Geçtiğimiz hafta T.C.M.B. Para Piyasası Kurulu gecelik borçlanma faizini 50 bps indirimle yüzde 15.75 seviyesine çekti. Ağırlıklı olarak 25 bps beklenen indirim sonrası bu karar piyasalarca pozitif karşılanmış bulunmaktadır.
Amerika’da ise FED 25 bps indirimle faizi 4.25’e çekti. Subprime krediler ve bunun bankalar ve finansal sistem üzerindeki etkilerini gözönüne alan uluslararası oyuncular bu indirimden pek hoşnut kalmadı.
Bu arada Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için sürdürülen müzakere sürecinde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’den sonra şimdi de Avusturya engellemesi geldi. Avusturya Başbakanı Gusenbaver tam üyeliğin Türkiye için fazla olduğunu söyledi ve AB’de Türkiye’nin üyeliği konusunda görüş birliği bulunmadığını belirtti Ancak bu açıklamanın mevcut ekonomik konjoktürde piyasalar açısından şimdilik ikinci planda kalacağı ve fazla etkili olmayacağı düşünülüyor.
Sermaye piyasaları açısından son gelişmelerden biri de Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley yayınladığı raporda, model portföyündeki Türk hisse senetlerinin ağırlığını, piyasanın üzerinde getiri seviyesinden piyasaya yakın getiriye çektiğini açıklaması oldu.
Ben bunun piyasalar açısından süpriz olmadığını düşünüyorum. Bu bağlamda bir irdeleme yaparsak, İMKB-100 endeksi yılbaşından bu yana dolar bazında %64.7 getiri sağlamış durumda. Ayrıca şirket karlılığı ile hisse senedinin fiyatı arasındaki ilişki sonrası ortaya çıkan fiyat/kazanç oranı İMKB’de 13 seviyelerinde. Borsa artık ucuz değildir. Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki portföy yatırımları incelenirse Kasım ayında kayda değer şekilde azaldığı gözleniyor. Bu gelişme de düşüncemizi destekler nitelikte.
Son dönemde gelişmekte olan bir kısım Ülke piyasalarında ve Türkiye’de görülen satışların henüz dengelenmediğini düşünüyorum. Hisse senetleri piyasasındaki yatırımcılara önerim, mevcut siyasi ve ekonomik konjoktürde İMKB-100 endeksinde 56 bin seviyesinin üstünü satış fırsatı olarak kullanmaları yönünde.