Beni Türk dolmuşlarına emanet ediniz

Oradaki gezileriniz için ya taksicilerin insafına sığınacaksınız ya da birçok yerde örgütlü Türk dolmuşçuları tercih edeceksiniz

Kimi taksiyle uzun uzun dolaştırılıp/dolandırılmaktan korkuyor; kimi lisanını anlayan adam derdinde. Kimi en acayip, en mahrem taleplerini rahatça dile getirebileceği, bunları nerede bulacağını çekinmeden sorabileceği şoför arıyor kendine...
Güven, ucuzluk ya da rahatlık... Sebep hangisi olursa olsun yurtdışına çıkan birçok Türk gittiği yerde taksi yerine orada yaşayan Türklerin kurduğu transfer şirketlerini tercih ediyor.
Mesela Paris’te ‘Paris Dolmuşu’ var. Cannes ve Güney Fransa için Azurtransport’a ulaşacaksınız. Nükhet Duru, Serra Yılmaz ilkinin, Demet Akbağ ve Sedef İyibar ikincisinin müdavimi.
İstikamet Londra’ysa bu kez adresiniz London Lux. 10 VIP araçla hizmet veriyorlar, gerek olduğunda sayıyı arttırıyorlar.
Yok adresiniz Almanya ise o zaman da Serkan Akdeniz’i bulacaksınız: 00.49. 163 327 08 09!
Amerika olmaz olur mu? New York’a gidecekler bir kenara yazsın: Succes Limousine...
Egemen Bağış’ın eski işi
Araçlar rahat ve bakımlı, şoförler kibar ve anlayışlı; fiyatlar neredeyse taksi ayarlarında. Eşyanızı unutsanız kaybolmaz, hanım turşu aşerirse nereden bulunacağını biliyorlar.
Türk şoförlerin kullandığı shuttle’ları ailece gezmek için tercih eden de var, her gittiğinde uğradığı lokantaları, kulüpleri adres-tarif vermeden rahatça gezmek isteyen de...
Çoğuna gideceğiniz yere hareket etmeden 15 gün önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Dolmuş deyip geçmemek lazım tabii. Hatırlayınız: Egemen Bağış... Bakınız: Politik kariyeri... Biliniz: Bu kariyerin New York’a giden Türkleri karşılamak/ağırlamakla başladığı...

İstanbul’da yaşıyorsun peki bunları biliyor musun?

Şehir içi Mavi Tur’ların başladığını... Antonina Turizm’in 1 Haziran’da Kınalı, Burgaz, Heybeli ve Büyükada’nın gizli cennetlerine tekneyle gezi yapacağını... (212) 292 28 74
Avrupa ve Amerika’daki bütün barlarının Hibiki, Yamazaki gibi Japon viskilerinin istilası altında olduğunu... İstanbullu işletmecilerin ayakta uyuduğunu...