Paylaş
İnsanlık yakın tarihte gördüğümüz en büyük belayla baş etmeye çalışıyor: Korona.
Dünya savaşlarından beri böyle büyük felaket yaşamamıştık.
Yerkürenin şu anda en kudretli ülkesi ABD, Vietnam bozgununda 60 bin kayıp verdi, koronada 500 bin.
Oradan hesaplayın.
Dünya ekonomisi küçüldü, küçülüyor.
Anlı şanlı havayolu şirketleri, turizm zincirleri, sigorta-sağlık sistemleri battı; batmanın eşiğinde.
Gezegenin her yerinde bir küçük soluk için çırpınıyor insanlar yoğun bakımlarda.
Başuçlarında nöbetlerdir uyumayan hemşireler, doktorlar, hastabakıcılar...
Nasıl uyusunlar?
Boğulmak ne demek, nefesinizi tutmaya çalışsanıza bir dakikacığına.
Allah korusun
Sevdiğinizin, annenizin, (Allah korusun) çocuğunuzun, arkadaşınızın, komşunuzun kafasına poşet geçirildiğini düşünsenize...
Salgına yakalanmadım ama benim babam KOAH hastası.
Oradan yakalıyor beni bu empati.
Biliyorum, şimdi bir suç işleyeceğim.
Şimdi okuyacaklarınız en hafif haliyle “suça teşvik”.
Cezam neyse de razıyım.
Ama söz konusu sevdiklerinizin “nefesi” ise gözünüz ne hukuk görüyor, ne telif hakkı, ne başka bir şey.
O anda her şey mübah.
Madem bu melanetin ilacı var, aşısı var, koruyor, kurtarabiliyor...
Neden insanların ölmesine izin veriyoruz?
Ya o nefesi alamayan siz olsaydınız?
Bazı ülkelerin elinde aşı formülü var.
Kimi zengin ülkeler nüfuslarının iki-üç katı sipariş verip stoklamış.
Yapılan üretim, salgın karşısında yetersiz kalıyor.
Ülkeler birbirine giriyor, yolda birbirinin gemilerini çevirip el koyuyor.
Ama sıra fakirlere gelene kadar kim bilir kaç kişi daha (bulursa) hastane yatağında boğulacak.
Günümüzden bir Prometeus,
Coca Cola’nın marka haklarından bahsetmiyoruz ki. Söz konusu olan yüzbinlerin hayatı.
Ne olur yani bu formüller açıklansa?
Her toplumun bilim insanları benzerini yapıp halkına sunsa?
Rusya’da, Çin’de, Almanya’da, ABD’de aşı geliştiren firmalar var. Oradan bir doktor, bir profesör çıkıp aşının nasıl üretileceğini internete koysa mesela.
Hatırlarsınız, devlet yazışmalarını ifşa eden “Wikileaks”i yaşamıştık kısa süre evvel. Kadın ya da erkek, keşke delikanlı bir Prometeus çıksa, “Aşı-leaks” gibi, ne var ne yok, keşfedilen her bilgiyi ortaya dökse.
Biri ateşi bulmuş, öbürü tekerleği...
Hangisi, hangi millete, hangi şirkete ait?
Bunların marka hakkı mı olur?
Hepsi bütün insanlığın ortak malı. Aşı hakkında Cumhurbaşkanı da benzer bir çıkış yapmıştı.
Almak, faydalanmak mülkiyet haklarına tecavüz ya da “yağma” sayılmaz bence. Yeryüzünde doğan her bireyin “oksijen kadar doğal hakkı”. Salgına karşı bizim ülkemizde de çalışmalar var.
Olur da akademisyenlerimiz etkili bir formül geliştirirler...
Ve eğer bunu diğer dünya halklarıyla paylaşmazlarsa...
Ben nefes alamadıktan sonra...
Kendi kıyametim başladı demek, o halde yıkılsın bütün sistem.
Paylaş