Paylaş
Hani birbirimize diyoruz ya:
“Aman trafikte falan kimseyle tartışma, kimin ne olduğu belli değil, karşı taraf beyzbol sopasıyla, hatta silahla bile inebilir arabadan...”
Bu son olay, ülkede engellilerin bile artık nevrinin tepesinde gezdiğinin resmidir.
Bu kızgın vatandaşla röportaj yapmışlar sonradan.
Yaptığının doğru olmadığını kabul ediyor. Ama artık isyan noktasına gelmiş.
Çünkü usulsüz park etmiş otomobilin etrafından dolaşacağım diye hayati tehlike de atlatmış.
En sonunda dayanamamış, sürücüye ceza yazmaları için polis çağırmış.
Ama gelip giden olmamış.
Herhalde orada koptu kayış, çantasından çekici çıkardığı gibi taka tuka girişmiş camlara.
“Engelli insanın üstünde çekiç ne arıyor? Bu adam ayağa kalkabilse başka türlü zarar verir insanlara” şeklinde yorum yapanlar da var.
Tam çekiç değil elindeki, daha çok İngiliz anahtarı gibi bir şey.
Tekerlekli sandalye bozulunca tamir etmek için bulunduruyormuş çantasında.
Araç, rent a car arabasıymış. Muhtemelen firma kiralayan kişiye, kiralayan da engelli vatandaşa dava açacak şimdi.
Hâkimin ne karar vereceğini çok merak ediyorum. Ama belli ki zıvanadan çıkarıyor, delirtiyoruz insanları.
Başkalarını hiç düşünmeden, abuk sabuk park edenler aklıma gelince bazen İngiliz anahtarı taşısam mı diye aklımdan geçirmiyorum da değil hani.
Yine de keşke silecekleri kırmakla falan yetinseymiş.
Bir annenin isyanı
Şarkıcı Umut Akyürek’in kızıyla yaşadıklarına çok üzüldük. En son evde kendini odaya kilitleyip paylaşım yaptı:
“Kızım madde kullanıyor. Çok kontrolsüzce. Kendini frenleyemiyor. Yine çok büyük bir kriz yaşıyor. Şu anda kendimi odaya kilitledim...”
Kilitlemiş, çünkü evladı daha önce iki kez babasına saldırmış bıçakla.
Bir anne-baba için ne zor bir durum.
Hem onu, hem kendinizi korumaya çalışıyorsunuz ama elinizden odaya kilitlemekten başka bir şey gelmiyor.
Daha önce defalarca yaptığı gibi polis çağırmış.
Ama hiçbir çözüm olmuyormuş. Gelip dil döküyorlarmış, en fazla nezarethanede ifadesini alıyorlarmış.
Reşit olduğu için kendi rızası olmadan hastaneye de yatıramıyorlarmış.
“İki genç kızımız katledildi, hepsinin kökeninde bu illet var. Bu çocuklar aileleri tarafından defalarca şikâyet edilmiş. Hiçbir şey yapılmıyor, adeta serseri mayın gibi geziyorlar. Sanatçı olduğum halde gücüm yetmiyor. Ya ölecek ya başına bir şey gelecek” diyor Umut Akyürek.
“Başına bir şey gelecek” diyerek aslında “Ya kendisi ölecek ya da bir başkasına zarar verecek” diye korkuyor belli ki.
Ümraniye’de kadın polisi şehit eden Yunus Emre Geçti’nin annesini hatırlarsınız. O da şöyle demişti çocuğu için:
“Keşke polisimiz değil de ben ölseydim. O kadar karakollara gittim. Bu çocuk madde bağımlısı, satıyor. Bunların hepsini söyledim. Niye bugüne kadar elini kolunu salladı?”
Metrobebek’e isim önerileri
İstanbul’da Hanife ve Cemal Mete çifti doğum sancıları tutup da taksi bulamayınca hastaneye yetişmek için metrobüse bindi.
Fakat bebeğin hastaneyi beklemeye hiç niyeti yoktu, sancılar arttı.
Metrobüs şoförü yolcuları indirip 112’yi aradı. Sağlık ekipleri yetişti ve böylece Türkiye’nin metrobüste doğan ilk bebeği dünyaya geldi. Belediye çocuğa ömür boyu geçerli İstanbulkart hediye etti.
Fakat insanı gülümseten bu olay sosyal medyacıların diline düştü tabii.
Kullanıcılar, metrobüste doğan çocuğa isim bulmak için birbiriyle yarıştılar.
Aralarından bazıları gerçekten komik, bakalım siz hangilerini beğeneceksiniz:
Erkekse Metrohan, Metrocan, Metroberk...
Kızsa Metrosu, Metrogül...
Kızsa şunlar da olabilir:
Metrobuse, Metrobüşra, Minebüs...
İkiz olsaydı: Sıkış ile Tıkış...
Erkekse Sefer, kızsa Bakiye...
Erkek ya da kız fark etmez: Akbil...
Seç-beğen-al: Durmuş, Durdu, Duran, Duru...
Bu arada Mete ailesi, çocuklarına Yılmaz ismini vermişler.
Paylaş