Piyasalar hareketli

Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan ve küresel hale gelen mortgage krizinden sonra açıklanan şirket zararları sonrası finans kuruluşlarının toplam zarar tahmini 400–500 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

Yılın son çeyreğinde de zararlar bekleniyor. Subprime kredilerle ilgili olumsuz beklentilerin devamı ve kayıpların daha da artabileceğinin düşünülmesi, halen yurtdışı piyasaları etkiliyor.
 
Subprime krizinin etkileri baştan finansal sektör için düşünülüyordu ancak artık Amerika'dan başlayabilecek bir küresel durgunluktan korkulmaya başlandı. Resesyon endişelerinin gelişmesi risk priminin artmasına yol açıyor. Bunun yanında likidite krizinin kredi ve ardından reel ekonomiye zarar verebileceği düşünülüyor. Bu arada FED in 11 aralıkta yapacağı para kurulu toplantısında alacağı kararda, gösterge faizi 0,25 puan indirmesi veya değiştirmemesi bekleniyor.
 Â
Türkiye de ise verilen yüksek faiz paralelinde talebin artmasıyla YTL aşırı değerli duruyor. Dış açığın bir kısmı da yüksek faize gelen dövizle kapatılıyor.
Özellikle reel sektörün kullandığı döviz kredileri toplam dış borç içinde önemli bir seviyede yer alıyor.
 
Önümüzdeki aylarda petrol ve diğer emtia fiyatlarının son dönemde yükselmesi tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye ekonomisini de etkileyecek. Eylül ayı itibariyle 34 milyar dolarlık cari açığa sahip Türkiye'nin global petrol fiyatlarını gözönüne alarak cari açık hesaplamaları yapması gerekir.
 
Enflasyon ise geçtiğimiz ay yüzde 1.81 gibi yüksek bir oranda artmıştı. Kasım ayı enflasyonunun da göreli olarak yüksek çıkması bekleniyor. Yüzde 7.3 gibi hedeflenen 2007 enflasyonunun son dönemde gündeme gelen zamlarla tutmaması ve yılsonunda enflasyonun yüzde 8 gibi bir noktada gerçekleşme olasılığı vardır.
 
Sonuç olarak Türkiye sermaye piyasaları yurtdışı piyasalarla ilişkili bir şekilde yön bulmakta ve bu bağlamda yapılacak yatırımlarda yurtdışı piyasaların özellikle izlenmesi gerekir. Ayrıca YTL'nin de değerli bir seviyede olduğu unutulmamalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları