Paylaş
2 Şubat’ta yazmışım, çıktı: Aleyna Tilki’nin annesi Havva Öztel şarkıcı oluyor.
“Bergen” filminde okuduğu “Seni Kalbimden Kovdum” şarkısına klip çekti, teaser’ı yayınlandı bile.
“Ben demiştim” oynayalım mı?
* Ben demiştim: Durup durup şarkı söylüyor, söylemekle kalmıyor sosyal medyaya yüklüyor.
* Ben demiştim: Piyasada şarkıcıyım diye dolaşan birçok isimden çok daha iyi sesi.
* Ben demiştim: Zaten Aleyna Tilki’nin kendisi de öve öve bitiremiyor annesinin sesini.
* Ben demiştim: Bakmayın boyu kadar kızları olduğuna, daha yaşı müsait aslında. 78’li.
* Ben demiştim: Fizik deseniz “maşallah”ı var. Stil deseniz, dekoltede Gülşen’e rakip olur.
* Ben demiştim: Geriye bir tek düzgün şarkı bulmak kalıyor. Onu da kızı yapıp verir.
Varsın olsun. O da şarkıcı olsun. Zaten Merve Boluğur’dan sonra her Türk vatandaşının doğuştan hakkıdır bir klip yapmak.
Hatta devlet destek olmalı, imkânı olmayana kamu bankaları kredi vermeli.
Madem müzikal öngörülerim bu kadar eşsiz...
Havva Öztel tahmininden aldığım cesaretle yazın şarkısını da açıklıyorum:
“Sürüne Sürüne Geber Ağla”...
Biri tanınmış bir müzik yazarı olmak üzere, üç birbirine benzemez arkadaşımdan gelince aldım kadraja.
Esila isimli bir şarkıcı söylüyor. Bu ikinci klibi. Kendi söz ve bestesiymiş.
Tam da içinden geçtiğimiz kültürel iklimin fotokopisi gibi.
* Surat: Bülent Ersoy ile Seda Sayan’ı topla, ikiye böl...
* Ses: Yıldız Tilbe ile Ciguli’yi topla, ikiye böl...
* Hareketler: Çatlak Şanzel ile Seren Serengil’i topla, ikiye böl...
* Sözler: Demet Akalın ile Sıla’yı topla, ikiye böl:
“İnanmıştım en başta
Ah kafama sıkayım!
Canından çok seviyordun
Laflarını seveyim...
Başka bir düşmana ne gerek
Gerçek yüzün engerek
Bağır dur sen adımı
Eller bilsin tadımı
Geçti Bor’un pazarı
Niğde’ye git orada da ağla
Sürüne sürüne geber ağla
Sürün, sürün, sürün, sürün, sürün ağla!”
Güfte böyle. Ama şarkı oryantal ve neşeli.
Peki yazın şarkısı olur mu?
Dedik ya tam da 2022 yazının fotoğrafı.
At fav’a bekle.
Beklerken de hem çalkala hem ağla.
Ne Ebru Gündeş’i yediririz ne Alara’yı veririz
Ebru Gündeş’in adı Iraklı iş insanı Rassan Khoshnaw ile anılınca, eski eşi Reza Zarrab kızları Alara’nın velayetini almak için dava açmış. Ne yani? Bir daha başka kimseyle birliktelik kuramaz mı Ebru Gündeş?
Eğer kurarsa çocuğunu almakla mı tehdit ediliyor?
Zaten ayrılmalarının nedeni Reza Zarrab’ın ortaya çıkan bir zamparalığı değil miydi?
Kendisi yapınca sıkıntı yok, Ebru Gündeş’e gelince ahlak kumkuması mı kesildi?
O vakit daha çok bekleyecek Bay Zarrab. Çünkü bildiğimiz kadarıyla Türk adalet sistemi bir çocuğun yurtdışına verilmesiyle ilgili son derece korumacı ve kat’i.
Bırakınız yapsınlar, bırakınız çıksınlar
Türk sanat ve tasavvuf müziği sanatçısı Ahmet Özhan, Ajda Pekkan’ı övdü:
“Sesi, kıyafetleri, vücudu, estetiği ve her şeyiyle 7/24 mesleği için çalışıyor. O bir metodolojidir. Sanat dünyasının yol haritasıdır...”
Kıymetli bir müzik insanından ‘Süperstar’ımız için böyle şeyler duymak, dinlemek ne güzel.
Ama Ahmet Özhan Ajda’yı överken, isim vermeden Gülşen’i gömdü:
“Transparan bir kıyafetle, müşterinin kucağına oturarak, o tarafta konforunu sağlayamazsın...”
Yahu ne lüzum var şimdi?
İkisi aynı şey mi?
Türk sanat müziği, tasavvuf müziği, türkü, pop, rock, rap... Nasıl ayrı ayrı türlerse...
Süperstarlık, assolistlik, show girl’lük, sahne sanatçılığı, klasiklik, avangartlık da tamamen farklı farklı işler, farklı farklı sahneler.
Ahmet Özhan keşke elma ile armutları birbirine karıştırmasaymış.
Elma dersem çık, armut dersem de çık.
Bırakınız yapsınlar, bırakınız çıksınlar...
Paylaş