklüce doldurmuş insanlar.
Bu ülkede ölülerin arkasından konuşulmasının hoş kabul edilmediğini de bile bile, Zeki Müren hakkında en incitici telden çalıp, en sert tondan söylüyorlar.
Özdemir Bey’inkileri bohçadan çıkarıp tekrar ortalığa dökmeyelim burada.
En son Alpay Bey “10 kulağım olsa biriyle Zeki Müren dinlemem” demiş.
Beğenmeyebilirsin, hak ettiğinden çok değer gördüğünü düşünebilirsin.
En doğal hakkın.
Ama nihayetinde bu toplumun bir değeri, “Sanat Güneşi” adını almış.
Yani koskoca Alpay duracak duracak yıllar sonra Zeki Müren’e müzikal bir eleştiri getirecekti de tonu, lisanı, yaklaşımı bu mu olacaktı:
“10 tane kulağım olsa...”
Bir durun ya bu yaşınızda Allah aşkına.
Biri 80. Öbürü 85...
Size artık birleştirici, bütünleştirici roller düşüyor, daha kapağını bile açmadınız.
Mutlu sonla bitsin
TV serüveni boyunca Huysuz Virjin’e eşlik eden isim Armağan Çağlayan’mış. 350 bölüm “Huysuz Şov”u birlikte çekmişler, ben bilmiyordum.
Şimdi Huysuz’un hayatı film yapılmaya kalkışılınca Çağlayan’ın kapısını çalmış yapımcılar, filmin danışmanı olmasını istemişler.
Seyfi Dursunoğlu’nu kimin canlandıracağı gibi detaylar henüz belli değil. Ama umarım senaryonun sonuna yeğenlerinin açtığı “vasiyete itiraz” davasını koymazlar.
Zaten Huysuz Virjin için “Kusura bakmayın ama hayat bana biraz torpil geçti. Huysuz bana hepinizden daha fazla şey öğretti. Hepsi için sevgi, saygı, minnet ve hayranlıkla...” diyen Çağlayan’ın buna izin vereceğini sanmıyorum.
Paylaş