Paylaş
“Bizim ülkemizdeki aşıyı olacağım, öbür aşıyı olacağımı sanmıyorum. Bill Gates’in aşısını olmayacağım. Bill Gates’e güvenmiyorum” dedi.
Aşı karşıtlarının hanesine güzel bir puan yazdı. Zaten kafası karışık insanlarda yeni şüpheler oluştu.
Acaba tereddütte olup da caydırdığı kimse var mıdır? Ama sonra döndü, aşı kamu spotunda oynadı:
“Ben de yerli-yabancı aşı karşıtı yazıları okudum, videoları izledim. Biliyorum birçok kişinin aklı çeliniyor. Sonra doktor arkadaşlarıma sordum. Covid-19’un ölümcül etkilerine karşı aşı olmaktan başka çaremiz yok.”
Geçen gün katıldığı bir televizyon programında bu kez uzayla ilgili tuhaf bir açıklama yaptı:
“Uzaya gitmedik. 1969 da yalan. Her şeyi seyrettim, bütün belgeselleri... Bu heriflerin Ay’a inmelerine imkân yok.”
Okan Bayülgen oturup belgesel seyrediyor, yerli-yabancı çıkanları okuyor; astronomiden tıbba, dünyanın en büyük laflarını edebiliyor.
“Gündeme gelmek için yapıyor” diyeceklere itirazım var.
Bu adam, daha önce çok daha zekice yollarla gündeme gelebileceğini, gündemde kalabileceğini defaatle kanıtlamış biri.
Buna neden ihtiyaç duysun ki?
Bence Okan Bayülgen bilinen, tanınan sanatçılardan biri olduğunu, kanaat önderi sorumluluğu taşıdığını zaman zaman unutuyor.
Televizyona konuk olduğunda bile mahalle kıraathanesinde geyik yapar gibi konuşuyor, sonunun başının nereye gideceğini çok da hesaplamıyor.
Mesele de bu.
Arkadaş ortamında, hafta sonu izleyip etkilendiğimiz bir belgeselden bahsederiz ya: “Oğlum ya, Van Gölü canavarı harbi gerçekmiş...” diye, aynen onun gibi.
Tek sorun, biz bunu arkadaş ortamında yapıyoruz, Okan Bayülgen televizyonda.
Ve bilinirliği yüzünden bu saçma sapan teoriler sonra başka başka mecralarda yankılanıyor.
Yoksa uzay, fantastik bir mesele tabii.
İstediğin geyiği yap; gülelim, eğlenelim.
Sıklet belli:
Bir köşede “Uzaya gidilmedi” diyen Okan Bayülgen...
Karşı köşesinde “Ay’a bizzat astral seyahat yaptım” diyen Yusuf Güney...
Çekirdeklerimiz hazır, bekliyoruz
Bisikletli kuryeye neden karşıyım?
McDonald’s Türkiye CEO’su Oğuz Uçanlar, “Hoş geldin Rahime!” diyerek ilk bisikletli kuryelerinin fotoğrafını paylaştı.
McDonald’s için bir ilk olabilir ama İstanbul’da bisikletli kurye uygulamasını deneyenlerin ne ilki ne de sonu olacaklar.
İstanbul’da bisikletli kurye işi zor, çünkü:
◊ Adı üstünde, yedi tepeli şehir... Kadıköy sahili hariç düz alan neredeyse hiç yok, her yer yokuş.
Üstelik bu kadar çok trafik ışığı, alt-üst geçit, dur-kalk yapılan büyük şehirler bisikleti zorlaştırıp, daha yorucu hale getiriyor.
◊ İlk bakışta çevreci bir uygulama ama keşke elektrikli bisikletle falan olsa. Dünyayı kurtaracağız, tamam.
Ama bunca karbon salınımının yükü Rahime’nin ayaklarına mı düştü şimdi?
◊ “Gelene kadar soğuyan yemek” meselesi, sipariş şikâyetlerinin en başında gelen maddelerden biri.
Şimdi buna
birkaç dakika da bisikletten
eklenirse...
Rahime kimden, nasıl bahşiş toplasın?
Sanki Derya Tuna evlendi
Oğlunun düğününden sonra gelinden de damattan da çok konuşuldu Derya Tuna.Gelininin dekoltesine müdahale ettiği iddia edildi, çıkıp yalanladı.
Hülya Avşar ile Gülben Ergen’e veto koyduğu söylendi, İbrahim Tatlıses “Yok öyle bir şey” dedi.
Sosyal medyaya bakan, İdo ile Yasemin değil de Derya Tuna evlendi sanacak.
Sen ne güzel bir insansın
Konya’da eşi ve çocuklarıyla girdiği iddia üzerine oğlunun okuduğu üniversiteyi kazanan Zeliha Yavuz...
Optisyenlik bölümünü kazanmış.
Daha önce ebelik okumuş ama mesleğini yapmamış.
Hadi bir iddia daha!
Paylaş