Paylaş
Heyecanlanıp zarar vermeyelim
Faize gelen vergi ister istemez finansal piyasaları ciddi biçimde etkileyecek. Kaçış yok.
Siyasetçiler ve bürokratlar heyecanlanarak, meseleleri derinlemesine düşünmeden tepki verirlerse, ‘‘piyasaların göstereceği uyum’’ uzun vadede ekonomiye çok zarar verecektir.
Yok, akılcı politikalar izlenirse, zarar asgariye iner. Hatta bazı bakımlardan olumlu sonuçlar alınır.
Türkiye finansal piyasalarının şu anda içinde bulunduğu durumdan yıllar önce geçen ülkeler var. Bu deneyleri uygulamaya istekli olmasak bile, en azından bilelim.
Yani dinleyelim.
FARK KDV olayını alın.
Satın alınan malların fiyatı bir günde yüzde 10 artıvermişti. Çünkü KDV gelmişti.
Ama yasadışı yollara başvurmadıktan sonra yapacak bir şey yoktu. Vatandaş alışverişine eskisi gibi devam etti ve bu arada KDV'sini ödedi. Neden? Çünkü yeni bir otomobil alacaksanız bunun tek bir yolu var. Galeriye gidip otomobili satın almak. İstanbul'da, Ankara'da her neredeyse...
Otomobili Londra'ya gidip satın alamazsınız ki?
Alsanız bile devlet bu otomobili ülkeye sokmak için sizden bir permi talep edecektir. Otomobil ithal etmek için izniniz olması gerekiyor.
Ama finansal enstrümanlar öyle değil.
ENSTRÜMANLAR SONSUZ
Eğer ben bono faizi elde etmek istiyorsam, bunu birçok değişik şekilde yapabilirim. Örneğin vadeli döviz hesabı açtırırım. Bu arada, gider aynı çeşit dövizi forward'da satarım. Olur bir sentetik repo.
Şimdi dikkat edin.
Bunları İstanbul'da veya Ankara'da da yapmak zorunda değilim.
Londra'da yaparım. Veya, Singapur'da. Nerede işime geliyorsa. İşlem açısından hiç fark etmez.
İki nedeni var.
Bir kere, enstrümanlar otomobil gibi değil. Sentetikleri yapılabiliyor.
İkincisi, devlet ülkeye sermaye giriş çıkışlarını serbest bırakmış. İstediğiniz kadar döviz alıp satabiliyorsunuz. Sentetikleri içeride engellerseniz, dışarıda yapılır. Her bakıma yasal. İzne gerek yok.
BİLGİSAYAR İŞLEMİ
Demek ki bir yanda finansal ürünler bildiğimiz fiziksel ürünlere benzemiyor. Sentetiklerini birçok şekilde üretebiliyorsunuz. Diğer yanda bu enstrümanları belli bir yerde satın almak zorunda değilsiniz.
Sermaye giriş çıkışları serbest olduktan sonra bir işlemi Londra'da yapmakla İstanbul'da yapmak arasında zamanlama açısından hiçbir fark yok.
Her ikisinde de ya telefon veya bilgisayar kullanacaksınız. Her ikisinde de isterseniz Türkçe isterseniz İngilizce konuşacaksınız.
Her ikisi de aynı zamanı alacak.
Fark olsa, olsa maliyetlerde olabilir. Bu işlemleri Londra'da mı yapmak daha ucuza gelecektir? Yoksa Türkiye'de mi?
Esas ilginç soru bu.
Çünkü, iş dünyası maliyetleri asgariye indirecek şekilde çalışır.
SONUÇ
Bürokratlara ve siyasetçilere duyuralım.
Düşünmeden hareket ederlerse şimdi Türkiye'de yapılmakta olan işlemlerin çoğunluğu zamanla off-shore'a kayacaktır. Çünkü ‘‘dışarısı’’ daha ucuz hale gelir.
Kazançlar, yeni iş imkânları, yeni gökdelenler, yeni bilgiler... hepsi bir anda yabancılara kaptırılır.
Konuya devam edeceğiz.
Paylaş