Paylaş
Uluslararsı finansal piyasalardaki kriz atmosferi sona ermiş değil. Aksine.
Asya ekonomileri ciddi bir kemer sıkma döneminden geçecek. Büyük bir olasılıkla Brezilya başta olmak üzere, Asya dışındaki bazı ülkelerde çalkantı artacak. Wall Street bundan sonra da ciddi düşüşler yaşayacak.
Kısacası, finansal piyasalarda stresli dönemin henüz başlangıcındayız. Çok hızlı düşüşler görülmese bile esas zorluklar bundan sonra.
Bu durumda hükümet neden bir an önce harekete geçmek zorunda?
Üç yazıda ele alacağız. Birinci yazı bugün.
TÜRKİYE'YE ETKİLERİ
Şu veya bu nedenden, uluslararası borsa krizi, ilk günlerde göründüğünden daha tehlikeli bir hale gelmeye başladı. Türkiye ekonomisine de olumsuz etki yapabilecek bir boyuta ulaştı.
Bir kere kriz gelişmekte olan ülkelerin döviz cinsi bonolarını fena vurdu.
İlk düşüşlerden sonra hisse senedi piyasalarının kısmen toparlandığını gördük. Ama benzer bir toparlanma gelişmekte olan ülkelerin sattıkları döviz cinsi bonolarda yaşanmadı.
Yabancı yatırımcıların bu bonoları artık fazla çekici bulmadıkları anlaşılıyor. Aslında bunda haksız da değiller. Örneğin evvelsi gün bir Tayland bankasının daha uluslararası piyasalarda faiz ödemelerini yerine getiremediğini gördük. (Tayland'da birçok kurumun işlemleri dondurulmuş durumda. Bilançoları bozuk. Yükümlülüklerini yerine getiremiyorlar.)
Bu gibi olaylar Türkiye de dahil olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerin çıkardıkları bonolara olan talebi düşüyor. Piyasayı daraltıyor. Bu arada faiz yükünü de artırıyor.
Nitekim geçen hafta Hazine'nin bazı dış borçlanma planlarını gelecek yıla bırakacağını duyurdu.
DARALMA
İkinci olumsuz etki, ortaya çıkmakta olan ekonomik durgunluk ve deflasyonist ortamdan kaynaklanıyor.
Başta Japonya ve bazı Asya ülkeleri olmak üzere, bazı ülkeler bir durgunluk döneminden geçecek. Ekonomiler daralınca talep ettikleri mallar azalacak.
İhracat yapmak, başka ülkelere mal satmak güçleşecek.
Bu durum, doğal olarak Türkiye'nin ihracatını da etkileyecek.
YATIRIMLAR
Bir üçüncü etki daha var.
Yaşanan kriz, gelişmekte olan ülkelere gelen ve doğrudan fiziksel yatırıma giden sermayeyi azaltacak.
Doğru. Türkiye'ye bu çeşit önemli bir sermaye girişi yok. Gelen para fiziksel yatırıma değil, spekülatif kazançlara yöneliyor.
Ama yine de olumsuz bir gelişme, çünkü gelecek yılın özelleştirme hamlesine bir darbe vurabilir.
SONUÇ
Bütün bunların hepsini bir kenara bırakalım.
Ekonomisinde sorun olan ülkelerin birbiri ardına spekülatif hücumlara maruz kaldığını görüyoruz.
Her şey bir yana, sadece bu olay bile acil tedbir için yeterli.
Peki hükümet ne yapabilir?
Gördüğümüz kadarıyla hükümetin yapabileceği tek bir şey var.
Paylaş