Bizi takip etmeye devam edin

Salı günü Ezel Akay’ın yeni filmi “9 Kere Leyla” için “Hiçbir başarısı, bu başarısızlık kadar gündem olmamıştı” diye yazmıştım.
Akay’ın kâh oyuncu, kâh senarist, kâh yapımcı, kâh yönetmen olarak inanılmaz güzel işlerde imzası var.
Mesela “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak”, “Güneşe Yolculuk” ve “Tabutta Rövaşata”nın yapımcısı.
“Neredesin Firuze”nin oyuncusu, yapımcısı ve yönetmeni.
“Karagöz ile Hacivat Neden Öldürüldü?”nün hem senaristi, hem oyuncusu, hem yapımcısı hem de yönetmeni...
“Karagöz ile Hacivat Neden Öldürüldü?” benim için bir başyapıt.
Türkiye’nin 14’üncü yüzyılını İlber Ortaylı bile bu kadar isabetli ve lezzetli bir tarih perspektifinden anlatamaz. O yüzden de ‘gönlümün yönetmeni’. Son işi “9 Kere Leyla” hemen herkes gibi bende de hayal kırıklığı yarattı. Yarısında bıraktım.
Fakat “9 Kere Leyla” medyada, sosyal medyada öyle bir popüler kültür meselesine dönüştü ki daha önce hiç filmini görmemiş, Ezel Akay adını hiç duymamış insanlar bile artık onu bu filmle tanıyor.�
Kötü bir işinin daha önce bütün yaptıklarının önüne geçmesi haksızlık bence.
“Ne tuhaf... İnsanın onca emeği, başarısı, ödülü hanesine değil; suya yazılıyor ama bir başarısızlığı olduğunda hemen kapısının üstüne çarpı atılıyor” demiştim yazımda.
Yazının yayımlandığı o sabah güne çok sevdiğim abimiz, sinema eleştirmeni Atilla Dorsay’ın mesajıyla uyandım. Sağ olsun kendisi güne erken (ama epey erken) başlayan insanlardan.
Şöyle yazmış mesajında: “Aşk olsun, onca filmin yönetmenliğini Ezel Akay’a nasıl yakıştırdın?”
Yataktan fırladım, köşeyi tekrar okudum: Haklı.
Yazıyı kısaltayım, yerime sığayım, orasını atayım, şurasını sileyim derken sonunda adını andığım işlerin hepsinde Akay’ın bizzat yönetmen olduğu anlamı çıkmış. Derdim o saydığım filmlerde bir şekilde Ezel Akay’ın da ‘eli’nin olduğunu anlatmaktı.
Düzeltir, bir yanlış anlamaya sebebiyet verdiysem hem tek tek filmlerin yönetmenlerinden hem de Atilla Abi’den özür dilerim.

Dorsay bizi filmlere götür

Yalnız Atilla Abi... Ben gece geç saatlere kadar çalışan biriyim.
Ailede hastamız olduğu için de yatınca telefonum hep yastığımın altında, “Ya bir şey olursa” diye asla sessize alıp kapatamıyorum.
Bak yeminle bir sabah kalbime indireceksin...
Şaka bir yana! Bizi takip etmeye, eleştirmeye, düzeltmeye devam edin.
Bu geri dönüşler sayesinde daha hatasız yazılar, sayfalar, ilaveler, gazeteler hazırlamaya gayret ediyoruz.
Ah be Atilla Abi, şu pandemi bir bitse de mesajla, telefonla değil yüz yüze görüşebilsek artık. Birlikte filmlere gitsek...
Hasret ve sevgiyle öperim.

Küfür kıyamet bir hafta

Daha “MasterChef” yarışmacısı Uğur Yılmaz Deniz’in fi tarihinde sosyal medyada yazdıklarının şokunu atlatamamışken...
Yazdıklarına mı, başına gelenlere mi üzülelim diye şaşakalmışken...
Sunucu Gülşah Saraçoğlu’nun eski sevgilisinin canlı yayınına bağlanıp alenen yağdırdığı küfürler geldi...
Demeye kalmadı; Sermiyan Midyat’ın eski sevgilisi Sevcan Yaşar’a saydırdıklarının mahkeme metinleri düştü ekranlara...
Bu sefer Tolga Karel de Sermiyan Midyat’a küfretti.
Dayanın, üç gün kaldı.
Pazartesiye erişebilirsek, bu haftayı bu hasarla kapatabileceğiz.