Paylaş
Önce müzik eleştirmenimiz Naim Dilmener, Hürriyet
Cumartesi ekindeki köşesinden Sinan Akçıl’ın son çalışmasını eleştirdi.
Ama ne eleştiri! Gerilim filmi gibiydi. İçinde şöyle şeyler geçiyor:
“Akçıl’da ses yok. Ya da var da şarkı söylemeye yetmeyecek kadar zayıf.
Böyle bir sesle konuşabilir, sohbet edebilir, haberleşebilir, iletişim kurabilir ama şarkı söyleyemezsiniz.”
* * *
Ama ne sertlikte olursa olsun, bunların hepsi eleştiri sınırları içinde ve hakaret içermeyen cümlelerdi.
Ve en özet haliyle, Akçıl’ın sahnede görünme isteği yüzünden, gerçek bir müzik adamı olma fırsatını ıskaladığını anlatan bir yazı...
Katılırsın-katılmazsın.
Peki sizce Sinan Akçıl n’aptı?
Bu durumdan bile kendine neşe kaynağı çıkardı, espriler yapıp hem kendisini hem çevresini eğlendirdi, paparazzilere “Naim Bey’le düet yapacağız” demeçleri verdi... Öyle mi?
Hayır. Aldı sazı Instagram’da eline...
* * *
“Adamcağız” dediği Naim Dilmener’in ne haddi kaldı, ne vaktiyle iş için kendisine yalvarmadığı...
Hatta Naim Dilmener’in vatan sevgisinden bile şüphe etti: “Bayrak sevgisi olmadığını hissettiğim bir kişilik” yazmış.
Durduk yere! Hiçbir manası yok.
Eleştiri yazısında Türkiye’nin “T”si bile geçmiyor...
Bir de Akçıl muhtemelen bilmiyor ama bahsettiği kişi bir Süryani.
Eminim aklının ucundan bile geçmemiştir ama çoğunluktan olmayanlar böyle ithamları daha zor yaşayabiliyor.
Instagram’ına keşke şöyle yazsaydı Akçıl
“Arkadaşlar tanıştırayım: Naim Dilmener...
Yıllardır sektörün içinde, duayen bir abimiz.
Bugünkü yazısında son çalışmamızı yerden yere vurmuş, hatta bana şarkı söylemeyi bırakmamı bilse tavsiye etmiş.
Canı sağ olsun!
Elbette binlerce sevenimiz olduğu gibi, beğenmeyenler de olacak.
Biz de bu eleştiriler doğrultusunda kendimizi geliştirmeye gayret ediyoruz.
Naim Bey de sektörde zaten yüksek beğeni çıtasıyla bilinen bir abimiz.
Sadece şunu sormak isterim:
Acaba bu kadar sert bir eleştiri yazarken, yüzde 1 bile olsa, yazının şehvetine kapılmış mıdır?
Keşke öyle olsa.
Bir şarkı, bir söz ya da bir yazı yazılırken...
Biraz da şevkle/şehvetle daha güzel olacaksa...
Biz kimiz ki?
Ama şöyle bir durum da var:
Bu eleştirileri sadece okuyucular değil, biz de okuyoruz.
Ve kalemtıraşla sivriltip attığınız oklar hedefi buldukça...
Bazen biz vurulmuş oluyoruz...”
Paylaş