Paylaş
Geçen yıl yaşamını yitiren müzik yazarı Çağlan Tekil ile yakın arkadaş olan Aylin Aslım, 23 Nisan’da dünyaya gelen oğluna Orman Umut Çağlan adını verdi.
◊ Öğrenciliğinizin hangi dönemi daha şamatalıydı: BAAL mi, BOUN mu?
- Açıkçası ben kendimi daha Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ndeyken müzik ve edebiyat çalışmalarıyla buldum. Boğaziçi Üniversitesi yılları çift vardiya çalışmak, geçim derdi ve ilk albüm sürünmeleri ile geçtiği için, sanırım BAAL daha eğlenceliydi.
◊ 90’larda tam olarak ne yaşadık biz: Pop rönesansı mı, tüp patlaması mı?
- Şimdi bakınca kesinlikle popun rönesansı derim. Hatta 80’ler sonu ile. Sebebi, hâlâ yerleri dolmayan ve bence dolamayacak olan Onno Tunç, Melih Kibar, Çiğdem Talu, Aysel Gürel gibi dehâlar.
◊ Kaş’a yerleştiniz: Kaçış mı, varış mı?
- Kaş bence ne olursa olsun bir yerlerden, bir şeylerden kaçış. Varış olabilir mi? 5 senenin sonunda hâlâ emin değilim bundan. Anlayana kadar da acelem yok.
◊ Bir müzisyen mesajını vermek konusunda hangisinde daha konforludur: Albüm mü, single mı?
- Bunun tek bir doğrusu yok. Benim hikâye anlatış tercihim albüm. İniş-çıkışlarıyla, başlangıç-bitişiyle bir dönemin hikâyesidir albüm. Ammaaa... Bazen tek bir şarkı bir hikâyeyi öyle bir anlatır ki, belki 10 şarkıya bedeldir. Öyle şarkılar geldiğinde zaten anlarsınız.
◊ Konser verdiğiniz mekânlardan: Kemancı mı, Hayal Kahvesi mi?
- Kemancı kızıyım. İlk orada sahneye çıktım. En unutulmaz sahne anılarım orada yaşandı. Ruhu tarif edilemez bir mekândı. Hayal Kahvesi, sahnesinde olmaktansa dinleyici olarak gitmeyi sevdiğim yerdi.
◊ Anne olmaya hazırlanıyorsunuz. Kız mı, erkek mi?
- Hiç fark etmeden kıza hazırlamışım kendimi. Erkek olacağını öğrenince bu fikre alışmam gerekti. Ama şimdi tamamım!
◊ Kaş’ta Gagarin adında bir barınız var. Mekân sahibi olmak mı, müdavim olmak mı?
- Gagarin’i çok seviyorum, çok da sevildi. Ama yine de müdavim olmak. Çünkü dert yok, tasa yok, sorumluluk yok.
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
- Orman-ağaç-temiz hava. Güneşle aram yok, olamıyor. Orman, en mutlu olduğum yer.
◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş, iyi bir roman mı, iyi bir film mi?
- Ayak ağrısı deyince iş değişir. Cidden! O zaman hiç düşünmeden iyi bir film.
MANTIK ZİHİNDEN GELİR
İÇGÜDÜ DNA’DAN
◊ Hangisi daha çok çekti? Külkedisi mi, Pamuk Prenses mi?
- Sonsuz ev işi dünyanın en kötü cezalarından biri. Tabii ki Külkedisi.
◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
- Yenmez, net. Yemeyelim arkadaşlar!
◊ Mantık mı, içgüdü mü?
- İçgüdü... Çünkü şaşmaz. Mantık zihinden gelir, içgüdü DNA’dan.
◊ Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ve çirkin doğmak mı, fakir ve güzel doğmak mı?
- Zengin doğmadığım için şunu söyleyebilirim ki bu beter dünya düzeninde zengin doğmak elbette ki avantaj. Güzellik-çirkinlik sonra gelir.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?
- İkisi birbirinden beter ama yine de geveze. Obur en azından yerken konuşamaz.
◊ Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?
- Kesinlikle geçmişe giderdim, bazı “pürüz”leri günümüze taşımamak için, insanlık namına!
ÖZEL MESELELER
Yanıp bitmek hiç yanmamaya yeğdir
Aylin Aslım, flüt sanatçısı Utku Vargı ile geçen yıl evlendi.
◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar/yaz mı, sonbahar/kış mı?
- İlkbahar-yaz. Havalar güzelken, hafif, incecik kıyafetlerle sevgiliyle yaz geceleri...
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
- Günbatımı daha şairane. Belki geceye bağlandığı için. Gece daha rahat ederim.
◊ Gece hayatında hangisi çok iç gıcıklar: Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?
- Tabii ki göz kaçırmak. Daha tatlı, daha naif, daha heyecan verici bir şey olabilir mi?
◊ Hangi dekoltenize daha çok güvenirsiniz: Sırt mı,bacak mı?
- Sırt. Çünkü öyle. (Gülüyor)
◊ Beyaz yalan ne zaman hoş görülebilir? Sevdiğiniz zaman mı, sevildiğiniz zaman mı?
- Çok sevdiğim zaman. Çünkü çok sevdiğim birini üzmemek için yalan söyleyebilirim.
◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?
- Vallahi ikincisini sık yaşamış biri olarak, kimseye âşık olunamayan yalnız yılların da tadını bilerek derim ki, yanıp bitmek ve tekrar küllerinden doğmak, hiç yanmamaya her zaman yeğdir.
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?
- Aşkın karşıtı, aşka benzer gücü ve ruhu işgaliyle nefrettir belki... Ama aşkın ölümü eşittir: Kayıtsızlık. Kayıtsız kalabiliyorsan bitmiştir artık.
◊ Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin yanında ağlamak mı?
- Herkese göre değişir belki ama bence ağlamak tek kişilik bir eylem.
◊ Affetmek mi,unutmak mı?
- İnsan ancak affedince unutabilir, öyle değil mi yoksa?
POPÜLER ŞEYLER
Bu ülkede insan güldürmek kolay iş mi?
◊ Hangisine daha çok gülersiniz: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?
- Bu çok zooor... İkisi de hâlâ çok güldüğüm has komedyenler. Attırdıkları kahkahaların duacısıyız her daim. Bu ülkede insan güldürmek kolay iş mi?
◊ Vedat Milor mu, Mehmet Yaşin mi?
- Twitter’dan önce tüm samimiyetiyle Mehmet Yaşin derdim ama Twitter’dan sonra Milor’u daha farklı tanıdım.
◊ Cem Karaca mı, Barış Manço mu?
- Barış Manço sahne hayallerimi belki de ilk süsleyen insandı çocukken. Ama yetişkin, şarkı söyleyen, müzik dinleyicisi Aylin olarak Cem Karaca.
◊ Yeşilçam’dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?
- Türkan Şoray. Hem oyunculuk hem de oynamayı seçtiği filmler olarak...
◊ Hangisiyle ev arkadaşı olmak isterdiniz: Çatlak Şanzel mi, Yıldız Tilbe mi?
- Öğrencilik yıllarında ev arkadaşlarından yana şansım yaver gitmeyince o konuyu kapattım. Ama olacaksa Yıldız’la bir şarkı yazma kampı çok güzel sonuçlar verebilirdi.
◊ Hangisiyle komşu olmak isterdiniz: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?
- Marilyn’le komşu olup onu Arthur Miller’ı bırakması için manipüle ederdim.
◊ Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?
- Orhan Veli romantizmiyle bambaşkaydı. Ama şu adaletsiz dünyada, insanın içinde Nâzım Hikmet gibi vahşi atlar koşturabilen çok az şair vardır. Dolayısıyla Nâzım...
GÜNDELİK ŞEYLER
Artık televizyon
diye bir şey kalmadı
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?
- Maalesef çok sık başıma gelen bir şey. Çok soru da sormam ama hatırlamadığımı söylemeye de utanıyorum.
◊ Mangal partisinde köfteleri beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?
- Ortamda bir köpek varsa zaten bu soruda tek seçenek var. (Gülüyor)
◊ Uçakta/otobüste ha bire omzunuzda uyuyan bir teyze var... İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikayet edersiniz?
- İnce ince ittiririm. Olmazsa usulca uyandırıp “teyzeciğim” diye izah ederim. Hostesi asla çağırmam.
◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?
- Maalesef ilki ya. Artık televizyon diye bir şey kalmadı.
◊ Twitter mı, Instagram mı?
- Instagram insanı değilim. Görsellikle beğeni toplama işi bana ters.
Ben şarkı yazarıyım. İşim, kendimi az kelimeyle en iyi ifade etmek üzerine. Dolayısıyla tüm negatif ve provokatifliğine rağmen Twitter.
◊ Tavla mı satranç mı?
- Satrançlık sabır yok bende. Tavla.
HİÇ DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI...
◊ Kırmızı et mi, beyaz et mi?
- Kırmızı.
◊ İmkân olsa:
Tüm müzik aletlerini çalabilmek mi, bütün sporları yapabilmek mi?
- Enstrüman!
◊ Eski bir hatıranın yâdına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?
- Sezen.
◊ Tarık Akan mı, Kadir İnanır mı?
- Kadir.
◊ İstanbul’un: Kokuları mı, sesleri mi?
- Kokuları.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı, iskender mi?
- Mantı.
◊ Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
- Ayvalık.
◊ Bodrum mu, Çeşme mi?
- Bodrum.
◊ Kedi mi, köpek mi?
- Köpek.
◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
- O da kalksın...
Paylaş