Boşuna dil dökme İzel

İzel, photoshop yaptığı bir paylaşımına gelen kötü yorumlar üzerine, önce photoshop’suz bir fotoğrafını paylaşıp sonra uzun bir açıklama yaptı:
“Buyurun, bu da photoshop’suz, filtresiz ve hatta sıfır makyaj bir fotoğrafım. Ben bu photoshop için sosyal medyadaki saldırılardan çok sıkıldım... Bir defaya mahsus, bir kare o kadar hoşuma gitti ki yüzümdeki çukurların, hepinizin bilmesine rağmen, silinmesini istedim. Burnum, gözüm, çenem, dudaklarım benimdi. ‘Glitter’da son nokta, photoshop’ta son nokta’ dediniz. En acı olan da buna değerli vaktinizi ayırmanız. N’olur bırakın artık bu işleri. Daha önemli şeylere ayırın vaktinizi. Biraz bırakın elinizden şu telefonları. İlgi alanları, hobiler bulun. Allah’ın size verdiği asıl güzelliklerden mahrum kalmayın. Hayat gayeniz bu mu? Diğer sanatçı dostlarım olsun, ben olayım, ‘Kilo almış, gözümüzün estetiği bozuldu’ demek yerine, bizim sesimizi, şarkılarımızı canlı tutun. 38 bedenden 44 bedene çıktım. Sizce rahatsız olmuyor muyum istediğim her şeyi giyememekten? Lakin tiroit ve şeker yüzünden zor veriyorsun. Herkesin bir nedeni var. Hepinizi güzel kalplerinizden öpüyorum...”
İzel’in cildinin bozuk olduğunu herkes biliyor. Zaten saklamıyor da. Sıfır kompleksle “yüzümdeki çukurlar” diye bahsediyor cildinin girinti çıkıntılarından.
Ama sanki onu eleştirenler arkadaşına, gruba bile fotoğraf gönderirken filtre yapmıyor...
Ama biliyor musun İzel, “Vaktinizi daha iyi değerlendirin, bu boş şeylerle zaman kaybetmeyin” derken boşuna dil döküyorsun.
Türkler sosyal medyada neden dünyanın en aktif ülkelerinden biri biliyor musun?
Çünkü vakit geçirecek başka uğraşlardan yoksun.
Spor yap desen, tesis yok. Yürüyüş yap desen, refüjden başka yeşillik, park yok. Hobi sahibi ol desen, para yok.
Kitap oku desen, alışkanlık yok.
Dünyayı gez desen, vize yok.
Sinema, tiyatro, bale takip et desen, bilete, gidip gelmeye, mısıra, frigoya yetecek harçlık yok.
Elinde kala kala bir tek o telefon var.
Sosyal medyada vakit geçirmekten başka vasfı yok. Üstüne üstlük de bütün saydıklarımı yapamadığı için şişmiş, daralmış, bilenmiş.
Kimseye de laf edemiyor. N’apacak?
Hırsını senden, ondan çıkaracak işte...
Yazı yazmayla, dil dökmeyle olacak iş değil o yani.

Türk İngilizcesi ve Wanda Nara

Futbolcu Icardi’nin eşi Wanda Nara’nın Türklerle İngilizce imtihanı bitmiyor.
Daha önce alışveriş için girdiği bir dükkânda bir Türk “Her gün Icardi ile yatıp Icardi’yle kalkıyoruz” demek isterken “I sleep with Icardi” yani “Her gün Icardi’yle yatıyoruz” demişti.
Wanda Nara son olarak TikTok’taki canlı yayına yanlışlıkla Mahmut adında bir Türk kullanıcıyı bağladı.
Kendisini birden çoğu Arjantinli ve başka ülkelerden 1.3 milyon takipçinin önünde bulan Mahmut, “I miss you” dedi Nara’ya. Kim bilir ne demek istiyordu ama söylediğinin Türkçesi “Seni özledim...”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkçeden 70 ortalamayı tutturamayan öğrencilerin sınıfı geçemeyeceğini açıkladı.
Sayın bakanın bu çıkışı son derece önemli. Çünkü hali hazırda anadilimizi konuşamayan kuşaklar yetişiyor. Ama eğitim sistemimizde böyle önemli bir konu da daha var:
Yabancı dil meselesi.
Senelerce İngilizce derslerine giriyor bu gençler ama arka arkaya iki cümle bile kuramıyor.
Dünyanın gelişmiş ülkelerini geçtim, otomobille bir Balkanlar turu yapmıştık birkaç yıl önce. Araç arıza yaptı. Orada bile oto tamircisi derdinizi anlayacak ve derdini anlatacak kadar İngilizce konuşabiliyordu. Hem takdir etmiş hem de sinir olmuştum aramızdaki farkı görünce.
Yunanistan’a, adalarına gidiyorsunuz, hakeza. Bakkal bile çat pat derdini anlatabiliyor. E biz de turizm ülkesiyiz, nasıl olacak bu iş?
Sanıyorum ki kendi dilinden başka hiçbir dili konuşamayan sayılı toplumlarından biriyiz dünyanın.

Bıçaklı dans bizde kimlere gider?

Shakira’nın ardından Britney Spears’ın elinde bıçakla dans ederken görüntüleri düştü ekranlara. Biri futbolcu Gerard Pique’den, diğeri oyuncu Sam Asghari’den boşanmıştı kısa süre önce. O yüzden yaptıkları bu bıçaklı dansın da eski eşlere gönderme olduğu yorumlandı.
Benzer bir şeyi eski eşi için erkek tarafı yapsa çok korkutucu bir şey olurdu tabii. Ama kadın yapınca o kadar göze batmıyor.

Peki bizde olsa kimlere cuk otururdu bu bıçaklı dans?
En başta Oğuzhan Koç’tan boşanan Demet Özdemir’e herhalde.
Zaten dansçı. Sonra Mehmet Dinçerler’den boşanan Hadise var tabii ki. O da zaten sahne şovcusu.
Ah Murat Dalkılıç’tan boşanan Merve Boluğur var tabii ki.
Instagram’da durup durup dans videosu paylaşıyor.
E şimdi buna Mohammed Alsaloussi’den boşanan Şeyma Subaşı’yı da eklemek lazım. Festivallerde az partilemişliği yok.