Yapısal reformlar ve yeni yıl (1)

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Yeni yıl nedeniyle siyaset ve ekonomi tatilde. Bu fırsattan yararlanıp bir süredir üzerinde düşündüğümüz bir konuyu detaylı bir şekilde ele almak istiyoruz.

Konu yıllardır dillerde dolaşan yapısal reform ihtiyacı.

SORULAR

Yapısal reformlara neden başlanamıyor?

Ama bu cevap sonunda ortaya çıkan tablo pek iç açıcı değil. Çünkü akla hemen şu soru geliyor. Yapısal reformları sürekli ertelemek, ‘‘günü kurtarma’’ üzerine kurulu iktisadi politikaları izlemek Türkiye'yi nereye getirdi?

Peki, 1998 yılı içinde yapısal reformlara başlanabilir mi? Yeni yılda ne çeşit gelişmelere tanık olabiliriz?

Yazı dizisini bir spekülasyonla bitireceğiz:

Yapısal reformlara başlandığında neler yaşanabilir?

NEDEN?

Türkiye yapısal reformlara neden başlayamıyor?

Enflasyonun düşürülmesi ve bütçe açığının azaltılması

Sosyal güvenlik reformu ve emeklilik yaşı

Verimsiz KİT'lerin kapatılması, kamu bankalarının elden çıkarılması

Gelir dağılımında adaletsizliği azaltacak tedbirler

Finans sektöründe köklü reform ihtiyacı.

Kısa vadeli sermaye girişlerine aşırı bağımlı haldeki dış dengeye çekidüzen vermek.

Bu tedbirlerin (ve diğerlerinin) gerekliliği hemen hemen tüm uzmanlarca vurgulanıyor. Ciddi bürokratlarla konuşun, aynı şeyi söylüyorlar.

Siyasetçiler? Aynı fikirdeler.

Hatta sade vatandaş da genelde yukarıdaki tedbirlere gerekli diye bakıyor.

Ama bu yıllardır böyle devam edip gidiyor.

ÇEKİNGENLİK VE KORKU

Yıllardır günü kurtarma üzerine kurulu iktisadi politikalar izlemenin bir maliyeti bu amaçla atılan her adımın finans sektörünü daha da zayıflatması.

1994 krizinden sonra atılan günü kurtarıcı adımlar yeni bir kriz çıkmasını engelledi. Ama bu arada kamu bankalarının bilançosunu düzeltilemeyecek bir şekilde bozdu.

TL. cinsi bono stoku Türkiye benzeri ülkelerde görülen en yüksek oranlara ulaştı.

Gecelik ve haftalık repoda dönen para modern risk yönetimi ilkelerine çok ters düşen inanılmaz boyutlara ulaştı.

Offshore da eklendiğinde döviz açıkları kapatılması güç seviyelere geldi.

Sonuçta finansal piyasalarda pamuk ipliğine bağlı bir denge oluştu.

İşte bu hassas denge yapısal reformları riskli kılıyor. Yapısal reformlara başlandığında aniden büyük finansal çalkantılar çıkması olasılığı büyüyor. Ama seçmenleri en çok tedirgin eden olaylardan birisi de bu.

Son Güney Kore seçimlerinde de görüldüğü gibi, finansal krizler sonunda alınan kemer sıkıcı tedbirler bir anda iktidar değişikliklerine neden olabiliyor.

Finansal piyasalardaki dengeler o kadar zayıfladı ki, Demokles'in kılıcı gibi siyasetçilerin tepesinde asılı duruyor.

SONUÇ

Elbette yapısal nedenlere başlanamamasını sadece bununla açıklamak yanlış. Bir de Türkiye'deki duruma bakın. Radikal kararlar alınır, finansal piyasalar karışırsa, iktidar partileri zayıflayacak. Peki kim güçlenecek?

Büyük bir olasılıkla Refah Partisi.

Eğer Türkiye finansal piyasalarındaki dengeler daha sağlam olsaydı, sosyal güvenlik, bütçe açığı, gelir dağılımı, dış denge konusunda daha rahat karar alınabilirdi.



Yazarın Tüm Yazıları