Mehmet Ali Erbil’in 5 affedilmez faulü

Şovmen Mehmet Ali Erbil, kendisine “Sapık, tacizci, ahlaksız” diyerek hakaret ettiği iddiasıyla şarkıcı Ece Ronay’a 100 bin liralık tazminat davası açtı. Keşke yapmasaydı. Zaten dört büyük faulü vardı, bu sonuncu kırmızı kart gibi oldu.

Haberin Devamı

◊ FAUL 1:

Daha 6 ay olmadı. Durduk yere bir sosyal medya tezgâhı kurup Seda Sayan’a saldırdı. Karşı taraf çetin ceviz tabii. Eski defterleri bir açtı, Mali’nin ne tacizciliği, ne yalancılığı kaldı. Geri vites yaptı Mehmet Ali Erbil. Hastalığına sığındı, kullandığı ilaçlar yüzünden böyle bir şey yaptığını, özür dilediğini açıkladı. Tahminimce hatırlı kişilerin araya girmesiyle konu kapandı.

◊ FAUL 2:

Bu kez sosyal medya fenomeni ve şarkıcı Ece Ronay çıktı, Erbil tarafından taciz edildiğini açıkladı. Erbil önce reddetti, “Tuzağa düşürüldüm” dedi. Sonra apar topar Ece Ronay’ın nişanlısını buldu, yan yana fotoğraf çektirip, “Biz kardeşimle anlaştık, sorun kalmadı” mesajı verdi. Sanki nişanlıyla anlaşınca sorun kalmayacakmış gibi... O nişanlı oraya niye gitti, ayrı mesele tabii.

◊ FAUL 3:

Haberin Devamı

Mahkemeleri oldu. Mali duruşmaya tekerlekli sandalyede geldi. Ronay’ın “vicdan sömürüsü yapıyor” suçlaması tamamen asılsız değildi. Çünkü aynı dönemde Belarus’ta sandalyesiz, tekerleksiz, gününü gün ederken fotoğrafları var. Sahneye çıktı, sunuculuk yaptı. Yaptığı esprilerle izleyenleri güldürdü. 24 yaşındaki Belaruslu sevgilisi Kristina’yı görmeye gittiği de yazıldı.

◊ FAUL 4:

Son olarak Ece Ronay’a iftira ve kişilik haklarını zedelemekten 100 bin liralık karşı dava açtı. Ece Ronay’ın açık saçık kıyafetlerle kendisine kumpas kurduğu iddiasını yineledi. Bir kadını en çaresiz bırakan saldırı biçimi bu. Çünkü sonu yok, neye göre, kime göre açık? Ama cevap gecikmedi. Ece Ronay kıyafet konusunda “Kendi kızına baksın” dedi. Mehmet Ali Erbil bu sefer de kızı Yasmin Erbil’in kıyafetlerini savunmak zorunda kaldı.  

◊ FAUL 5:

Bence Mehmet Ali Erbil kendini savunmaya, karşı tarafı karalayıp suçlamaya yönelik bütün iddialarından vazgeçmeli. Nişanlıyı mişanlıyı boş versin. Alıp kadını karşısına doğru dürüst özrünü dilesin. Kabul eder ya da etmez, o başka mevzu. Çünkü çırpındıkça batıyor, kılık kıyafet derken iş dönüp dolaşıp kendi sevdiklerine uzanıyor. İlaçlar milaçlar deyip Seda Sayan’a geri vites yapmıştı. Burada ne eksik?  

Haberin Devamı

Oryantal Didem’in kıyafeti

Yılbaşına damga vuran dansöz, “İbo Show”a çıkan oryantal Didem Kınalı’ydı.

Ama Didem’in saç savurmalı şovundan çok, giydiği kıyafet tartışıldı.

Metalik gri kostümünü bir dansöz için fazla kapalı bulan da oldu...

Benim gibi “fazla modern ama ilginç” bulan da.

Alüminyum folyoya sarılıp taklidini yapanlar bile çıktı sosyal medyada.

Fakat bence bu kostümün kodları, Didem Kınalı’nın bundan 2 hafta önce Yeni Gazino’da sahne almadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada gizli.

Mehmet Ali Erbil’in 5 affedilmez faulü

Cihangir’den ev alıp borca girdiğini açıklayan dansöz, satır aralarına şu cümleleri serpiştirmişti:

“Televizyonu çok özledim. Gerekirse beş kuruş almadan yeniden televizyonda olmayı çok istiyorum. Tüm açık yerlerimi kostümlerle kapatırım. Kapalı kıyafetlerle de olsa çıkıp sanatımı icra etmek istiyorum.”

Haberin Devamı

Yeni yıldaki kıyafet tercihini de bu açıklama ışığında okuyorum.

Kıyafet tercihi ne olursa olsun, ülkenin açık ara en ünlü, en yetenekli oryantali Didem Kınalı.

Özel bir gecede, üzerinde kot ve tişört varken de izledim, sonuç aynıydı.

“Dansa durduğu” zaman gözünüzü alamıyorsunuz.

İbrahim Çelikkol’un ikilemi

◊ BAK BU PERHİZ...

Yazın orman yangınlarında gösterdiği gayretle hafızalarımıza kazınmıştı İbrahim Çelikkol.

Hele afet yerinin tam ortasında...

Yüzü gözü kül-toprak içinde...

Paramparça botlarla...

Yerde itfaiye görevlileriyle oturmuş soluklanırken bir fotoğrafı var ki...

Gözümün önünden gitmiyor.

Bugüne kadar fark etmemişiz, meğer ne fedakar bir doğasevermiş” diye düşündüm.

Haberin Devamı

◊ BU DA LAHANA TURŞUSU...

Fakat aynı İbrahim Çelikkol’un, oğluyla çekip sosyal medyada paylaştığı dağ fotoğraflarında gerçek kürk giydiği ortaya çıktı.

Olmadı, yakışmadı tabii.

Toz toprak içinde, parçalanmış botlu hali...

“Ye kürküm, ye” halinden çok daha iyiydi.

 

Yazarın Tüm Yazıları