Aldatma ve aldatılmaya dair

Murat Dalkılıç’ın Danla Biliç’in programında yaptığı aldatma açıklaması hâlâ konuşuluyor. 

Şöyle demişti Dalkılıç: “Ben aldatmayı yalan söylemek olarak düşünüyorum. Dürüst olan insanlar bence aldatmış sayılmıyor. Çünkü yalan söylemiyor. Aldatmak değil yani. Aldatılmış bir şey yok. Bayağı söylüyor yani...”

Bu sözlere kızan çok.

Linç ediliyor Dalkılıç.

Bence haklılar da. Aldatılmak korkunç bir şey.

Ama bir nokta var ki orası biraz çetrefil. Bazı sorular soruyorum kendime.

Mesela adamın metresi var... Örneği yok mu? Çok. Karısı da kocayı boşamak yerine bu durumu kabullenmiş. Hatta haftanın hangi gecesi metresinde kaldığı bile belli yıllardır. Kelime anlamı olarak “aldatma” mıdır şimdi bu? Yahut eşinin üstüne kuma getiren var. Onun da örneği çok. Bazen bir evde aynı anda iki-üç kuma yaşıyor.

Aldatmaya girer mi?

Geçelim hepsini. Adam zengin ve birtakım lüksler sağlıyor eşine. Kadın da biliyor ki kocası çapkın ve her üç iş seyahatinden biri aslında iş için değil.

Ama kocasının sağladığı konfordan da vazgeçemiyor. Ne diyeceğiz bu duruma şimdi? Hülya Avşar bile dememiş miydi: “Erkekler eğer arada bir eşlerine çaktırmadan bir şeyler yaparlarsa o evlilikler yürür ve bir yastıkta yaşlanabilirler.”

Durumu normalleştirmek ya da onayladığım için söylemiyorum. Ama böyle çok örnek görmüyor muyuz çevremizde?

Aldatılmakta sakınca görmeyen, bunu açık açık da söyleyen kişi neden aldatılmış olsun ki?

“Aldatma” deyince adı üstünde: İşin içinde bir kandırma, bir yalan olması lazım.

Yani karşı taraftan habersiz yapılmalı. Kişinin bilgi, rızası dışında olması gerek. Ezcümle “aldatılmak” eşinden sadakat bekleyen ve kendisine bu konuda yalan söylenen kişilere mahsus bir şey. Öbür türlüsü al takke ver külah gibi oluyor biraz, bence aldatmaya girmiyor.

Türk taksisine Rus kahkahası

İstanbul’un taksi sorunu ülke sınırlarını aştı, Rusya’da bile komedi konusu oldu.

Rus komedyen Slava Komissarenko stand-up gösterisinde bu meseleyle ilgili şu espriyi patlattı:

“İstanbul’da taksiyle bir yere gitmek için isteğiniz yeterli değil. Senin isteğin yeterli değil. Taksicinin de oraya gitmek istemesi lazım. İstanbul, taksi tutmaya çalıştığın zaman taksicinin durup, seni götüremeyeceğini söylediği tek şehir! Cidden taksi yakalıyorum, taksi duruyor ve bana: ‘Trafik, trafik!’ diyor. Ee git o zaman trafik varsa! Neden durdun? Yollardaki durumu anlatmak için mi?”

Birçoğu turist olarak Türkiye’ye gelmiş Ruslar gülmekten kırılıyorlar tabii bu sözlere. Ama onlara komik. Biz içinde yaşadığımız için pek gülmüyoruz ne yazık ki.

Acaba Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu eğleniyor mudur?

Bu kadarı cilde zarar

Oğuzhan Koç, rol aldığı “Özür Dilerim” filminin galasındaki makyajıyla gündemde.

Kamera ışıkları altında cildin parlamaması için erkeklere de makyaj yapılması normal.

Ama Oğuzhan’ın fondöteni biraz duvar boyası gibi olmuş hakikaten de. Akşam eve gider gitmez tonikle temizlese bari. Bu kadarı da cilde zarar.

Taylor neden ayrıldı?

Grammy ödüllü şarkıcı Taylor Swift ile 6 yıldır birlikte olduğu nişanlısı Joe Alwyn ayrıldı.

People dergisine göre ayrılık sebebi “farklı karakterlere sahip olmaları”. Biraz saçma, çünkü “Farklı karakterde olduklarını 6 yılda mı anladılar?” sorusu geliyor akla.

Bir başka kaynaksa şöyle konuşmuş: “Dünyanın en ünlü kadınlarından biriyle çıkarken Hollywood’da başrol oyuncusu olamamak Joe için zordu...”

“Erkek egosu” diye bir şey var ve kariyerinde kadından daha başarılı olmayı, en azından eşit olmayı emrediyor.

Bu saçma emir de ilişkilerde hırgür çıkmasına neden oluyor çoğu zaman.

Joe Alwyn öyle bir tip mi bilmiyorum ama bu ikinci sebep, sık karşılaşılan bir durum olduğu için daha makul geldi bana.