Paylaş
Farklı şehirlerden insanlar akıllı telefonlara indirilebilen bu uygulamanın depremi önceden haber verdiğini söylüyordu.
Bulundukları şehre göre değişiyor bu “önceden haber”.
Kimine 10 saniye, kimine 30...
Neymiş diye biraz bakındım.
Öncelikle ücretli bir uygulama bu. Teknik olarak anladığım kadarıyla aslında depremi haber vermiyor. Bir yerde deprem olduğunda sismik dalgaların sizin bulunduğunuz yere ne zaman ulaşacağını söylüyor.
Diyelim ki Malatya’da deprem oldu, siz de Diyarbakır’dasınız.
Telefonunuz alarm vermeye başlıyor ve sarsıntının size ulaşmasına kaç saniye kaldığını söylüyor. İsterseniz hangi şiddetin üzerindeki deprem ya da artçıların size haber vermesi gerektiği konusunda ayar da yapabiliyorsunuz.
Fakat şunu tam kavrayamadım:
Mesela Hatay’da bu uygulamaya sahip insanlar olsaydı, Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin sismik dalgaları Hatay’a ulaşmadan önce ne kadar vakitleri olacaktı?
Ben üçüncü katta oturuyorum. Kendimi apartmanın dışına atmak için gereken süreyi hesapladım: Yataktan fırlamam, uygulamaya bakmam, kilidi açmam, merdivenlerden inmem yaklaşık 15 saniye. O da taşımam gereken çoluk çocuğum olmadığı halde.
Fakat ne önemli bir 15 saniye...
Sosyal medyada gündem olmasının ardından Deprem Ağı uygulaması kilitlenmişti, üyelik erişimi sağlanamıyordu. İnsanlar o kadar travmatize durumda ki ne bulursa saldırıyor çaresiz.
Normalde kuraklık konuşacaktık
Önceki gün bizim Sütlüce sahilde mangal yapanlar vardı.
Normalde yaz aylarında olur, şubatta değil.
Ulaştırma servisimizden bir şoför arabada klima çalıştırdığını söyledi.
Şubat ayında! İnsana korkutucu geliyor.
Eğer Kahraman-maraş’taki çifte deprem felaketi olmasaydı şu anda yatıp kalkıp kuraklığı konuşuyor olacaktık.
İSKİ’nin verilerine göre en son 10 sene önce benzer bir şey yaşanmış.
Normalde yılın bu mevsiminde yüzde 80’lerin üzerinde seyreden baraj doluluk oranları bu sene an itibarıyla yüzde 35.
Ocak ayını ve şubatı resmen mayıs gibi yaşadık. Koca kış bitti, bugün resmi olarak bahara girmiş bulunuyoruz.
Umalım ki bahar yağışları bari biraz hayrımıza olsun. Yoksa Orhan Veli’nin de dediği gibi, bizi bu “güzel havalar” mahvedecek.
Yerde değil, baştacı olmaları gerekirdi
Bir fotoğraf gördüm içim ezildi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde kente gelen depremzedeler için bir moral kahvaltısı düzenlenmiş.
Ne güzel, ne ince bir davranış değil mi...
Fakat Farabi Camisi’nin altındaki Medeniyet Araştırmaları Merkezi’ndeki kahvaltıda 300 kadar depremzede yere serilen örtüler üzerinde oturtulup kahvaltı ederken, protokol üyeleri masada oturmuş.
Rektör açıklama yapmış, özrü kabahatinden büyük:
“Ben de organizasyona davetli olarak katıldım. İçeriye girdiğimde alanda yalnızca bir masa olduğunu gördüm. Önceden haberim olsaydı düzenin hazırlanmasını sağlayabilirdim. Ama olmadı maalesef. Yanlış anlaşıldığına üzüldüm.”
Madem imkânlar kısıtlı herkes masaya oturtulamadı. O masaya oturacağınıza diyemediniz mi “Bize de bir örtü serin, misafirlerimizle hemzemin kahvaltı edelim.”
Siz kapatın o Medeniyet Araştırmaları Merkezi’ni.
Araştırdığınız medeniyetten hiçbir şey bulamamışsınız belli ki.
Bir hipodrom insanı olarak İrem Derici
Aşk hayatında bir türlü dikiş tutturamayan ve Cem Belevi’den hayal kırıklığıyla ayrılan İrem Derici, “At gibi âşığım” dediği yeni aşkını tatilde çektikleri fotoğraflarla paylaştı: Survivor’ın eski yarışmacısı Atakan Işıktutan.
Yakışmışlar mı? Çok. Amsterdam’da kanal kenarında çektikleri dudak dudağa pozlar romantik mi? Ziyadesiyle. Allah bir yastıkta kocatsın mı? Mümkünse artık bu sefer.
Peki, doğru zaman mı?
Hayır, değil. İki nedenden.
Birincisi, yine aceleci davranıyor, “at gibi âşık” olunca at gibi koşuyor İrem Derici. Demet Akalın da benzer bir yorum yaptı paylaşımın altına:
“Fotoğrafı koyma dedikten 2 saat sonra İrem...”
Bir sosyal medya kullanıcısı “Hep aynı yanlışı yapıyor, ilk postu erkek atmalı İreeem” demiş.
İkincisiyse malum nedenden:
Karısını, kocasını, nişanlısını, sevgilisini depremde kaybetmiş bu kadar insan varken “koştur koştur” göze sokar gibi... İnsanın ahı tutmasa, nazarı değer.
Paylaş