Gecelik kaşesi 25 bin lira! CMYLMZ ETKİSİ

Cem Yılmaz geçen yazdan bu zamana inanılmaz kilo verip forma girdi.

Dış görünüşündeki bu mucizevi değişim için “Defne Samyeli etkisi” diyenler var.

Samyeli’yle yaşadığı aşk son bir kamçı olmuş mudur, onu bilemem.

Ama 10 küsur kilo verip bir de yağları kasa çevirmek öyle bir-iki ayda olacak iş değil.

Zaten hocası Sami Hamidi’yle ocaktan beri çalıştığını söylüyor Yılmaz.

Yani yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan, orası çok net değil.

Belki de bu yeni fit haliyle daha çekici geldi Samyeli’ne.

İlişkinin Defne Samyeli tarafındaysa tam bir çarpan etkisi yaşanıyor.

Öteden beri müzik yapmak istemiş ama bir albüm de çıkarmasına rağmen istediğini yakalayamamıştı Samyeli.

“İstanbullu Gelin” dizisinin başarısı üstüne bir de Cem Yılmaz popülaritesi eklenince şu anda Türkiye’nin en “sıcak” ve talep gören kadınlarından birine dönüştü.

Samyeli, yaz boyunca Çeşme Alaçatı’daki Grande Beach’te sahne alacak.

Orayla tüm sezon için kaça anlaştı bilinmez ama hariçten fiyat istendiğinde, gecelik sahne kaşesinin 25 bin lira olduğundan söz ediliyor.

“Pahalı değil mi?” diye sordum Alaçatılı bir işletmeci arkadaşıma.

“TRT korosu gibi orkestrayla geliyor, ayrıca bir de o kapıdan Cem Yılmaz’ın girdiğini düşünsene. O tanıtımın değerine paha biçilemez” dedi.

İşte o müthiş hoca

Geçen hafta Silivri Atatürk Anadolu Lisesi’nde bir öğretmenin öğrencilerine yaptığı göz yaşartan jesti yazmış, bu olay doğruysa o hocayı bulup size tanıtacağım demiştim.

Coğrafya öğretmeni Göksal Afacan diğer meslektaşlarından izin alıp son sınıf öğrencilerine lise hayatlarındaki son sınavları için bir sürpriz hazırlamış ve şöyle bir sınav yapmıştı:

SORU: Her canın sıkıldıkça aldın kalemi eline; karaladın sırayı, masayı, bazen boş bir kağıdı... Bazen aşklarını yazdın, bazen özlü bir sözü, bazen de garip garip şekiller yaptın. Aşağıdaki boş alanı, masanın üstü ya da karalama kağıdı olarak düşün. Canın ne isterse yaz, karala, dök içinde ne varsa liseyle ilgili, kendinle ilgili. Doldu mu her yer? Tamam o zaman, 20 üzerinden kendine kaç puan verdin? (Yaz bakalım ... puan)

SORU: “Hocam böyle yazılı mı olur?” diyorsun, lisenin son yazılısı olunca olur. Hatta şöyle yapalım: Bu yazılı kağıdını ben sana postayla göndereyim. “Son yazılı kağıdım” diye saklarsın. Ne lazım? Adres tabii. Bak bir soru daha bulmuş oldum. Adrese 20 puan iyi bence. Kaç verdin? (Yaz bakalım ... puan) Benim için de aşağıdaki boşluğa bir şeyler yazabilirsin. Merak etme, bunda puan yok.

SORU: Kaldı son bir işimiz: Artık son yazılın da bitti. Bence kutlamalıyız! Zil çaldığı zaman bahçeye çık. Elimde bir mendille seni bekliyor olacağım. Hep beraber şarkı söyleyip halay çekeceğiz, halay! Müzikleri hazırladım. “Kimse gelmez, kimse çıkmaz” diye düşünme, emin ol herkes gelecek!

¡¡¡

Olay gerçek.

Böyle bir sınav yapılmış, sonra da öğretmenler, öğrenciler hep beraber halay çekmişler bahçede.

YouTube’a da yüklemişler videoyu.

Göksal Hoca’yı tebrik ederim. Milli Eğitim’de onun gibi 10 öğretmen daha olsa asık suratlı eğitim sistemimiz, çok daha sevilir olacak.

Göksal Hoca’ya bir de teşekkürüm var:

Lisedeyken sevmediğimi düşündüğüm hocalarımı bile ne kadar özlediğimi, mutsuz olduğumu sandığım zamanların bile ne kadar keyifli olduğunu hatırlattığı için.