Paylaş
Aralıkta evlendi. Amsterdam’da.
O gün “Lunapark gibi bir hayatımız olacak” diye yazmıştı eşi Burcu Kıratlı sosyal medyada.
Kadıncağız ne bilsin çarpışan otolara bineceklerini.
Eylülde boşandı.
E olabilir, her evlilik bir yastıkta kocamayla bitmez, bazen dokuz ayda doğru kararı vermediğini anlarsın, üzücü ama ayrılırsın.
20 gün sonra barıştılar.
Akçıl, sosyal medyadan “24.09.2019 milat” paylaşımı yaptı.
Ne demek bu?
Artık bugün milat.
Bugünden öncesi ve bugünden sonra var. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Yine baya büyük laflar eşliğinde:
“Hayatımda ilk kez tek eşliyim.”
E, ona da peki.
Bazen kaybettiğinin ne olduğu kafana dank eder, yaptığın hatadan sonsuza dek geri dönersin. Ne mutlu.
Ama daha üç gün önce yine ayrıldılar, birbirlerini Instagram’dan sildiler.
Bu arada bir Azeri psikolog çıktı ortaya.
Kadının hamile olduğu, Sinan’ın Burcu’dan o yüzden ayrıldığı yazılıp çizildi.
Sonra bu kadın sayesinde yine, yeni, yeniden, tekrar, geri barıştılar.
Burcu Kıratlı “psikolog” kadının “şizofren” olduğunu açıkladı.
Sinan Akçıl yine büyük büyük:
“Bir kez daha iyi ki varsın ‘mucize’ dedikleri üç hece.”
Kadın şizofren mi, onu hâlâ bilmiyoruz ama psikolog değil, diyetisyen olduğu ortaya çıktı.
Neyse bu arada Burcu Kıratlı’nın kim olduğunu çözmüş olduk:
“Burcu hayatta değer verdiğim tek kadındır.”
Tam gazlar, geri vitesler, ne patinajlar ne spin’ler... Aşkın trafik cezası olsa 2 bin yıl beste yapsa ödeyemez Sinan Akçıl.
Duyan duymayan da liseli ergen sanacak.
Küçük değil artık 40’ına merdiven dayadı.
Pandemi cimriliği
Aslında “cimrilik” tam doğru kelime değil. Çünkü karantina sırasında bir yemeği evde yapmanın ne kadar ucuza geldiğini iyice anladık.
Hele de benim gibi, dışarı çıkmasa bile çoğunlukla dışarıdan yemek söyleyenler...
Ürünlerin fiyatlarını da tek tek daha iyi öğrendik, 2 lira olduğunu bildiğimiz sodaya 22 lira hesap gelince bozuluyoruz haliyle.
Bir de buna salgın önlemleri sebebiyle azalan müşteri sayısını ekleyin. Yeme-içme alanında enflasyon normal enflasyonun üstünde. Hali vakti yerinde insanlar bile dışarıda ödenilen hesaplara ciddi kaş kaldırmaya başladı.
“Yahu ne yedik ki bunu ödedik” lafını her zamankinden çok duyuyorum.
Sizin projeniz hangisi?
Taksim düzenlemesi için finale kalan adaylar oylamaya açıldı. İstanbulsenin.org adresi üzerinden isteyen herkes oy kullanabiliyor.
Siteye girip üç projeyi de inceledim.
Hepsinin kendine has özellikleri anlatılıyor videolarda.
Mesela 15 numaralı proje New York Meatpacking’deki gibi üstten dolaşan yürüme parkuru vaat ediyor. 16 numaralı projede yeraltı geçidi Bellek Müzesi’ne dönüştürülüyor.
19 numaralı projedeyse Charles de Gaulle Havalimanı’na benzer, verev geçişlerin olduğu üstü açık bir çukur öngörülüyor.
Elbette gönlümde yatan bir aslan var ama söylemem.
Başlıkla biraz oksimoron oldu ama herkesin oyu kendine.
Yahu nesini boykot edeceğiz?
Suudiler’in marketlerde Türk ihraç ürünlerinin üzerini örtüp “Dokunmayın Türk malı” yazdığı fotoğrafları görmüşsünüzdür. Sosyal medyada “Biz de onların ürünlerine karşı kampanya yapalım” çağrıları var. Pardon ama ne üretiyorlar da nelerini boykot edeceğiz?
Bir meteor eksikti
Salgını, depremi, yangını, çığı bitmedi 2020’nin. Bir meteor çarpması eksikti, o da saatte 41 kilometre hızla yaklaşıyor. Ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson Instagram hesabından açıkladı. Buzdolabı büyüklüğündeki 2018VP1 meteorunun 2 Kasım’da Dünya’ya çarpacağını hesaplıyorlarmış.
Neyse ki çok büyük olmadığı için etkisinin de az olacağını tahmin ediyorlar. “Kozmos: Bir Uzay Serüveni” belgeselinden hatırlayacağınız medyatik bilim insanının adı da bir asteroide verilmişti. 2016’da yaptığımız söyleşide “Uzayda Mars’la Jüpiter arasında, Güneş’in ekseninde dönüyor. Neyse ki Dünya’ya çarpma ihtimali yok” demişti.
Paylaş