Paylaş
Geçen hafta piyasalar Merkez Bankası'nın kotasyonları yukarı çekmesinden etkilenmişti.
Bono faizleri yukarı gitti. Borsa tatsızdı.
Ama ekonomi yönetimi için esas gürültü siyaset sahnesinde koptu:
‘‘Enflasyon üç haneli rakamlara ulaştı.’’
‘‘IMF ziyareti iptal edildi.’’
‘‘... edilmedi.’’
Tartışmaları derken, ekonomi yönetimi epey eleştiri aldı.
Durum bundan sonra da fazla farklı olmayacağa benziyor. Sayın Başbakan'ın karşısında sanırız cevap bekleyen bir soru var.
KARGAŞA
Enflasyon aralık ayında yüzde 99'da iken ocak'ta iki puan artarak yüzde 101'e geldi.
İşin esasına bakıldığında iki rakam arasında büyük bir fark yok.
Ama yüzde 100, psikolojik önemi olan bir rakamdı. Aşılınca, işin siyasi boyutu değişti. Sesler yükseldi.
Ekonomi yönetimine yönelik eleştirilerin ikinci nedeni, 1998 başından itibaren enflasyonun inişe geçeceği konusundaki beklentiler idi. Bu beklentileri ekonomi yönetiminin kendisi yarattı.
Bu yönde demeçler verildi.
Üç yıllık bir istikrar programının uygulamaya konulacağı duyuruldu.
Kamu zamları altı ay sonrasına ertelendi.
Ocak ayı enflasyon rakamları işte bütün bu adımları anlamsız kıldı. Beklentileri tersine çevirdi. Koalisyon partileri açısından savunulması güç bir siyasi sorun doğdu.
YAVAŞLAYAN ÇARKLAR
Öte yandan kısmen 1998 bütçesi, kısmen de Asya krizinin etkileriyle ekonominin çarklarında yavaşlama belirtileri oluşmaya başladı.
Aslında bu şaşırtıcı değil, çünkü ekonomi yönetiminin kendisi büyümenin yüzde 3'lere düşmesini bekliyor.
Ama yavaşlayan büyüme hızlarının da yüksek siyasi maliyeti var. Özellikle Çiller döneminden geçmiş, önemli sosyal sorunları olan bir ekonomide.
DEĞİŞİR Mİ?
Elbette ekonomi yönetimini haklı bulabileceğimiz yönler de var. Asya krizi kuşkusuz büyük bir şanssızlık.
Toplumun ciddi istikrar tedbirlerine ne kadar hazır olduğu şüpheli.
Meclis'te dengeler hassas.
Ama siyasette ‘‘ağlamak’’ işe yaramıyor. Koşullar ne ise, onlarla çalışacaksınız.
Orta vadede koşulların değişmesi olasılığı da düşük.
SORU
Bu durumda da Sayın Yılmaz'ın karşısına önemli bir soru çıkıyor.
Soru şu:
‘‘Acaba ekonomi yönetimine yeni bir görüntü vermenin zamanı geldi mi?’’
‘‘Farklı bir tarz gerekli mi?’’
Belki bugün değil, ama sanırız yakında bu soruyu cevaplamak gerekecek.
Paylaş