Paylaş
Piyasalardaki ‘‘son hareketlerde’’ sanırız Asya krizinin ilk reel etkileri hissediliyor.
Ama faize vergi uygulamasının da burada önemli bir rolü olabilir.
Dünkü yazıda DTH'leri nakit dövizle kıyaslamış ve son uygulamalardan sonra göreli avantajın nakit döviz lehine değiştiğini vurgulamıştık.
Döviz cinsi hesapları bugün TL cinsi tasarruflarla kıyaslayacağız.
AVANTAJ
İlk önce TL cinsi hesapların kazandığı bir avantajdan başlayalım.
Vatandaş parasını TL cinsi tasarruf hesabına yatırdı. Sözkonusu banka da bununla Hazine bonosu satın aldı diyelim. Bu arada, faize vergi geldi. Ne olur?
Hazine, yüksek borçlanması nedeniyle piyasaya ‘‘teslim olduğu’’ için bir süre sonra ödediği faizi yukarı çekip net getiriyi yine eski seviyesinde tutma zorunda kalır. Yani kamu, aldığı vergiyi bir yerde yine kendisi ödemiş olur.
Demek ki ilk çalkantılar geçer, dengeler yerine oturursa, TL cinsi tasarruf sahibi kabaca aynı net getiriyi elde edecek. (Bu zaman alabilir.)
Oysa dün de gördüğümüz gibi, DTH'lerden alınan faizde durum değişik. Çünkü DTH'lerden toplanan dövizlerin bir kısmı yine döviz cinsi kredilerde kullanılıyor. Bir kısmıyla da pozisyon açılıyor.
Döviz cinsi krediyi alan ihracatçının yükselen faiz maliyetini müşterisine aktarması mümkün değil. Çünkü ihracatçı, uluslararası fiyatları kabullenme durumunda.
Demek ki ilk bakışta TL cinsi hesaplar, DTH'lere kıyasla bir avantaj yakalamışa benziyor. Sular durulduğunda göreli faiz, TL cinsi hesapların lehine değişebilecek.
Bu iyi haber.
OLUMSUZ GELİŞME
Ama bir de kötü haber var.
Son uygulamalara göre, TL cinsi tasarruflardan elde edilen gelirin enflasyondan arındırılması, ortalama enflasyon oranı ile yapılıyor.
Bu önemli.
Çünkü 1997'de tüketici enflasyonu yüzde 99 olduğu halde ortalama enflasyon yüzde 80 civarında gerçekleşmişti.
Enflasyonun yükseliş trendinde olduğu her durumda da kaçınılmaz... Bu böyle çıkacak.
Yani ortalama enflasyon, gerçekleşen enflasyondan düşük olacak.
Maliye de böylece daha çok vergi toplayacak...
Daha kötüsü var.
KRİZ ZAMANI
Enflasyon, bildiğimiz gibi kriz zamanlarında hızla sıçrıyor.
İşte yukarıdaki etki de bu durumlarda güç kazanıyor. Örneğin bazı durumlarda gerçek enflasyon yüzde 200'e çıkarken ortalama enflasyon yüzde 120 civarında kalabilecek.
Bu durumda da Hazine, vatandaşın ana parasının önemli bir kısmını sanki faizmiş gibi vergiye dahil edecek.
TL cinsi hesaplar bir kriz sırasında zaten olası bir devalüasyondan darbe yiyebilecekti.
Son uygulamalardan sonra TL cinsi hesapların çekiciliği şimdi daha da azalmış durumda.
Parasını TL cinsi tasarrufta tutan yatırımcı, bir darbe de vergiden yiyecek.
Kriz tehlikesi olduğu müddetçe de bu böyle gidecek.
Paylaş