Yüzde 100 enflasyon ne demek?

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Bilindiği gibi Sayın Taner, salı günü kapanıştan sonra yıl sonu enflasyonunun yüzde 100'e ulaşabileceğini açıkladı. Bir yerde, gerçeği dile getirdi.

Piyasalardaki hassas dengeler daha iyi hesaba katılamaz mıydı?

İşin bu yönünü bir kenara bırakıp yüzde 100'lük enflasyonun ne anlama geldiğini teknik bir açıdan ele alacağız.

MAAŞ ZAMLARI

Yeni hükümetin ilk icraatlarından birisi, yılın ikinci yarısı için geçerli olacak memur maaş zamlarını açıklamak olmuştu.

Maaşlara yüzde 35 zam yapıldı.

Bu zam o günlerde ‘‘iyi’’ olarak nitelenmişti. Nitekim yüzde 83'lük bir enflasyon oranı, yılın ikinci yarısında fiyatların yüzde 35 artması demekti.

Memurlara verilen zam, böyle bir durumda reel anlamda bir şey bırakmasa da en azından enflasyonu karşılıyordu. Fiyatlar biraz daha yavaş artarsa belki reel bir kazanç bile sağlayabilirdi.

Şimdi de öyle mi?

Yılın ilk altı ayında gerçekleşen enflasyonu biliyoruz. Yüzde 35.

Enflasyonun yüzde 100'e vurması, ikinci altı ayda fiyatların yüzde 48 artması demek.

Bu durumda da memur 1997'nin ikinci yarısında yüzde 9'a yakın bir reel gelir kaybına uğruyor.

Gerekliydi veya değildi. Orası ayrı.

Ama petrol ve şeker zamlarıyla ciddi bir siyasi risk alındığı kesin.

DEVALÜASYON VE FAİZLER

Enflasyon, ikinci altı ayda yüzde 48 oldu diyelim. Peki faizler ne olur?

Ya aylık devalüasyon oranı?

Yılın ikinci yarısında enflasyonun biraz üzerinde kalan ve bu arada dövizde pozisyon açmayı çekici kılan bir faiz oranı bu koşullarda yüzde 135'in üzerinde olma durumundadır.

(Teknik bir nokta: Yüzde 135 faiz, altı ayda yüzde 53 getiri verir. Oysa önümüzdeki altı ayın enflasyonu yüzde 48 oluyor. Bu durumda bile yatırımcı yılın ikinci yarısında sadece yüzde 3.4'lük bir reel getiri elde ediyor.)

Aylık devalüasyon oranına gelince:

Burada işler karışık, çünkü ekonomi yönetimi, pozisyon açmayı desteklemek ve faizleri fazla yükseltmemek için devalüasyonu çok düşük tutma kararı alabilir. Bu bir olasılık.

Ama yıl sonuna kadarki ortalama aylık devalüasyonun yüzde 5'in altına inmesi de kolay değil.

BONODA KAYIPLAR

Geldik en önemli noktaya.

Bono faizleri, bileşiklerde yüzde 120'ye çıkar ve burada kalırsa, portföyde tutulan bonolar ciddi miktarda zarar edecektir. (Dün piyasanın karışmasının nedeni budur.)

Bileşik faizler yüzde 120'ye çıktı diyelim. Yüzde 95'ten alınan ve vade bitimine 6 ay kalan bir Hazine kâğıdı, bir anda yüzde 5.5 değer yitirir.

Demek ki, yüklü bono portföyü tutan bankaların bilançoları ciddi biçimde etkilenmektedir.

Elbette piyasada riskin artmış, volatilitenin ciddi biçimde yükselmiş olması da hesaba katılmalıdır.

Bunlar da yatırımcının talep edeceği risk primini yukarı çekecek, faizleri yükseltecek nedenlerdir.

SONUÇ

Gördüğümüz gibi yüzde 100'lük bir enflasyon, hesapları temelden değiştiriyor.

Piyasaların dünkü tepkisi bu nedenle sert oldu.

(Aslında hazırlıklı olan kurumlar da yok değildi.)

Yazarın Tüm Yazıları