Paylaş
New Yorker dergisinde Maria Konnikova tarafından kaleme alınmış ilginç bir makaleye denk geldim. Yeni yıl kararlarını sorgulayan bu yazıda Amerikalıların yüzde 50’sinden fazlasının bir yeni yıl kararı aldığı anlatılıyor.
Fakat çok kısa bir süre içinde başarı oranı hızla düşüyor.
Yine de kendimize kilo verebileceğimizi, para biriktirebileceğimizi ya da spora başlayabileceğimizi söyleyip duruyoruz. Mesela 9 yıl boyunca “diyet” teriminin günlük Google aramalarını araştırmışlar. En fazla arama, ortalama düzeyin yüzde 82 oranla üzerinde yeni yıldan hemen sonra oluyormuş.
Bir haftanın, bir ayın ya da bir yılın başlangıcı “yeni bir ben” vaadiyle iyimserlik duygusunu artırıyormuş.
Haklı değiller mi? Hepimiz rejime o meşhur “pazartesi” günü başlamaz mıyız?
Bu olay borsayı bile etkiliyormuş. “Ocak etkisi” olarak bilinen bir şey varmış.
İnsanlar ocak ayında daha iyimser olurmuş ve belirsiz hisse senetlerini satın almaya daha yatkın olurlarmış.
“O zaman iyimserlik her zaman olumlu değildir” diyor yazar.
Psikologlar Janet Polivy ve Peter Herman bu durumu “sahte umut sendromu” olarak adlandırıyormuş.
Yani değişim yeteneğimizle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler ve ardından da başlangıçtaki yüksek beklentilerimizin suya düşmesi...
Doğal olarak ne kadar gerçekçi hedefler belirlersek başarılı olma olasılığımız o kadar yükseliyormuş.
Psikolog Fiona Jones ve meslektaşları, daha mütevazı beklentileri olan kişilerin 3 aylık bir egzersiz kursunu tamamlama olasılığının çok daha yüksek olduğunu bulmuşlar.
Yeni yıl kararı almak ya da almamak, işte bütün mesele bu...
Diyeceğim o ki yeni yıl kararı tabii ki alın almasına da kendinize de çok fazla yüklenmeyin. Sonra cayma olasılığınız daha yükseliyor.
İşte o dizi
Latin Amerika’da geçen yıl en çok izlenen 10 dizinin 9’unun Türk dizisi olduğu ortaya çıktı.
İlk sırada başrollerini Kerem Bürsin ve Hande Erçel’in paylaştığı “Sen Çal Kapımı” var.
HBO Max’in açıkladığı listeye göre sonra sırasıyla “Sadakatsiz”, “Yargı”, “Aşk Mantık İntikam”, “Kadın”, “Mucize Doktor”, “Kara Sevda”, “Kızım” ve “Baraj” dizileri geliyor.
Hiç şaşırmadım.
Küba’da evine pansiyoner olarak misafir olduğum yaşlı teyze bile sabahtan akşama kadar Türk dizisi seyrediyordu.
İnsan asıl 9 Türk dizisinin arasına giren diğer dizi hangisi acaba diye merak ediyor.
Beşinci sıradaki, “Dos Vidas” (İki Hayat) adında bir İspanyol dizisi.
Neymiş diye baktım, İspanya ulusal kanalı TVE tarafından işletilen La Una kanalının dizisiymiş.
25 Ocak 2021’de yayınlanmaya başlamış.
İki farklı zaman çizelgesindeki iki kadını konu alıyormuş.
Kadınlardan biri günümüz İspanya’sında, diğeri 1950’lerin İspanyol sömürgesi Gine’de yaşıyormuş.
Başrollerinde Amparo Pinero ve Laura Ledesma adında iki İspanyol oyuncu varmış.
Bravo vallahi. İyi cesaret Türk dizilerine meydan okumaya cüret etmek.
Asıl fitreyi TRT yaptı
Herkes yılbaşı akşamı Hülya Avşar’ın genç görünmek için yaptırdığı filtreyi konuşuyor.
Daha önce de yapmıştı bunu Avşar, o yüzden kesin onun fikridir diye düşünülüyor.
Avşar 90’larda gibi görünecek diye, programdaki insanların kulakları, burunları seçilmiyordu. Hele genç Aleyna Tilki! Portakalda C vitamini gibiydi.
Ama yılbaşı akşamı asıl filtreyi Hülya Avşar değil TRT yapmıştı.
Anladığım kadarıyla her yıl yaptıkları gibi eski yılbaşı eğlencelerinin arşiv görüntüleri geldi ekrana.
Herkes o kadar genç ki o görüntülerde.
Zerrin Özer mesela. Zapzayıf. Mahmut Tuncer nasıl tıfıl.
Eşekle geldi stüdyoya. Fikret Kızılok “Zaman Zaman”ı söylüyor, saçlarını göreceksiniz. Mustafa Topaloğlu, Osman Yağmurdereli, Nuray Hafiftaş, Mahmut Tuncer ve Kamil Sönmez, Sezen Aksu’nun “Ada Vapuru” şarkısını okuyorlar koro halinde.
Bravo TRT’ye, Cem Karaca ile Barış Manço’yu yan yana getirmiş.
MFÖ’nün Özkan Uğurlu yılları...
Zeki Müren ve Ajda’lı final...
Birçoğu internette var, kaçırdıysanız açıp izleyebilirsiniz.
Paylaş