Paylaş
Ünlüler dünyasından duyurduğu kötü haberlerle “Felaket Tellalı” olarak anılan ses sanatçısı Onur Akay bu kez kötü haberi kendisinden verdi:
Dayak yemişti. Yüzü morarmış, burnu kanamış, dişi kırılmıştı. Hem de dövenler iki kadındı.
Erkek gibi giyinmiş, erkek gibi dövüşen iki kadın.
Gittikçe tuhaflaşıyor, değil mi?
Neyse motosikletli kadınlar Onur Akay’ın kolunu büküp pata küte girişmeden önce “Kadir Doğulu ile ilgili bir daha konuşursan bacaklarını kırarız” demişler.
Evet doğru, Onur Akay ayrılık haberlerinin ardından Neslihan Atagül’ün annesiyle konuştuğunu, annenin bu ilişkiye karşı olduğunu, kızının ayrılmasını istediğini paylaştı.
Hatta bunun üzerine Neslihan Atagül’den “Annem bile beni Kadir gibi anlamıyor” gibisinden bir cevap gelmişti.
Yani hikâyeye polisiye kafasıyla bakarsanız, kovana çomak sokuyor Onur Akay.
Ve bunun karşılığında da kovandan iki arı havalanıp o sırada Balıkesir’in Akçay sahilinde arkadaşlarıyla sohbet etmekte olan Akay’ı bulup sokuyor.
Onur Akay tamamen ve sadece gerçeği mi anlatıyor?
O sırada Akçay’da olduğunu, olabileceğini bilebilecek kaç kişi var?
Bu motosikletli kadınlar o civarın insanı mı? Daha önce gören var mı?
Yoksa hedefe güdümlü füze gibi, İstanbul’dan falan ateşlenip öyle mi geldiler Akçay’a?
Kadir Doğulu “üzüldüğünde” böyle harekete geçebilecek bir kitle var mıdır? Varsa sayıları kaç kişidir?
Olay sırasında yanında arkadaşları varmış. Bu iyi dövüşen iki kadına karşı arkadaşları niçin korumamışlar Akay’ı?
Hiç mi kamera yok?
Plakası falan tespit edilemiyor mu motosikletli iki kadın şoförün?
Kafamda deli sorular...
Fallarda çıkan “kısa yollar”
Oğuzhan Koç ile ayrılığı konusunda şöyle bir açıklama yaptı Demet Özdemir:
“İnsanın hayatındaki işleri de, dostlukları da, ilişkileri de aslında bir yolculuk. Bir yere kadar en iyi şekilde götürmeye çalışıyorsun ve vakti bittiğinde vedalaşıyorsun...”
Madem ilişkiler birer yolculuk, evliliği sadece 8 ay süren Özdemir’e şöyle bir tavsiye verelim:
Kahve fallarında falan “Sana kısa bir yol görünüyor” çıkarsa, sakın evlenme.
Eden bulur, Robinson!
Eden Noel Robinson’a sosyal medyada denk geliyordum. Sokakta insanların yanına gidiyor, bir şeylerini çalacakmış gibi yapıyor. Sonra birden dans etmeye başlıyor.
Şaka yaptığı insanlar da önce şaşırıyor ama sonra gülüyor, dans etmeye başlıyor falan. Bizimki kapkaççı kılığında kapüşonu kapalı. Sonunda mutlaka kapüşonunu açıyor, kıvır kıvır kocaman saçlarını ortaya çıkarıyor. Sempatik biri.
Videolarına denk geliyordum ama çekim yaptığı insanların önceden haberli olup olmadığını bilmiyordum. Değilmiş. Hiç değilmiş...
Aynı şeyi Türkiye’de yapmaya çalışan fenomenin boğazına yapıştılar. Galata Kulesi olduğunu tahmin ettiğim bir yerde şakasını yapmak için gidip birinin önünde el kol hareketleri yapmaya başlıyor ki...
O kişi fenomenin ümmüğüne yapışıyor.
Neyse ki dansı falan sempatik, durumu kurtarıyor. O kişi ve etraftakiler gülmeye başlıyor.
Gelmiş İstanbul’da dünyanın en gergin insanlarına şaka yapacak...
Yürek yemiş herhalde.
Hamdi bitti Selen artık önüne baksana
Haberler.com’a konuk olan Selen Görgüzel, eski eşi Hamdi Alkan’ı defalarca gözle aldattığını açıkladı:
“Hamdi’yi düzenli olarak aldattım. Ama gözle. Düzenli olarak aldattım. Hamdi’ye de hep bakıyordum. Güzel kadına, eve, arabaya ve çiçeğe bakarım. Eski eşime ‘Ne kadar yakışıklı adam baksana’ diyordum...”
Hamdi Alkan’ın yerinde olsanız... Ne lüzumu var değil mi şimdi böyle bir şeyin?
Boşanıyorsun, yine de kurtulamıyorsun. Beş katlı apartman büyüklüğündeki bir S harfi, “Hamdi’yi aldattım” diye bağırarak peşinizden koşuyor. Dikkat çekmenin, gündeme gelmenin bir sürü yolu var, tutup sizin isminizin geçtiğini savuruyor ortalığa.
Bazı boşanmalarda şart koşuluyor ya “İlişkimiz ve benim hakkımda konuşamaz” diye... Sebebini anlıyor insan.
Paylaş