Pahalı oyuncaklar

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

İnternet ve bilgisayar dünyasında teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor.

Ve bu arada kıran kırana bir de rekabet yaşanıyor.

TEHLİKELİ DÜKKÁN

New York'u ziyaret eden bilgisayar düşkünü profesyonellere önerebileceğim bir dükkân var. Tam hatırlamıyorum, ama Beş ile 47'nin kesiştiği noktada.

Dükkân sadece taşınabilir bilgisayar ve bunlarla ilgili aksesuarları satıyor... Hiç niyetiniz yokken bile size para harcatabiliyor.

Fiyatlar biraz tuzluca. (Beşinci Cadde'nin kirası yüksek.) Ama en yeni makineleri arıyorsanız, sadece orada var. Size bir iki hafta sonra değil, hemen orada teslim edebiliyorlar.

EN YENİSİ

Son olarak üç hafta önce New York'ta iken bu dükkâna uğramıştım.

Amacım bir şey satın almak değildi. Ne gibi yenilikler var göreyim demiştim.

İçeri girer girmez, satış elemanlarından birisi hemen bana döndü:

‘‘Sayın Neftçi dedi, son çıkan makineyi gördünüz herhalde?’’

Bu sözleri duyar duymaz durakladım. Aklımdan hemen iki düşünce geçti.

Bir. Acaba adamlardan geçmişte epeyi kazık mı yedik ki ismimi hatırlıyorlar?

İki. Yeni çıkan makine derken, kendilerinden son derece emin bir ifade kullanıyorlar. O kadar eminler ki, niyetimiz olmadığı halde başımıza kötü şeyler gelebilir.

Çaresiz yeni çıkan bilgisayarın bir örneğinin durduğu köşeye yöneldik.

YENİ MAKİNE

Markasını vermeyeyim.

En güçlü, en yeni taşınabilir bilgisayar. Üç kilo kadar. Hızı 220 gibi bir şey. Hard disk 4 giga. İsterseniz bir ikincisini koyabiliyorsunuz. İki değişik sistemle birlikte çalışıyorsunuz. Modem 56 K.

Kocaman renkli bir ekran. En hızlı CD rom. 64 K hafıza.

Ve... Ekranın kenarında parmak kadar, minicik bir kamera. İstediğiniz tarafa döndürebiliyorsunuz. Satış elemanı ile konuşurken ekrandan kendimizi seyrediyoruz. Küçük bir televizyon.

FİYAT SORUNU

Gayet güçsüz bir sesle adama sorduğumu hatırlıyorum:

‘‘Kaç para?’’

Satıcı tereddüt etmeden:

‘‘Size 6.740 dolar. Bugün geldi. Stok'a daha yeni kattık. Yarına kalır mı bilmiyorum. Alın eve götürün.’’

6.740 Dolar!

Bu yazıyı yazdığım makineyi (ki aynı markanın bir önceki modellerinden) daha bundan altı ay önce 4.200 dolara aldım. Elimdeki makine yepyeni iken gidip bir 6.740 dolar daha nasıl vereyim?

Ama yeni bilgisayar da bir Ferrari gibi karşımda duruyor.

‘‘Boş ver’’ dedim kendi kendime, ‘‘Bir günaha girmeden uslu uslu dükkândan çık işinin başına dön!’’

SONUÇ

Aradan tam üç hafta geçti. Bizim arkadaşlarla konuşurken bu makineden söz ettiler.

‘‘Bir tane alacağız. Fiyatı düştü!’’ dediler.

Daha iki buçuk hafta önce piyasaya çıkmış yepyeni makinenin fiyatı ne kadar iner ki?

Araştırdım.

Doğru. Bizim Ferrari'nin fiyatı iki hafta içinde 4.300 dolara gerilemiş.

Şimdi yeni teknolojilerdeki kıran kırana rekabete mi şaşayım, yoksa iki hafta önce şeytana uymadığıma mı sevineyim?

Yazarın Tüm Yazıları