Garaj basmak ne demek?

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen F2 yarışlarında genç gururumuz Cem Bölükbaşı, geçirdiği kaza nedeniyle turnuvaya veda etti.
Bir dönüş anında İsrailli rakibi Roy Nissany arkadan çarpınca aracı bariyerlere bindirdi.
23 numaralı aracı pert olurken neyse ki kendisine bir şey olmadı.
Nissany’nin çarpışma sonrası takım telsizinden Bölükbaşı’na küfür ettiği ve “Pistte bir aptal var” dediği duyuldu.
İki sürücünün de yarış dışı kalmasına neden olan kaza incelenince çarpışmaya sebep olması nedeniyle Nissany’ye, sonraki yarışa 3 sıra geriden başlama cezası verildi.
İsrailli pilotun küfretmesi çok terbiyesizce. Cezasını almış zaten.
Ama buraya kadar kazaydı, stresti bunlar Formula’nın vakayı adiyesi hatta biraz da şovun parçası.
Siz olsanız n’aparsınız?
Gençleri sakinleştirir, nasihat eder, barıştırırsınız.
Fakat Cem’in babası Yavuz Bölükbaşı, yanına menajer Temuçin Ünalp’ı da alarak Nissany’nin yarıştığı Dams takımının garajına gidiyor.
Bağrışmalar falan, karşı takımın menajeri Francesco Martinez ile itişip kakışıyor.
Nedir bu ya?
Garaj basmak ne demek?
Mahallenin küçükleri aralarında kavga edince babaların birbirine girmesine benziyor.
Bu olaydan sonra Cem’e 5 bin Euro para cezası kesildi.
Madem stresi kaldıramıyorsa Yavuz Bölükbaşı bir süre yarışları evde televizyondan mı izlese?
Nitekim Uluslararası Otomobil Federasyonu FIA, Yavuz Bölükbaşı’nın yarışın bir sonraki ayağına katılmasını yasakladı, padoka giremeyecek.
İyi de olmuş.
Çünkü ne kadar haklı konumda olursa olsun Yavuz Bey kendini haksız duruma düşürmüş; sportmence, centilmence değil, kenar mahalle kabadayısı davranışı sergilemiş.
Olaydan sonra Twitter üzerinden şöyle bir açıklama yaptı Yavuz Bölükbaşı:
“Roy Nissany ile babası gelip özür diledi ve olayı tatlıya bağladık.”
Aslında en başından beri olması gereken buydu ya işte...

Kuzu kaburgadan çöp şiş
Danış aslında Bodrum’da bir beach.
Gündoğan’da Küçükbük Koyu’ndaki ultra lüks Mare Deluxe rezidanslarının sahiline kurulu.
Çok güzel bir koy, kaliteli müzik, iyi servis, haftada iki gün happy hour’lar falan...
Fakat asıl numarası bu değil.
Danış Beach akşam olunca birden çehre değiştiriyor, şezlonglar kalkıyor, yerlerine şık masalar geliyor ve inanılmaz bir ocakbaşına dönüşüyor.


Her yaz, kış boyunca üzerinde çalıştıkları bir imza tabak çıkarıyorlar.
Geçen sezon kaburgaya sarılı Adana kebap vardı mesela.
Kebabı şiş yerine kaburgaya sarınca, kemiğin kokusunu/lezzetini de alıyormuş.
Bu yazın spesiyali ise kuzu kaburgadan yaptıkları çöp şiş. Tam bir etobur rüyası.
Patlıcan yatağında servis ediyorlar. Kuzu kaburga son birkaç yıldır zaten yükselişte.
Hamburgerlerin içine bile girdi.
Fakat yolunuz düşerse çöp şişini de mutlaka bir deneyin derim.

Gönlümüz Masailer’den yana
Masailer, Afrika’da Tanzanya ve Kenya’da yaşayan yarı göçebe bir kabile.
Sayıları tam bilinmiyor ama bir milyona yakın oldukları düşünülüyor.
Masai Mara adında her türlü vahşi hayvanın bulunduğu cennet gibi bir coğrafyada hayatlarını sürdürüyorlar.
Masailer şimdi Dubaili bir şirket yüzünden sosyal medyanın gündeminde.
Topraklarından çıkarılmak istendikleri için ok, mızrak gibi ilkel silahlarıyla karşı koyuyorlar.
Gönlümüz tabii ki mazlumdan ve yurduna, yaşadığı yere sahip çıkanlardan yana.
Bin selam olsun Masai halkına...