Piyasaların kader haftası

Bu hafta, özellikle 18 Eylül tarihinde yapılacak olan FED faiz toplantısı ve hemen öncesinde ve sonrasında açıklanacak olan kritik ekonomik veriler nedeniyle, global piyasalar açısından kader haftası olma özelliği taşıyor.

Haberin Devamı

Bu hafta, özellikle 18 Eylül tarihinde yapılacak olan FED faiz toplantısı ve hemen öncesinde ve sonrasında açıklanacak olan kritik ekonomik veriler nedeniyle, global piyasalar açısından kader haftası olma özelliği taşıyor. Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) 0.50 puan faiz indirebileceği ihtimalini iyimser yönde fiyatlayamaya başlayan global piyasaların, söz konusu indirimin 0.25 puan ile sınırlı kalması durumunda doğrudan olumsuz tepki vereceği tahmin ediliyor.

Bizce bu noktada göz ardı edilmemesi gereken bir diÄŸer ihtimal ise, yaÅŸanan finansal çalkantıya, FED'in politika faiz oranını 0.25 puan indirerek ve iskonto penceresinden kullandırdığı faiz oranını da 0.25 veya 0.50 puan indirerek cevap vermesi. Henüz ihtimal hesapları içinde olmayan bu durum karşısında piyasaların, ağırlıklı olarak olumsuz yönde tepki verebileceÄŸi olasılığına karşı ÅŸimdiden hazırlıklı olmakta fayda var. Ayrıca, FED'in kredibilite kaybına uÄŸramamak adına her türlü faiz indirimine karşı "haklı bir gerekçe" yaratması gerekiyor. Bu nedenle, olası faiz indirimlerinin hesapsız risk alan ve ÅŸu anda batma noktasında olan piyasa oyuncularını kurtarmak amacı taşımadığına özellikle vurgu yapması beklenen FED'in, söz konusu "haklı gerekçe"sini mali sistemin zarar görmemesine dayandırması durumunda da reel ekonomiye iliÅŸkin soru iÅŸaretlerinin doÄŸması kaçınılmaz görünüyor. Â

Haberin Devamı

FİNANSAL ÇALKANTI NEREDEN KAYNAKLANDI?

Bilindiği üzere son finansal çalkantı, temelde ABD'deki riskli konut kredileri üzerine kurulu karmaşık türev ürünlerin aşırı fazlalaşması, suistimal edilmesi ve bu ürünlerin taşıdığı risklerin doğru fiyatlandırılamaması sonucu ortaya çıktı. Zamanında finans mühendisliği harikası olarak nitelendirilen bu tür ürünlere, Asya'lı ve Avrupa'lı bazı büyük bankaların da ciddi miktarda yatırım yapmış olduklarını açıklaması ile çalkantının boyutları küresel ölçeğe taşındı.

Bu gelişmelerin ardından, piyasalarda yüksek emtia fiyatları ve düşük fonlama maliyetleri sayesinde son 4-5 yıldır yaşanan global likidite bolluğu hızla daraldı. Piyasalardaki likidite daralmasının dünya ekonomisindeki büyümeyi tehdit edeci bir kredi krizine dönüşebileceğinden endişe duyulması üzerine ise önde gelen merkez bankaları derhal harekete geçti ve çalkantıya müdahale etti.  Ortak bir anlayış içinde sisteme daha önce görülmedik ölçüde likidite pompalayan merkez bankaları, çalkantının boyutlarının kriz düzeyine tırmanmasına engel olmaya ve parasal sistemin çarklarını yeniden döndürmeye çalıştı.

Haberin Devamı

HASAR TESPÄ°TÄ° BELÄ°RSÄ°Z

Ancak, alınan tüm bu önlemlere raÄŸmen, bu süreçte kimin ne kadar hasar aldığının henüz tam tespiti yapılamadığı için kurumlar halen birbirine borç vermekte oldukça temkinli. LIBOR faizlerinin son dönemde hızla yükselmesinin arkasında yatan neden de zaten bu. EÄŸer, FED’in beklenen faiz indirimleri piyasalardaki çalkantıya kalıcı bir çözüm üretemez ise LIBOR faizlerinin yüksek seyrini korumaya devam etmesi beklenmeli. Bu durumda, hafta içinde vadesi dolacak olan yaklaşık 113 milyar dolar tutarındaki finansman bonosunun yeniden çevrilmesi (roll-over) oldukça zorlaÅŸacaktır. GeçtiÄŸimiz AÄŸustos ortasında vadesi dolan yaklaşık 100 milyar dolar tutarındaki finansman bonosunun çevrilmesinde, benzer zorluklar yaÅŸanması nedeniyle, çalkantının dalga boyunun artarak ilerlediÄŸi hatırlanacak olursa bu haftanın neden tam bir kader haftası olarak deÄŸerlendirildiÄŸi sanırız daha iyi anlaşılacaktır.Â

Yazarın Tüm Yazıları