Paylaş
Futboldan fazlasıyla zevk alırım. Maradona'yı dünya gözüyle televizyondan da olsa seyretmiş, Van Basten'i, Zidane'ı, Romario'yu yaşayabilmiş her erkek gibi, bir top ve birbiriyle mücadele eden 22 kişiden çok daha fazlasını ifade etti benim için futbol.
O meşin yuvarlak döndükçe, benim dünyamı aydınlatmaya başladı. Derken gönlümdeki renkler için çalışma şerefi bana nasip oldu. Evet, tahmin edebileceğiniz gibi görev aldığım süre boyunca futbolun en zevkli ve bazen de tatsız anlarına şahitlik ettim.
Dünya yıldızlarıyla antrenmana çıktım, soyunma odası konuşmalarını dinleyip, o ortamı sonuna kadar yaşadım. Milyonlar her gün beraber çalıştığım futbolcuların posterlerini biriktirirken benim çalan telefonlarımda adları belirdi. Önce kıvırcık saçlı tercüman Samet'tim, sonra arkadaşları Samet oldum. Ben onları, onlar beni tanıdıkça çok sevdi.
Futboldu bizi birleştiren, bu dünyadaki altı milyar kişiyi birleştirdiği gibi... Hiç bir imparatorluğun ulaşamadığı sınırlara ulaştığı gibi...
3 Temmuz sürecini de yaşadım, üzüldüm, gönlüm kırıldı. Süreç içerisinde de sevdiğim renklerden ayrıldım. Ama sevgim hiçbir zaman azalmadı. Nasıl azalırdı ki?Ben de bu topraklardaki her erkek çocuğu gibi 'gol atan kaleci'yle büyümüştüm.
Şimdi o sevdiğim futbol ve spor dünyasına ilişkin yazılar yazma zamanı... Bir başlangıç; üstelik geç kalmış bir başlangıç... Burada sadece Fenerbahçe yazmayacağım. Burada futbol ve spor yazmaya çalışacağım. Tarafsız olarak; spora ilişkin düşüncelerimi paylaşacağım sizlerle...
Geçen hafta kazanılan şampiyonluk...
Ben hayatımda ilk defa bir şampiyonluğa tüm takım taraftarlarının bu kadar birlik içinde sevindiğini gördüm. Çünkü bu şampiyonluk Fenerbahçe'ye çok yakıştı.Uzun ve bir o kadar da zorlu bir süreçten sağ salim çıkmayı başardığının bir ifadesiydi bu şampiyonluk Fenerbahçe için...
Altını çizerek söylemek gerekiyor; son birkaç yılda Fenerbahçe'nin yaşadıklarını yaşayan başka hiçbir takım bu kadar hızlı ayağa kalkamazdı.
Fenerbahçe bu sene aslında sadece kendi taraftarlarını sevindirmedi. Futbola ve birliğe inancı olan herkesi sevindirdi. Birlik olunca, tek yürek olunca, takım olunca her türlü zorluğun üstesinden gelinebileceğini gösterdi. İşin doğrusu; sürecin başlangıcında yanımda gözaltına alınan sonra takımdan ayrılmak zorunda kalan Emenike ile şampiyon olmak bir anlamda hikayeyi tamamladı.
Ayrıca yine sürecin sembolleri kadınlar ve çocukların önünde olması da şampiyonluğun anlam bütünlüğünü sağladı. Fenerbahçe aslında bir örnek bir hikaye yazdı bu sene...
Bence bu seneden geriye kalacak olan, her türlü tartışmanın dışında, bu kenetlenmişlik hikayesidir. Ve ezeli rakip Galatasaray'ın şampiyonluğun hemen birkaç dakika sonrasında Fenerbahçe'yi resmi sitesinden tebrik etmesidir. Tüm zorluklara rağmen Beşiktaş taraftarının takımını hiç yalnız bırakmamasıdır... Akhisar'dır aynı zamanda... Kasımpaşa'dır...
Yani her türlü olumsuzluk içinde bu seneden yine akılda tutmak istediğimiz şey futboldur. Ve ben bundan sonra o futbolu da anlatmaya çalışacağım kendi penceremden...
Bu geç kalınmış bir başlangıcın merhabasıdır...
Paylaş