Paylaş
Hafta sonu Kıbrıs’taki Kaya Palazzo Oteli’nde Ajda Pekkan konseri vardı.
Kendi şarkılarından arabeske, şaka gibi bir repertuvarla muhteşem bir performans sergiledi Süperstar. Biz bu kadını hak etmek için ne yaptık bilmiyorum.
***
İstanbul konserinde yaşadığı orkestral sıkıntılar orada da devam etti, hatta bir ara yine birileri azarlandı sahnede.
Ama konserden sonra keyfi gayet yerindeydi, sabahın 2’sine kadar kulüpte yan masamızda takıldı.
Bence zaten asıl kafaya takması gereken orkestra değil. Çünkü öyle bir kulağı ve sesi var ki orkestra kolbastı çalsa da zerre etkilenmez; siz yine onu duyar, onu seyredersiniz.
***
Bence Ajda’nın titizlenmesi gereken bir şey varsa o da arkasında dans eden dansçıları. Konser boyunca farklı kostümler giyip çıkaran dört genç dansçısı var ekibinde.
***
Güzellik-fizik deseeen, Ajda bu yaşında (bile) dördünden de daha güzel, daha alımlı.
Koreografi-dans deseeen; Ajda (bile) onlardan daha iyi dans ediyor.
En azından bizim masadaki herkesin dilinde dansçıların sakaleti vardı.
E ne lüzumu var o zaman, bari sahnede kalabalık yapmasalar...
“İstanbul’a hayran kaldı” haberlerinden artık vazgeçsek
Duydunuz mu? Elizabeth Banks İstanbul’a gelmiş! Gelmekle kalmamış, üstüne bir de İstanbul’a hayran kalmış... Böyle diyor haber.
Elizabeth Banks kimdir, şehrimize teşrifi neden mühimdir, bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var: Tabii ki hayran kalacak, dünyanın en büyük, en köklü, en çok turist çeken 10 şehrinden birinden bahsediyoruz.
Bırakın Elizabeth Banks’i, Kraliçe II. Elizabeth hayran kalsa haber değeri yok.
Kurtulalım artık şu üçüncü dünya ülkesi kompleksinden.
Fransız basınında, mesela Le Monde’da şöyle bir şey okuyabilir misiniz: “Ayşen Gruda Paris’i beğendi!”
Bedellinin bedeli keşke gelire göre alınsa
Bedelli askerlik yapacaklar 15 bin lira ödeyecek.
Çok ucuz diye havalara uçan tanıdıklarım var.
İyi de 15 bin, herkes için aynı 15 bin değil ki. Kiminin dişini tırnağına taksa 2 senede zor biriktirebileceği bu para, kimi için gece kulübünde bir akşamda ödediği hesap...
Tam adaleti sağlamak için keşke şöyle olsa o iş: Bedelli yapmak isteyenler, anasının-babasının, kendisinin üzerine ne mal varlığı, ne kadar gelir varsa devlete ibraz etse...
Tıpkı vergide olduğu gibi, çok parası olandan çok, az parası olandan daha az alınsa.
Ayrıca şöyle bir detay daha var: Uzun dönem yapacak olan da kısa dönem yapacak olan da aynı parayı ödüyor.
Yani askere 12 ay gidecek olan ay başına 1250 lira bedel öderken, kısa dönem askerlik yapacak olan her ay için 2500 lira gibi bir bedel ödeyecek.
Burada da üniversite mezunları dezavantajlı kalıyor.
Amma incelikli mesele!
Paylaş