Paylaş
Paylaştığı kişi genç yaşta hayatını kaybeden İngiliz komedyen Marty Feldman’dı.
Feldman’ın özelliği, doğuştan komik olan tipi.
Hani nasıl Şarlo’nun bir şey yapmasına bile gerek yok, durduğu yerde komik...
Bu da öyle, bir gözü Hanya’ya, bir gözü Konya’ya bakıyor.
Kısa kariyerinde çok da profesyonelce kullanmış bu özelliğini. Cem Yılmaz bu İngiliz komedyeni paylaşıp altına da RIP (Huzur içinde yat) yazmış İngilizce.
Epeydir asabi, muhabir azarlayan, tatsız tuzsuz Cem Yılmaz’ın keyfi yerine gelmiş gibi şu sıralar.
Yahu senin aklına nereden gelir, o fotoğraf onu nasıl çağrıştırır?
Demek Picasso tablosu gibi görmüş Serenay’ın o pozunu.
Bedensellik üzerinden falan eleştiriler var tabii ama komedyen dediğin de rol model değil ki.
Adamın aklına gelmiş, içinde mi tutsun politik doğruculuk adına?
Tabii ki kesin olarak eski sevgilisine mi yaptı, yoksa tesadüf mü bu gönderme, bilmiyoruz.
Ama emin olduğum tek bir şey var:
Serenay bunu gördüyse gülmüştür, yaşasaydı Marty de gülerdi.
Geldi yılın o dönemi
Ekonomi yazarı Şeref Oğuz, Bodrum’da geçen yıl 450 lira olan lahmacun-ayran fiyatının bu sene 900 liraya çıktığını duyurdu.
Hadi bakalım, geldi yılın o dönemi...
Karpuz kabuğunun suya düşmesi, Fedon’un iskeleden suya balıklama atlaması gibi, Bodrum lahmacun fiyatları dolaşıma girmeden yaz gelmiş sayılmaz.
Hemen ardından da bütün Bodrum’un bu kadar pahalı olmadığı, farklı farklı işletmelerde farklı farklı ücretlerin söz konusu olduğu açıklamaları...
Yahu bırakın Bodrum’da Türkiye’nin en zengin, bilmem kaç metrelik yat sahiplerinin gittiği beach’teki lahmacun fiyatlarını.
Bizim kıytırık Sütlüce’de bile 90 liradan yiyoruz lahmacunu, ayran mayran da yok yanında.
Tatilin fazlası zarar
İster tatile gitmiş olsun, ister gitmemiş; 9 günlük bayram tatilinin ardından kiminle konuşsam “Pazartesi işe nasıl döneceğiz yaa” modunda.
Tatilin uzununun da böyle bir dezavantajı var aslında.
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi, insanda bir tembellik hali...
Hazırlamam gereken bir dosya vardı, ha bugün ha yarın derken bilgisayarı bile açamadım.
“Bakalım bilgisayarın şifresini hatırlayacak mıyım” dedi bir arkadaşım.
Daha tatil bitmeden 23 Nisan’ın, Kurban’ın hesabını yaparken bulduk kendimizi.
Kiracı da haklı ev sahibi de
Tuba Ünsal’ın önce fenomen Pucca, sonra da model-şarkıcı Ayşe Hatun Önal’la yaşadığı ev sahibi-kiracı çatışmasını yazmıştım geçen hafta. Evler tahliye edilmiyor, kiralar ödenmiyor, davalık oluyor insanlar.
Kuzenimden yorum geldi: “Bırak ünlüleri, yüzde 25 kira artışı sınırlaması kardeşi kardeşe kırdırır kuzen...”
Haklı aslında, biz hep kiracıdan yana düşünüyoruz olup biteni. Bir de senelerce biriktirip, varını yoğunu bir eve yatırıp, geçim kaynağı da oradan olan ev sahipleri kısmı var işin.
Enflasyon yüzde 68, onun kira geliri yüzde 25 artmış.
Neyse ki evinden memnun olan makul kiracılar ve makul ev sahipleri kafa kafaya verip ara çözümler üretiyorlar.
Paylaş