Keşke reklam olsaydı

Aslında cuk oturuyor...
Tam da yeni klibi “Dön Diyemedim” çıkacağı sırada...
Tam da sosyal medya atağına kalkmış, herkes “Ferhat Göçer beni takibe aldı, ben de aldım” diye yazarken...
İlk eşinden kızı Yağmur, önce bir sitem mektubu yazdı. Sonra Kanal D’de “İkinci Sayfa” programına katılıp babasının kendisini ne kadar ihmal ettiğini açıkladı.
Sonuç: Ferhat Göçer TT’lerden inmek bilmiyor.
Eskiden olsa, şak diye yapıştırırdık “reklam amaçlı danışıklı dövüş” yaftasını.
Ferhat Göçer konuyla ilgili önce bir basın açıklaması yapacağını duyurdu, sonra iptal etti. İki gün önce menajeri aradı.
Göçer’in şu mesajını iletti:
“Tek derdim kızımın eğitimine devam etmesi, dürüst olması, yalan söylememesi, ayaklarının üzerinde durması... Bunu istemek, niye sevgisizlik olsun? Çocuklarımızın her isteklerine evet demek mi iyi ebeveyn olmak? Bu dünyadaki en değerli hazinelerim benim evlatlarım.”

Peki madem, edeyim ben de dört-beş cümle...

◊ Karşı karşıya olduğumuz durum, bir reklam çalışması değil, iyi yönetilemeyen bir aile krizi.
◊ Bu “iyi yönetilemeyen” krizin başrolünde 19 yaşındaki Yağmur varsa yönetmen koltuğunda da 48 yaşındaki Ferhat Göçer oturuyor.
◊ İnsan ne kadar iyi bir doktor, ne kadar başarılı bir sanatçı olsa da her zaman ideal baba olamıyor. Ama kimse ideal anne/baba olmak zorunda değil. Çoğu zaman elinden geleni yaptığını görmek kâfi de artar bile.
◊ Arkadaş, basını-medyayı aradan çıkarıp baba-kız kendiniz konuşsanıza, kavuşup barışsanıza... Bir gün herkes, her şey gelip geçecek... Bir bakmışsın bir tek baban/evladın bekliyor başucunda.
◊ Yağmur’u bu musibet sonucunda tanıdık ama bazen bin nasihatten iyidir. Ferhat Göçer’i doktor olarak severdik (kız kardeşimin doktoru) sanatçı olarak hayranı olduk, şimdi kızı Yağmur’u da seviyoruz.
◊ Bu arada yeni klip “Dön Diyemedim” çok güzel olmuş. Yolu, kısmeti açık olsun...